Batı Trakya`yı Sosyopolitik Açıdan Değerlendirme – Bölüm 3

Mustafa Geveli

Batı Trakya’da Tarım Ürünlerinin Bölge Ekonomisine Katkıları

AB’nin tarım politikası AB’nin kuruluşundan bu yana kontrol altında tutulmakla beraber planlı bir ekonomi çerçevesinde yürütülmeye çalışılmıştır. AB Ortak Tarım Politikası çerçevesinde, Avrupalı çiftçiler, AB dışı ürünlere uygulanan kotalarla ve AB çiftçilerine verilen primlerle, dünya tarım ürünlerine karşı yıllarca korundular. Bu primler AB’nin yıllık bütçesinden finanse edilmektedir. AB’nin yıllık bütçesi 90 milyar Euro civarındadır ve AB Ortak Tarım Politikası için ayrılan rakam 45 milyar Euro dolayındadır. Bu da toplam bütçenin %54’üne eşittir. Bu rakam da Hollanda gibi bir ülkenin yıllık Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH)’na eşittir. AB’nin tarıma karşı olan bu korumacı eğilimi, Dünya Ticaret Örgütü (WTO)’nün prensiplerine aykırı olmasının yanı sıra serbest ticaret kanunlarınada aykırıdır. Fakat AB’nin Ortak Tarım Politikasının korumacı yaklaşımını meşrulaştıran çok sayıda sebep mevcuttur. AB tarım politikalarının amacı gıda ürünlerindeki fiyat dalgalanmalarını önlemek ve sabit tutmaktır. Fakat bu teori bugünlerde geçerliliğini yitirmektedir ve AB’nin tarım sektöründe uyguladığı korumacı politikalar, tarım ürün fiyatlarını yapay olarak Dünya tarım ürün fiyatlarının üstünde tutmaktadır. Uygulanan tarım politikalarını AB ekonomisine faydası açısından, bölgesel kalkınma ve çevreyi koruma tezleri doğrultusunda değerlendirmemiz daha doğru olur.

AB ülkelerinden İngiltere’de ve dünya ölçeğindede ABD’de olmak üzere tarımla uğraşanların toplam nüfus içindeki oranları %1,5 ile %2 arasında, Almanya’dada %2,5 civarındadır. Sağlıklı bir ekonomide endüstrinin payının %20’yi, hizmet sektörünün %75’i ve tarımında maksimum %5’i geçmemesi makul kabul edilmektedir.

Batı Trakya, Yunanistan’ın en fakir ve en geri kalmış bölgesi, AB’nin ise genişlemeden sonra en fakir ve en geri kalmış bölgelerinden biridir. Bölgede yaşayan Müslüman Türk Azınlık mensubu bireyler geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadırlar. Dolayısıyla Batı Trakya’daki Azınlık toprağa bağlı bir toplumdur ve tek geçim kaynağı elindeki topraklardır. Tarımın başlıca geçim kaynağı olduğu Batı Trakya’da, tütün üretimi tarımın içinde çok önemli bir yere sahiptir.

Batı Trakya Türklerinin %84’ü kırsal kesimde yaşamakta, tarım ve hayvancılık sektöründe çalışmaktadırlar. Tarımın içinde özel bir yere sahip olan tütüncülük, yaklaşık 13 bin Türk ailesine, yani Batı Trakya’daki Türk nüfusun yaklaşık %50’sine gelir sağlamaktadır. Tütün tüccarlarının, tütün üreticilerinden tütünü düşük kilo fiyatından almaya çalışması, tütün üreticilerinin kar marjlarını bir hayli düşürmektedir. Diğer taraftan, Avrupa Birliği’nin tütüne verdiği sübvansiyonları gelecekte azaltmayı planlıyor olması, tütüncülükle uğraşıp başka geçim kaynağı olmayan ve başka işlere kısa vadede geçemeyecek durumda olan Azınlık mensubu bireylerin ekonomik sorunlarını ciddi boyutlara taşımakta ve bölgedeki yapısal işsizliğin artışında önemli bir rol oynayacağı tahmin edilmektedir. Tütün dar gelirli çiftçi ailelerine finansman sağlayan tek ürün olmakla beraber coğrafya koşullarından dolayı bölgede ya başka tarım ürünü yetiştirilememekte yada başka ürünlerin üretimi çok kısıtlı yapılabilmektedir.

AB’nin 2004 tarım reformu doğrultusunda uygulamaya koyduğu yeni tütün politikaları çerçevesinde açıklanan yeni hibe takvimine göre, tütün üreticileri 2009 yılına kadar AB sübvansiyonlarından %100 olarak istifade edebilecek, 2009-2013 yılları arasında ise eskiden ödenen sübvansiyonların sadece %50’sini alabilecektir. AB’nin bu yöndeki desteğinin 2013’ten sonra durdurulması hedeflenmektedir. Batı Trakyalı Türklere göre, AB’nin bu tütün politikası, küçük çaplı tarlalarda yetiştirdikleri basma çeşidi tütün üretimiyle yaşamlarını sürdürenlerin ekonomik sonunu getirebileceği anlamına gelmektedir. Böylece Türkler işsizliğe ve ekonomik sıkıntıya sürükleneceği gibi, binlerce Türk’ün iş aramak amacıyla bölgeyi terk etmek zorunda kalabileceğide öngörülmektedir. Tütünün yetiştirildiği tarlaların, alternatif tarımsal üretim alanlarına kaydırılma olasılıkları ise sınırlı gözükmektedir. Bu bağlamda, Batı Trakyalı Türkler, Atina ve Brüksel’in, tütün üretiminin kendileri açısından taşıdığı önemi dikkate almasını ve AB Ortak Tarım Politikasında kendilerine ayrıcalık tanınmasını talep etmektedirler.

Avrupa Birliği’nden sağlanan sübvansiyonlarla desteklenen üretim sayesinde geçimini sağlayabilen Azınlık çiftçisini, ekonomik krize sokan ilk gelişme bir kaç yıl öncesine kadar üretimi sübvanse eden sabit prim sisteminin, 2 yıllık üretim ortalamasına endekslenmesi olmuştur. Kuraklık, dolu gibi doğal felaketlerden dolayıda yeterli ürün alamayan çiftçi bir sonraki yılda, normalin çok altındaki satış fiyatlarına razı olmak zorunda kalmıştır. Sübvansiyonun sürekli düşüşü ise bunun ikinci negatif basamağını hazırlamış oldu denilebilir. Batı Trakya Türk Azınlığı’na mensup çiftçilerin ifadesine göre bir kaç yıl öncesinde destek primlerle 10 Euroya kadar çıkan tütün kilo fiyatı, bugün 5 Euronun altına düşmüş bulunmaktadır. Bugün bir yıllık tütün üretimi için verilen primlerin kaldırılması Azınlık bölgesinde tarımın sonu anlamına gelmektedir. Aynı zamanda, Azınlık çiftçilerini sert piyasa koşullarından korumak üzere kurulmuş kooperatiflerin, tüccarların denetiminden ve himayesinden çıkamamasıda Batı Trakya’daki Türk çiftçileri karar alma mekanizmalarının dışında tutmaktadır. Bütün bunlara ek olarak zor koşullar altında yaşamını sürdürmek zorunda kalan çiftçilerin, bir yıl öncesinden imzalanan fiyatı belirlenmemiş anlaşmalarla tüccarlara bağımlı hale getirilmeside bir başka şikayet konusudur. Mevcut yasalarda bu durumu engelleyecek hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Peki Batı Trakya’da tütün dışında başka ürün hiç mi üretilmemektedir? Üretim vardır ancak devlet tarafından konulan kısıtlamalar ve arazilerin yetersizliği alternatif tarım ürünlerinin üretimini ciddi anlamda zorlaştırmaktadır. Örneğin, Batı Trakya bölgesindeki Türk Azınlık tarımında tütün üretiminin yanında sebzecilik, pamukçuluk, pancar ve mısır üretimide önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, Batı Trakya’da çiftçilerin ekeceği ürünler devlet tarafından belirlenmektedir ve çiftçi ekeceği ürünü ve ekilecek ürünün miktarını devlete bildirmek zorundadır. Tohum, devlet tarafından belirli bir bedel karşılığı dağıtılmaktadır. Batı Trakya’da bir ailenin sahip olduğu arazi ise ortalama 40 dönüm dolayındadır.

Η Συμβολή των Αγροτικών Προϊόντων στην Οικονομία της Θράκης

Η Κοινή Αγροτική Πολιτική της Ευρωπαϊκής Ενώσεως από την ίδρυση της μέχρι σήμερα ήτανε υπό έλεγχο και υπαγότανε στους κανονισμούς της ΕΕ. Στα πλαίσια της Κοινής Αγροτικής Πολιτικής, οι ευρωπαίοι αγρότες, προστατευτήκανε με διάφορες ποσόστωσης (επιτρεπόμενα όρια) που υποβληθήκανε στα αγροτικά προϊόντα εκτός της ΕΕ. Ο προϋπολογισμός περίπου 90 δις. Εύρο. Ο προϋπολογισμός για την Κοινή Αγροτική Πολιτική της ΕΕ είναι περίπου 45 δις. Εύρο. Αυτό αντιστοιχεί με το %54 του συνολικού προϋπολογισμού. Αυτό ο αριθμός αντιστοιχεί στο ακαθάριστο εγχώριο προϊόν της Ολλανδίας. Αυτή η προστατευτική πολιτική της ΕΕ που εφαρμόζει στην ΕΕ επικρίθηκε έντονα από τον Παγκόσμιο Οργανισμό Εμπορίου (WTO) με αφορμή του περιορισμού του ελεύθερου παγκοσμίου εμπορίου. Αλλά υπάρχουνε αρκετοί λόγοι που νομιμοποιούνε την προστατευτική πολιτική της ΕΕ. Ο λόγος μιας ελεγχόμενης Κοινής Αγροτικής Πολιτικής ήτανε  η σταθεροποίηση των ανώμαλων κυματισμών των τιμών των αγροτικών προϊόντων. Αλλά αυτή η θεωρία στις μέρες μας έχει χάσει πια την οικονομική της εμβέλεια, επειδή με την πολιτική αυτή οι τιμές των ευρωπαϊκών προϊόντων βρίσκονται πολλή πάνω από τις παγκόσμιες τιμές αγροτικών προϊόντων. Η Κοινή Αγροτική Πολιτική πρέπει να αξιολογηθεί πια ως προς την οικονομική ανάπτυξη των περιοχών και ως προς την οικολογική της συνδρομή στο περιβάλλον.

Στις οικονομίες των εξελιγμένων χωρών που  ασχολούνται με την αγροτική οικονομία όπως η Μεγάλη Βρετανία και οι ΗΠΑ με ποσοστό %1,5 με %2, η Γερμανία με %2,5 κατέχουνε τις υψηλές θέσεις ως προς την τέλεια εφαρμογή της αγροτικής οικονομίας. Σε μια υγιείς οικονομία το %20 του εργαζόμενου πληθυσμού είναι καλό να ασχολείται με την βιομηχανία, το %75 με τις υπηρεσίες και το %5 με την γεωργία.

Η Δυτική Θράκη ήτανε και συνεχίζει να είναι μια από τις πιο υπανάπτυκτες περιοχές της ΕΕ. Η μουσουλμανική τουρκική μειονότητα της περιοχής κερδίζει το ψωμί του μέσου της γεωργίας και κτηνοτροφίας. Αυτό δείχνει ξεκάθαρα έναν λαό που ζει αποκλειστικά από την καλλιέργεια της γης, με πιο πολλή την παραγωγή καπνού ως προς την ποσότητα παραγωγής ανά μειονοτικής κεφαλής.

Το %84 των Τούρκων της Δυτικής Θράκης ζούνε στην ύπαιθρο ασχολούμενοι με την γεωργία και την κτηνοτροφία. Η καπνοπαραγωγή που είναι ένα σημαντικό μέρος στην αγροτική ζωή της περιοχής, αποτελεί οικονομική πηγή για 13.000 τουρκικές οικογένειες και αντιστοιχεί σε %50 της μειονοτικής οικονομίας. Η προσπάθεια των καπνεμπόρων να αγοράσουνε τον καπνό από τους παραγωγούς σε πολλή φθηνές τιμές ανά κιλό, μειώνει κατά πολλή και το ποσοστό κέρδους των καπνοπαραγωγών. Από την άλλη όμως οι επιχορηγήσεις της ΕΕ που ετοιμάζονται να μειωθούνε στο μέλλον, προκαλούνε πανικό στους αγρότες που έχουνε σαν βασική οικονομική πηγή την καπνοπαραγωγή. Στην περίπτωση αυτή δεν είναι εφικτή μια μικρής διάρκειας εναλλακτική λύση ως προς της αναζητήσεις και εφαρμογές νέων αγροτικών παραγωγών. Είναι σίγουρο ότι αυτό θα προκαλέσει κύμα ανεργιών στην ευαίσθητη αυτή περιοχή. Η καπνοπαραγωγή που είναι η καταλληλότερη οικονομική λύση για τις αγροτικές οικογένειες με χαμηλό εισόδημα, είναι επίσης και από άποψη γεωγραφίας και μορφολογίας του εδάφους σαν το καταλληλότερο αγροτικό προϊόν.

Μέσα στα πλαίσια των μεταρρυθμίσεων του 2004 της Κοινή Αγροτική Πολιτική της Ε.Ε. θα επωφεληθούνε οι καπνοπαραγωγή μέχρι και το 2009 από τις επιχορηγήσεις %100. Μεταξύ 2009-2013 θα μπορέσουνε να πάρουνε μόνο το %50 του ποσού των επιχορηγήσεων. Από το έτος 2013 όμως οι επιχορηγήσεις στην καπνοπαραγωγή είναι προγραμματισμένες να σταματήσουνε. Σύμφωνα με τους γεωργούς της μειονότητας, η πολιτική καπνού της Ε.Ε., σημαίνει και το τέλος των καπνοπαραγωγών που παράγουνε σε χωράφια μικρών στρεμμάτων το λεγόμενο Μπασμά. Σε μια περιοχή όπου οι εναλλακτικές λύσεις παραγωγής φαίνονται να είναι άκρως περιορισμένες, θα προκαλέσει την αύξηση της ανεργίας στην Τουρκική Μειονότητα, όπου χιλιάδες Τούρκοι θα αναγκαστούνε να μεταναστεύσουνε στο εξωτερικό, εντός ή εκτός της ΕΕ, στην προσπάθεια τους να βρούνε εισόδημα. Η προσπάθειες να καλυφθούνε με εναλλακτικές καλλιέργειες οι καπνοκαλλιέργειες δεν είναι εφικτές. Για τον λόγο αυτό οι Τούρκοι της Δυτικής Θράκης, θα πρέπει να απαιτήσουνε από την Αθήνα και Βρυξέλλες την λήψη μέτρων ως προς την ιδιαιτερότητα των προβλημάτων τους στην Κοινή Αγροτική Πολιτική της ΕΕ.

Ο μειονοτικός αγρότης μπορούσε παλιά να βγάζει το μεροκάματο του μέσου των ευρωπαϊκών επιχορηγήσεων. Τώρα όμως το ετήσιο ποσό των επιχορηγήσεων θα υπολογίζετε μέσου των 2 ετών παραγωγής. Παράλληλα η ξηρασία, ο παγετός και το χαλάζι μειώσανε αισθητά το κέρδος των γεωργών σε επίπεδα κάτω του μέσου όρου. Όλοι αυτοί οι παράγοντες ετοιμάσανε το κατάλληλο πεδίο για την αρνητική εξέλιξη της γεωργίας. Σύμφωνα με τα όσα λένε οι μειονοτικοί αγρότες, οι τιμές των καπνών που βρίσκανε το όριο των 10 Εύρο, έχουνε πέσει σήμερα κάτω των 5 Εύρο. Οι κατάργηση των ετήσιων επιχορηγήσεων σε καπνό σημαίνει και το τέλος της καπνοπαραγωγής στην περιοχή. Οι συνεταιρισμοί που έχουνε ιδρυθεί για να προστατέψουνε τον αγρότη από τις σκληρές συνθήκες της ελεύθερης οικονομίας, τους κρατάνε έξω από τους μηχανισμούς αποφάσεων και υποχρεώνονται να δεχτούνε τις περσινές τιμές που καθοριστήκανε από τους καπνέμπορους. Δεν υπάρχουνε επίσης στο νομοσχέδιο της χώρας μας οι ορισμοί για να ελέγξουνε την κατάσταση. Δεν παράγετε τίποτα στην Δυτική Θράκη εκτός του καπνού; Υπάρχει αλλά εξαιτίας του κρατικού ελέγχου και των μεμονωμένων εδαφών δεν μπορούνε να αποφέρουνε για την εναλλακτική παραγωγή. Π.χ. παραγωγή λαχανικών, βαμβακιού, καλαμποκιού, παντζαριού παίζουνε σημαντικό ρόλο στην παραγωγή της περιοχής. Αλλά το πρόβλημα του κρατικού καθορισμού των προϊόντων και των ποσοτήτων της γεωργικής παραγωγής στην Θράκη δυσκολεύουνε πιο πολλή την κατάσταση. Ο σπόρος διανέμετε από το κράτος έναντι μιας συνδρομής. Η γη μιας μεσαίας οικογένειας στην Θράκη αντιστοιχεί περίπου 40 στρέμματα. Συν των ορεινών περιοχών, ο μέσος όρος γης των μελών της μειονότητας αντιστοιχεί στα 12 στρέμματα.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
Avrupa Birliği ve Yunanistan - 24 Haziran 2011 14:31
Dunning-Kruger Sendromu - 15 Mayıs 2010 09:21
Euro`nun Değer Kaybetmesi - 30 Mart 2010 13:38
AB mi yoksa IMF mi? - 23 Mart 2010 14:28
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ