İşler, Ehil İnsanlara Verilmelidir

Cafer Hasan

Azınlık sorunlarının çözümü adına Almanya’da kurulmuş olan derneklerimiz, 21 Kasım 1982’den 1988’e kadar olan sürede, bir program dâhilinde ve birlik – beraberlik içinde, örnek bir ekip çalışması göstermişlerdir.

Bu dönemde hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan derneklerimiz,  özveriyle  çalışarak, tüm ayrımcı uygulamalara karşı da, ortak hareket etmişlerdir. Tüm derneklerde, yapılan veya yapılacak çalışmalar hep istişare temelinde belirlenmiştir. Diyalog kapıları açık tutularak, herkesin özgürce fikrini söylemesi sağlanmıştır. Bu demokratik ve şeffaf yönetim anlayışı da, Azınlığın her kesimi tarafından, destek görmüştür.

Azınlık içinde önemli bir yer tutan kurumlarımız, o dönem için gerçekten de Azınlık Siyaseti’ne yön vermişlerdir. Yürütülen çalışmalar neticesinde, Azınlığın  sorunları kısa sürede Yunanistan’ın üyesi olduğu AB kuruluşlarının gündemine taşınmış, ne istediğini bilen, yenilikçi, çağdaş ve de tam demokrat dernek yöneticilerinin ekip çalışması sayesinde de, istenilen sonuçlar, süratle alınmıştır.

Birliğin ve beraberliğin büyük bir güç olduğunu bilen o dönemdeki  yöneticiler, bazı toplantılarda tartışmalar yaşanmış olsa bile, bu  durum, demokrasinin bir gereği olarak kabul etmiştir. Aralarındaki saygı ve sevgi hiç eksilmemiştir.

O dönemdeki tartışmalar genelde: “Batı Trakya’daki azınlığımız, eşit vatandaşlık haklarına nasıl kavuşur?” konusu üzerinde yoğunlaşmıştır. Tamamen azınlıkçılık  çerçevesinde yürütülen bu mücadelede, her kuruluşa, her insana ve tüm azınlık basınına, daima eşit mesafede durulumuştur. Mücadelede sağlanan başarı da, sadece bir kişinin değil, bütün ekibin başarısı olarak kabul edilmiştir.

İşte bunun içindir ki, bugün bu kadar açık ve cesaretli konuşabiliyoruz. Aklın ve çağın sesi olarak, bu  günün koşullarına ayak uyduramayanları, buradan uyarmaya, gayret ediyoruz. Çünkü idarecilik, seviye ve ciddiyet ister. Dürüstlük ve kültür ister. Hepimiz biliyoruz ki, son  20  yılda  olağanüstü yenilikler yaşandı. Mücadele, lafla olmuyor; iş istiyor, çalışma istiyor. Kibirli, kompleksi üstelik de kapasitesiz insanlarla, bir yere varamayız. Kimse, kimseyi kandırmamasın. Çalışmalar gizli değil, çok açık olmalıdır. Sivil teşkilat olmanın realitesi, budur.

Bizler hâlen, dünyanın koşullarını görebilmiş değiliz. Bugün biri Yunan, diğeri de AB olmak üzere, iki parlamento ile idare  ediliyoruz. Bu durum, mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Yeniçağda, eski politikalarla devam edilmeyeceğini, herkes bilmelidir.

Mücadele, çözümsüzlüğün devamı için değil, aksine, çözüme ulaşmak için verilmelidir. Bu kadar yazıp – çizmemize rağmen, ne Batı Trakya’da, ne de Almanya’da, bir ekip çalışması  göremiyoruz. Toplumsal konularda, duygusallığın  yeri  yoktur.  Onun  için yazdığımız bu konular nedeniyle, kimse gocunmasın!!!

Bugün, her geçen gün halkımızdan biraz daha uzaklaşmaya başlayan, bir Federasyon idaresi var. İdarede olanlar, giderek yalnızlaşıyor. Davetli olarak katıldığım dernekler arası bir toplantıda, birçok konuya tanık oldum. Birçok dürüst kişi, millete sanki Federasyon    karşıtıymış gibi lanse    ediliyor. Ama insanlar, yaşananlar karşısında artık, susmayacaklarını söylüyorlar.

Yıllardır, Azınlık içinde bir ayrımcılık politikası yürütülüyor. Azınlıktaki bazı milletvekilleri de, çıkarları uğruna buna göz yumdular. Aslında yazılacak, çok şeyler var.

Açık yüreklilikle söyleyeyim ki, bugün yaşanan olayları, endişeyle ve ürkerek izliyorum. Nesiller değişti, fikirler değişti, ülkeler değişti ama, ne yazık ki bazıları, halen değişmedi.

Biz, 27 yıldan beri, Stasburg’ta bir temsilcinin görevlendirmesi gerektiğini söylüyoruz. Nihayet önümüzdeki günlerde, Federasyon’un Brüksel’de bir ofis açacağı, sevinerek öğrendik. 27 sene önce söylediklerimiz bugün yapılıyor. İnşallah bugün ileri sürdüğümüz fikirlerin uygulanması için de, bu kadar yıl, beklemeyiz. Bunları söylüyorum, çünkü tarih hepsini, kaydediyor.

Toplumlar enerjilerini, saçmalıklara değil, düşünmeye ve yaratmaya ayrılmalıdır. Zira bugünkü yeni gelişmeler, insanlardan yaratıcılık bekliyor. Onun için, olaylara geniş perspektiften bakan, kişilerin baskısı ve negatif etkisi altında kalmayan, idarecilere ihtiyacımız var. Ayrımlara, haksızlığa direnebilecek, vicdanlı ve demokrat kişilerin görev başına gelmesini istiyoruz.

Toplumumuz,  bağırtılı – çağırtılı kişisel çekişmelerden artık yoruldu. Herkes sükûnet ve sakinlik istiyor. Bu gerçekleri anlamayanlar, geçmişin karanlığında dönenip dururken, yok olup gideceklerdir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ