Genel olarak Avrupa’daki sol partiler, o ülkelerde yaşayan azınlıklara ve yabancılara karşı diğer partilere oranla, daha olumlu bir tutum gösteriyorlar…Bunun örneklerini gördük ve buna bizzat, şahit olduk…

Bugünkü  Pasok ikidarıyla birlikte, ülkemiz Yunanistan’da da, artık tabuları yıkılarak, durumun diğer AB ülkelerinde olduğu gibi olmasını ümit ediyorum. Çünkü olaya Azınlık açısından bakıldığında, bir rahatsızlığın var olduğu, biliniyor.

Bunu zaman zaman, kimi siyasiler de dile getiriyor. Ancak bu sıkıntıların giderilmesi için, bir türlü harekete geçilmiyor.

Uzun yıllardır, Azınlık çarpık bir düzenle idare edilmiş, gelişmelerin dışında bırakılmış ve buna tüm siyasiler de, seyirci kalmıştır. Bu süreçte de, Azınlık hem eğitimsiz, hem de yoksul bırakılmıştır… Ama olsun, bunun pek o kadar önemi de, yok! Ne demiş Atalar, Zararın neresinden dönülürse, kardır… Yeter ki bugünkü Pasok Hükümeti, inisiyatifi eline alarak, oyun yapıcı değil, iş yapıcı bir Hükümet konumunda hareket etsin. Zira hiçbir bugüne kadarki hiçbir bir iktidar, işi temelinden ele almadı veya alamadı…

Oysa dünyadaki hızlı gelişme ve değişim süreci içinde, toplumlar her sene bie önceki yıldan öte gitmek ve ilerlemek için çalışıyor. Bizim toplumumuz da ise, yıllardır hiçbir ilerleme ve gelişme olmuyor. Çünkü ülkemiz Yunanistan, bırakın Lozan Antlaşması’nı Avrupa modeli veya Avrupa Birliği değerleri bile, Azınlığa doğru dürüst adil bir biçimde uygulamıyor.

Herkes insan hakları ve demokrasi olduğundan bahsediyor, ama çözüm için, kaplumbağa hızında bir adım bile, atılmıyor. Halbuki hükümetlerin, vatandaşları için mutlaka yerine getirmesi gereken görevleri olduğu, açıktır. Artık politikacılar, biraz da olsa kalıplanmış çizginin dışında çıkabilmelidirler. Zira, tarihi bir süreçteyiz. Bütün sorumlular inadı bırakmalı ve hükümet’te yıllardır devam eden yanlışlığı görerek adım atmalıdır. Demokrasinin  ve hukukun gereğini yerine getirerek, insanımızın yıllardır engellenen kültürel hakları iade etmelidir.

Azınlık olarak, yıllardır politikanın içinde olan, tecrübeli ve pozitif görüşleri ile tanınan Papandreu’dan beklentimiz büyüktür. Kendisi inşallah Azınlık sorunlarının çözümü yolunda, olumlu adımlar atar ve Azınlığın haklı taleplerini, yerine getirir.

Sonuç olarak özetlemek gerekirse, Sayın Papandreu’nun bu güne kadar ciddiye alınmamış olan toplumuzun sorunlarını samimiyetle eğileceğine ve bu sorunlarının çözümünde, sahip olduğu deneyim ve de birikimleriyle etkin rol üstleneceğine inanmak istiyoruz…