Global Banka Krizinin Dünya Ekonomisine Etkileri

Mustafa Geveli

Bilindiği gibi yaz aylarında banka krizi adı altında global bankacılık krizi tam olarak doruğa ulaştı. Bu krizin etkileri bugün hala yaşanmaktadır. Piramidin en alt tabakasın da bulunan normal halk bu krizin boruzadesi olma yolunda giderken bu kriz Amerikadaki 1929 yılında yaşanan Black Friday finans krizinden sonraki en önemli krizlerden biri olarak algılanabilir. Bu kriz nasıl mı başladı? İşlerin akışı şöyle idi:

1999 da Amerika Birleşik Devletlerin Federal Bankası nın uygulamaya başladığı düşük faiz politikası ve bankaların kolay kredi verme eğilimleri, ucuz para arzını arttırmakla beraber az gelirlilerin ev hayallerini de gerçekleştirme yolunda önemli bir adım olarak algılanabilir. Bu olay evlerin ani değerlenmesi ve bunun sağlayacağı riskin şeffaf görünmemesine de yol açmıştır. Bu arada bankalar verdikleri kredilerin faizlerini de sadece kısa vadeli sabit olmakla beraber yarım sene sonra enflasyona endeksli olmuştur.

2000 yılında piyasaya likit para dağıtan bankalar, mortgage risklerini azaltmak amacıyla Hedgefonds ismi altında fonlar cıkartıp yine bankaya likit akışını sağlamışlardır. Bu fonlarının hızlı ve etkin pazarlanması için rating sirketlerini de kendi çıkarları doğrultusunda yörüngeye koyduktan sonra, artık bankalara likit akışı kolaylaşmıştır. Bu Hedgefonds ismi altındaki yüksek getirisi olan yatırım fonları ve türevler (Derivates) aracılığı ile ucuz konut kredisi veren bankalar, diğer sirketletin (sigorta şirketleri, bankalar, ve diğer finans kuruluşların) likitlerine kolaylıkla kavuşmuşlardır.

2004 yılında Amerika Merkez Bankası yükselen enflasyon neticesinde faizleri yükseltmiş, Dolar pahalanmış ve böylece zincirleme bir reaksiyon başlamıştır. Bu nedenden dolayı konut esnek faizleri de pahalanmış olmakla beraber yükümlü kişiler artık kredilerini ödeyemez duruma gelmişlerdir. Mahkeme tarafından cebri arttırımın olayı feci şekilde artmış olası da bu zıncirleme olayın bir doğal akışıdır. Böylece konut arzının yükselişi de konut fiyatlarını hayli düşürmüş olmakla beraber tüm piyasayı allak bullak etmiştir.

2007 yılında zordaki ve geri ödenmesi zor kredi sayısının yükselişi, Bankaların bu kredileri hesaptan düşmelerine yol açmıştır. Konut finansmanı sağlayan bankaların çoğu iflasın eşiğine gelmiştir. Lehman Brothers, Bear Stearns, Funny Mae, Freddie Mac ve Almanya da IKB bankası iflasa zorlanmışlardır.

2008 Mayıs ayın da iflas eşiğinde olan bankaların diğer finans kurumları tarafından alınmaları elektriklenen havaya biraz topraklama işlevi görse de kriz daha da büyümüştür. Gelecek artık Kızılderililer tarafından bile hesaplanamaz hale gelmiştir. Yarınnın ne getireceği belirsizdir.

2008 Ağustos ayın da günlük kayıp oranı 5% in de üzerine çıkmıştır. ABD hükümetinin hazırladığı 700 Milyarlık Kurtarma Fon`u nun özelliği ödenemeyen kredileri satın almaktı. AB ülkeleri de böyle kurtarma fonlarıyla ve kamulaştırma girişimleriyle olayın içinden çıkış yolları aramaktaydılar. Bu arada tüm İzlanda iflas etmekle beraber ABD bankalarının çıkarmış olduğu Hedgefonds`lara Avrupalılar da fazla düşünmeden yatırım yapmışlardı. Aslında AB de iflas eden çok banka ABD nin giydirmesine de gelmişlerdi.

Makroekonomik analizden sonra biraz da Mikroekonomik faktörleri gözden geçirmekte fayda var. Bu konuşulan Mortgage olayı piyasa ekonomisine nasıl yansımıştır?

Orta sınıf Amerikan vatandaşı olan Larry 50.000 Amerikan Dolar a kredi karşılığında konut alıyor ve yükümlülük altına giriyor. 1,5 sene sonra Larry nin aldığı konutun değeri emlak piyasasında 70.000 Dolar değere ulaşıyor. Larry konutu satmaya kalksa konutun değeri 70.000, fakat konut için yükümlülüğü ise 50.000 Dolar. Bu değere istinaden ortada 20.000 Dolar fiktif değer var. Larry bu değeri bankasından kredi olarak alabiliyor. Fakat Larry krediyi alıp örneğin 20.000 Dolara altına Harley Davidson marka motorsiklet çektikten sonra, yine 1,5 sene sonra konut piyasasında aldığı konutun değeri köpük etkisi ile (bubble effect) 100.000 Dolara ulaşıyor. Larry nin yükümlülükleri 70.000 (50.000 Mortgage + 20.000 de önceden oluşan değere dayanılarak bankadan çekilen kredi) ve konutun şimdiki değeri 100.000 Dolar. Bu fiktif değere dayanılarak Larry yine 30.000 Dolarlık kredi alabiliyor. Bu vesileyle Larry balık tutmak amacıyla bir de 30.000 Dolarlık tekne alıyor ve 100.000 Dolar toplam yükümlülük altına giriyor. Piyasa 1.5 sene sonra enflasyon nedeniyle krize girdikten sonra oluşan köpük (bubble effect) sönmeye başliyor ve Larry nin konutunun piyasa değeri 50.000 Dolara düşmekte kalmıyor, şahsi finansman krizine de yol açıyor. Bu durumda bankalar Larry ye kredi vermiyorlar. Larry nin durumu içler acısı ve herşeyini kaybediyor.

Bizim Batıtrakyalı lar da bu örneği iyi okuyup atacakları adımlara iyi dikkat etmelidirler. Aksi taktirde Larry nin durumuna Ahmetler, Salihler düşmeden yapılacak finans atılımlarının düşünülüp ölçülmesinde ve yorganın ayak uzunluğuna göre uzatılmasından bir hayır olabilir.

Bu durumda elde 4 faktör vardır. 1. Boru, 2. Borulayan, 3. Borulanan, 4. Boruzadeler

Boru = Sistem ve Hedgefonds

Borulayan = Finans Enstitüleri

Borulanan =  Larry

Boruzade = Larry, ailesi ve çevresi (aslında tüm ekonomi)

Vay gidi günler!!!

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
Avrupa Birliği ve Yunanistan - 24 Haziran 2011 14:31
Dunning-Kruger Sendromu - 15 Mayıs 2010 09:21
Euro`nun Değer Kaybetmesi - 30 Mart 2010 13:38
AB mi yoksa IMF mi? - 23 Mart 2010 14:28
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ