Selanik Yeni Camii’nde Namaz

Aydın Bostancı

Selanik’teki öğrencilik yıllarımda ilk defa olarak ziyaret ettiğim Yeni Camii veya bir başka adıyla “Hamidiye Camii” o zamana kadar hiç görmediğim bir mimari üslup ile karşıma çıkmıştı.

Caminin Hz. Süleyman mührü ile süslü saat kuleleri, ana giriş kapısı ve caminin mermer motifleri bana klasik Osmanlı cami mimarisinin dışında yapının eklektik bir üslupla inşa edildiğini gösteriyordu. Mermer mihrabın üzerinde nefis bir Sülüs hattı ile yazılmış ayet-i celile, aradan 80 yıl geçmesine rağmen ihtişamını öylece koruyor, yere döşenmiş renkli mermerler ziyaretçileri adeta yapıya hayran bırakıyordu.

Selanik’in Kapan Pazarı semtinde bulunan bu tarihi yapının mimarı, Selanik ve İstanbul’a eşsiz eserler kazandırmış olan ünlü İtalyan Mimar Vitaliano Poselli’den başkası değildi. Nitekim caminin girişinde küçük bir mermer levha üzerine Osmanlıca olarak kazınmış imzası bugün bile ziyaretçileri hoş geldiniz dercesine karşılamaya devam ediyor.

Sultan II. Abdülhamid tarafından 1886 yılında İstanbul’a davet edilen ünlü mimar, “İstanbul İdadiye Mektebi” başta olmak üzere payitahtta birçok dini mabet, okul, devlet binasını inşa ederek Sultan tarafından nişanlarla ödüllendiriliyor. Fakat Poselli, Selanik’te ayrı bir öneme sahiptir. 19’uncu yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı İmparatorluğu’nun en modern şehri olan Selanik’in şekillenmesinde Poselli’nin katkısı büyüktür.

Bugün Selanik’in Allatini Köşkü, Valilik Konağı, Mülkiye Mektebi, Yeni Camii, Ermeni ve Katolik Kiliseleri, Bet Saul Sinagogu, Üçüncü Ordu Kışlası, gibi belli başlı eserler onun imzasını taşımaktadır. Sultan Abdülhamid kendisini İstanbul ve Selanik’e katkılarından ötürü birçok kez ödüllendirmiş ve İstanbul’a yerleşmesini sağlamıştır.

Ne hazindir ki Sultan Abdülhamid Selanik’teki sürgün yıllarını yine Poselli’nin bir eseri olan Allatini Köşkünde geçirmiştir. Aradan bir asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen bugün hala Selanik’te Abdülhamid ve Poselli’nin etkisi hissedilmektedir. Selanik’te “Hamidiye” ismi altında bulunan cami, çeşme, cadde ve binaların neredeyse tamamı “Poselli” imzasını taşımaktadır. Bir “Hünkar” ile bir “Mimar”ı bu kadar birbiriyle bağlayan ve hatırlatan bir başka şehir ender rastlanır sanırım.

İşte bir “hünkâr” ile bir “mimarı” bu kadar özdeşleştiren ve 1902 yılında Müşir Mehmet Hayri Paşa’nın katkılarıyla yaptırılan Selanik’teki Yeni Camii 30 Mart 2013 Cumartesi günü 90 yıl aradan sonra kapılarını ilk defa olarak Gümülcine Medrese-i Hayriye talebelerine namaz kılmak için açtı. Caminin yaklaşık bir asır ezan sesi duymamış olan duvarları ezan ile yankılandı. Caminin akustiği de öyle mükemmel ki ses dalga dalga tüm binaya yayıldı. Talebeler hocaları eşliğinde cemaat halinde öğle namazını eda ettiler.

Elbette böyle bir ortamda insanın duygulanmaması mümkün değil. Sanırım böylesi durumlar insanlarda empati duygusunun gelişmesine yardımcı oluyor. Uzun yıllar sonra ibadet edilmeyen bir kilise veya havrada herhangi bir Hristiyan veya Musevinin neler hissedebileceğini en azından anlayabiliyorsunuz. Bu tür açılımlara tepki gösterenlerde işte bu empati eksikliği var. Kendilerini hiç bir zaman başkalarının yerine koyamıyor, olaylara daima kendi pencerelerinden ve kendi gözlükleriyle yaklaşıyorlar.

Nitekim Medrese-i Hayriye talebelerine bu imkânı tanıyan Selanik Belediye Başkanı Yannis Butaris, camiyi bir vakitliğine de olsa ibadet amaçlı tahsis ettiği için bazı çevrelerce eleştiri yağmuruna tutuldu. Her zamanki milliyetçilik hezeyanları. Bu tam bir zavallılıktır. İçinde yaşadığı dünyayı bilememek ve önyargıların pençesinde kıvranmaktır. Diğer yandan azınlık içerisindeki bazı kimseler ise “efendim ibadet için niçin falancaya verildi de, filancaya verilmedi” “bir vakitlik göstermelik namaz” şeklinde bazı eleştirilerde bulundular. Fakat genel anlamda Yunanistan ve Türkiye basınında bu gelişme son derece olumlu karşılandı ve bu gibi adımların devam etmesi temennileri dile getirildi. Çünkü burada amaç eğer bağcıyı dövmek değil de üzüm yemekse, olaylara iyi niyet ve empati ile yaklaşılır ve bu gibi adımların devamının gelebilmesi için köstek değil destek olunur. Yok eğer art niyet varsa o zaman provokasyonun sınırı yok tabii. Halbuki burada asıl önemli olan karar mercileri ve karar sahiplerinin takınacağı tavır ve tutumdur. Esasen karar alma yetkisine sahip olanlar her zaman olabilecek bu tür tepki ve eleştirileri dikkate almayıp, kararlılıkla adımlarını atmalı ve insanlığın ortak değerlerine sahip çıkmalılar.

Selanik Belediye Başkanı o gün Medrese-i Hayriye öğrencilerini yoğun programına rağmen yaklaşık iki saat kapıda karşılamak için bekledi. Öğrenci heyetini bir belediye başkanına yakışır şekilde ağırladı. Daha sonra yapılan eleştirilere de göğüs geren Butaris, basına yaptığı açıklamalarda senenin muhtelif zamanlarında yine Selanik’in bazı camilerini ibadet amaçlı tahsis edebileceğini ve Ramazan Bayramı için tarihi İshak Paşa Camiini Müslümanlara tahsis edeceğini dile getirdi.  Butaris, Yeni Camii’nin öğrencilere namaz için tahsis edilmesinde Eğitim ve Dinişleri Bakanlığının da olumlu görüş belirttiğini sözlerine ekledi.

Hiç şüphesiz insanlığın ortak değerlerine sahip çıkabilmek için ortak çaba ve adımların atılması şart. Ülkemizin bugün özellikle içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamında önyargılardan arındırılmış kararlı ve cesur yöneticilere her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.

Aydın Bostancı, Azınlıkça Dergisi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ