Unutulmuş Osmanlı mirası Selanik İskele Camii

Aydın Bostancı

Öncelikle belirtmek gerekir ki ülkemizdeki Osmanlı eserleri ile ilgili ciddi bir envanter çalışması hala yapılmış değil. Fakat son yıllarda gerek ülkemiz Yunanistan’da gerekse de Türkiye’de Osmanlı eserleri ile ilgili şimdiye kadar yapılmamış güzel ve kapsamlı çalışmalar ortaya konmaya başlandı.

2008 yılında Yunanistan Kültür Bakanlığı’nın “Yunanistan’da Osmanlı Mimarisi” adlı eseri son derece kapsamlı ve değerli bir çalışma. Ardından Türkiye Stratejik Araştırmalar öncülüğünde 2010 yılında çıkan “Yunanistan’da Osmanlı Mimarisi” adlı eser de, bu alanda var olan boşluğu doldurmaya aday eserler arasında yer alıyor.

Akademisyen Kornilia Trakasopulu-Tzimou’nun Selanik’in “İskele Camii” ile ilgili yaptığı çalışmayı okuduğunuzda sanırım tarihi mirasın araştırılması ve korunmasına yönelik kat edilecek yolun daha ne kadar uzun olduğu anlaşılacaktır.

Kendisi aynı zamanda bir mimar olan Kornilia Trakasopulu-Tzimou, şehrin içerisinde adeta “unutulmuş” bu camiyi 1995 yılında yaptığı araştırmalar ve incelemeler neticesinde gün yüzüne çıkarıyor.

Selanik iskelesi yakınlarında bulunan ve bugün tavernaları ile ünlü “Ladadika” semtinin içerisinde yer alan İskele camiinin Mısırlı tüccarlar tarafından yaptırıldığını öğreniyoruz.

İki katlı olarak tuğladan inşa edilen yapının 18’nci yüzyılın ikinci yarısında şehrin o dönemde “Mısır Çarşısı” olarak bilinen semtinde İskele bölgesinde inşa edildiğini öğreniyoruz. Evliya Çelebi de caminin İskele Kulesinin tam karşısında yer aldığını ifade eder.

Araştırmacı V. Dimitriadis, İskele Camii’nin 1906 tarihli vergi kayıtlarında Kayserili Vakfına ait Hacı Abdurrahman ve Abdürrahim Efendiler üzerine kayıtlı olduğu belirtir.

İskele Camii’nin tarihçesi ve yapımı ile ilgili son derece detaylı bir çalışma yapan Kornilia Trakasopulu-Tzimou, makalesinde 1995 yılında ulaştığı bilgiler neticesinde İskele Camii’nin Hicri 1176 (1763) tarihli Padişah Fermanına göre eserin banilerinin Selanik Cezeri Kasım Paşa semtinden Kayserili Hacı İbrahim oğullarından Hacı Abdurrahman ve Hacı İbrahim olduğunu ve caminin açılışının Hicri 1176 Miladi 1763 yılında yapıldığı belirtmektedir.

Aynı fermanda caminin limana gemilerle gelen yolcuların ibadetlerini rahatla gerçekleştirebilmeleri amacıyla inşa edildiği belirtilir.

Bilindiği üzere Selanik 1917 yılında büyük bir yangın geçirmiş ve şehrin büyük bir bölümü tamamen harap olmuştur.

Fakat akademisyen Kornilia Trakasopulu-Tzimou’nun aktardığına göre bugünkü “Ladadika” semtinin en eski yapısı kabul edilen İskele Camii yapılışından 250 yıllık bir zaman geçmesine rağmen özgün mimarisini koruyabilmiş ve bu taş yapı günümüze kadar ulaşabilmiştir.

1917 yangınında caminin sadece ahşap çatısının yandığını öğreniyoruz. Kornilia Trakasopulu-Tzimou 1918 yılında Selanik Müftülüğü’nün camiyi özel şahıslara kiraladığını ve bunun neticesinde zemin katı ve avlusunun demir malzemeleri ve depo olarak kullanıldığını aktarıyor.

Taş ve tuğla karışımı bu yapının 1856’daki yangın sonrasında onarım geçirdiği anlaşılıyor.

Kornilia Trakasopulu-Tzimou, 1996 yılında Selanik İskele Camii’nin restorasyonu amacıyla çalışmaların başlatıldığını fakat finansman yetersizliği sebebiyle günümüze kadar süren bu çalışmaların tamamlanamadığını ifade ediyor.

1997 yılında Arkeoloji Müdürlüğünün direktifleri doğrultusunda restorasyon planları yeniden düzenlenerek kapsamlı bir yenileme ve onarım çalışması başlatılıyor. Kornilia Trakasopulu-Tzimou çalışmaların henüz tamamlanamadığını ifade ediyor.

Selanik şehrinin İskele bölgesinde bulunan bu cami bugün Yunanistan Kültür Bakanlığı tarafından korunma altına alınmış eser olarak tescil edilmiş durumda. Camiyi gün ışığına çıkaran Kornilia Trakasopulu-Tzimou eserin acil olarak restorasyonunun tamamlanmasının gerekçelerini şu şekilde sıralıyor:

1) İskele Camii zemin katı dükkân üst katı ise ibadet yeri olarak inşa edilmiş özgün cami mimari örnekleri arasında yer alıyor.

Şehrin Mısır Çarşısı cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Selanik’in Cezeri Kasım Paşa semti sakinlerinden Mısırlı tüccar Hacı İbrahimzade oğulları Hacı Abdurrahman ve Hacı Mehmet Efendiler tarafından yaptırılmıştır. Bugün için bulundukları ilk çevrelerinden yabancılaştırılan Selanik’in diğer camilerinin aksine İskele Camii geçirdiği birçok değişikliğe rağmen hala dini ve sosyal toplumun merkezi konumunda olan “Mısır Çarşısı”nın bir bölümü oluşturmaya devam ediyor.

2) Selanik surları dışında oluşan modern şehrin gelişim sürecini anlama açısından önemli bir mimari örnek oluşturuyor.

3) Mülki statüsü nedeniyle restorasyon çalışmalarının tamamlanması toplum yararına yönelik olması sebebiyle önem arz ediyor. Bugün için özel şahıslar ve komşu dükkan sahipleri tarafından mekanın işgal edilmesi Selanik’in bu unutulmuş Osmanlı mirasının sürekli tahribatına sebebiyet veriyor”.

Bu kapsamlı çalışması için akademisyen ve mimar Kornilia Trakasopulu-Tzimou’yu tebrik etmek istiyoruz.

selanik-iskele-camii-1
selanik-iskele-camii-2

selanik-iskele-camii-3

selanik-iskele-camii-4

selanik-iskele-camii-5

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ