İstenilen düzeyde bir ekonomik güç olamadık

Cafer Hasan

Ekonomik bakımından yeterli bilgi sahibi olamadığımız için, iş hayatında muvaffak olmuş kişilerle diyaolg kurmakta da güçlük çekiyoruz. Ancak, bu konuda kendimizi geliştirmek için bir çaba sarfettiğimiz de, pek söylenemez. Bırakın ekonomiyle yakından ilgilenmeyi, bu konulara ilgi bile duymuyoruz. Bundan dolayı da, iş dünyasında kopuk ve uzak kalıyoruz.

Ne Batı Trakya’daki Türkler arasında, nede Almanya’daki Batı Trakya’lı Türkler arasında, özel girişimciliği geliştirici çalışmalar veya faaliyetler yok. ’’Armut piş, ağzıma düş’’ misali hep hazıra bekliyoruz. Oysa atılımlar, ancak büyük bir istek ve heyecanla gerçekleşebilir. Özellikle okurların ve okumuşların, bu gerçeği, bilmelerini istiyorum. Geçmiş tarihlerde de benzeri yazılar yazmıştım; fakat aynı sözleri burada bir kez daha tekrarlamayı, faydalı görüyorum. Çünkü toplumların geleceği ve etkinliği, sahip olacakları ekonomik güce bağlıdır.

Günümüzde ülkelerin kalkınmışlığı veya geri kalmışlığı, sahip oldukları manevi zenginliklerle değil de, ulusal gelirden kişi başına düşen parayla ölçülmektedir. Bizler hep soydaşlarımıza hitap ederken, toplumlar bütçeleriyle değil de, manevi zenginlikleriyle ölçülür diye örnekler veriyorduk. Oysa günümüzü acımsız yaşam koşullarının insanoğlunu nasıl derinden etkilediğini örnekleriyle görmekteyiz.
Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasınlar, Batı Trakya insanının gelişmesi ve kalkınması, en temel amaçlarımızdan biri olmalıdır. Örneğin, Almanya’ya yerleşmiş Batı Trakya’lılarolrak bizler, dünyanın en kalkınmış ve modern ülkeleirnden birinde yaşamamıza rağmen, kendi aramızda bir türlü ekonomik bir iş birliği, oluşturamadık.

Çok haklı olduğumuz konularda bile çekingen olduğumuzdan ve buna ilaveten, çok zaman da küçük menfaatleri aşamadığımız için, bize büyük refarans sağlayacak imkanları da, gözümüzden kaçıyoruz. Bu da bizlerin alt yapının, sakatlığından kaynaklanmaktadır.
Kimse kusur görmesin ama, yürüyen ölüler gibi, halen uynamadık. İçimizde yanan bir ışık yok… Herkeste bir ilgisizlik, kayıtsızlık, tahatlık ve işleri ağırdan alma durumu var. Hattainsanımızın çağu, hiçbir şeyin tarafında da değildir. Sürekli; ’’Bu ölümlü dünyada her şey olacağına varır’’ mantığı ile hareket ettiğimizden, kimse gelecekle ilgili olarak kafa, yormak, istemiyot. Genci, yaşlısı herkes işleri oluruna bırakmış.

Halbuki başarı için yaş sınırı yoktur… Nefes aldığı müddetçe, kimse kendisini bitmiş – tükenmiş görmemelidir. Kalp çarptıkça, istikbalden ümit kesilmez…

İnsanlar, ne istediklrini bildikleri ve istekleri doğrultusunda da yılmadan çalıştıkları zaman, çok defa imkansız mümkün kılmışlardır. Toplumumuzdan, ekonomik alanda belli bir eğilimin oluştuğu görmek, çok sevindirici olur.

Eğer gelecekte istediğimiz yerde olmak istiyorsak, artık bu işi mutlaka başarmalıyız. Çünkü yaşanan gelişmeler, insanımızın gelecekte de var olabilmesi için, ekonomik bir güç oluşturmasını, artık kaçınılmaz kılmaktadır…

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ