Tarihi Miras ve Empati

Aydın Bostancı

TsanaklionGeçtiğimiz günlerde Gümülcine’nin tarihi binalarından Tsanaklion’un restorasyon çalışmalarına 2013 yılı içerisinde başlanacağı açıklandı. İçişleri Bakanı ve Rodop ND milletvekili Evripidis Stilyanidis ile Gümülcine Belediye Başkanı Yorgos Petridis  Tsanaklio binasını birlikte ziyaret ederek tarihî binadaki zamanla oluşan tahribatı yerinde incelediler. İçişleri Bakanı ve aynı zamanda Rodop milletvekili olan Evripidis Stilyanidis tarihi binanın restorasyonu için 2 milyon 763 bin Euro’luk bir finansmanı onayladığını ve yıl içerisinde çalışmalara başlanacağını açıkladı.

Ekonomik kriz döneminde bu gibi gelişmeleri görmek insanı umutlandırıyor. Bundan yaklaşık üç yıl önce Dimetoka’daki tarihi Beyazıt Camii’nin restorasyonu için yine İçişleri Bakanlığı tarafından ciddi bir rakam ayrıldığı açıklanmıştı. Çalışmaların öteden beri ilerlediğini duyuyoruz. Her zaman söylenir, bir ülke tarihi mirasına ne kadar çok sahip çıkıyorsa o derece ilerlermiş demektir. Tarihi mirasa kültürel ve dinsel farklılıklar gözetilerek yaklaşmak aptallık ve cahillikten öte bir şey değildir. Fakat maalesef çoğu zaman sözde gelişmiş toplumlar bile bu girdaptan kendini kurtaramıyor. Çoğu insan ülkesinin tarih ve kültür mirasına, sahip olduğu dinsel ve kültürel kimlik penceresiyle yaklaşıyor. Benden olmayan benim değil dercesine. Hâlbuki insanlık medeniyeti ortak değerlere dayanıyor. Dinler de öyle. Farklılıkları ayrıştıran sadece insanların yaklaşım tarzlarından başka bir şey değil. Hiç şüphesiz burada empatinin önemini büyük. Yani kendini başkasının yerine koyabilmek ve karşındakini daha kolay anlayabilmek. Empati kurabildiğiniz zaman yaklaşım tarzınız da buna göre değişebiliyor.

Tarihi KonakGeçenlerde sevgili dostum Evren Dede twitter hesabından “Yunanistan ziyaretinde harap Osmanlı eserlerine hayıflanıp Türkiye’ye döndüğünde Osmanlı eserlerinin yüzüne bakmayan tipler tanıyorum” dedi. Gerçekten de doğru bir tespit. Aynısı bazı Yunanlılar için de geçerli. Yunanistan’ın her bir köşesinde yer alan Kiliseleri görmezden gelip Türkiye’ye gittiğinde Kilise arayan ve birden Bizanslılığını hatırlayan Yunanlılar var, aynen Yunanistan’da Osmanlılığını hatırlayan Türkler gibi. İşin vahim tarafı bunu söylediğiniz zaman ise her iki taraf ta bunu kabul etmez. Hatta kabul etmek şöyle dursun, dünyanın en çok tarihine sahip çıkan milletleri olduğunu bile öne sürebilirler. Hâlbuki tarihi, dini ve kültürel mirasa karşı olan duyarlılık bu kadar basit olmamalı. Sadece geçmişle övünmekle tarihe sahip çıkılmıyor. Bu duyarlılık insanın gündelik yaşamının bir parçası haline gelmeli, adeta bir yaşam tarzı olmalı, aynen bazı milletlerde olduğu gibi. Dünyanın birçok başkentinde yüzyıllar öncesinden kalan ev, konak ve mabet hatta sokakların öylece koruma altına alındığını görüyoruz. Hatta tarihi koruma altına alınan bu bölgelerde araç ile dolaşmak bile yasak, Londra ve Paris’in eski tarihi semtlerinde var olan uygulama buna örnek teşkil edebilir. Ne gariptir ki çoğu kez tarih ve kültürüne sahip çıktığını iddia eden gerek Yunanistan gerekse de Türkiye’de böyle bir uygulamaya rastlamak mümkün değil. Hatta rastlamak bir yana, nerede tarihi bir bina tarihi bir konak veya mabet varsa yıkılıp yerine apartmanlar dikiliyor. Sit alanı ilan edilmişse bile bir yangın çıkartılarak imarın önü bile açılabiliyor. Selanik’in tarihi Yalılar Caddesinde yer alan ve her biri ayrı bir mimari değere sahip olan tarihi konak ve yalıların birçoğu kat karşılığı apartman yapılmak üzere yıkıldı. Geriye kalan bir kaç yalı ise kamuya ait olduğundan ötürü yıkımdan kurtuldu. Benzer yıkımlar Kavala, Serez, Volos, Yanya ve Yunanistan’ın birçok şehrinde sorumsuz ve bilinçsiz bir şekilde gerçekleştirildi. Hem de mülk sahiplerinin bizzat kendileri tarafından. Devletin mülkiyetine geçmiş olanlar ise harap vaziyette olsalar bile hiç olmazsa yıkımdan kurtuldular. Avrupa Birliği tarafından tarihi mirasın korunması yönünde ciddi sübvansiyonlar uygulamaya konuldu. İskeçe’deki Eski Şehir konakları, Karaferye’deki Musevi konakları ve Kavala ile Florina’daki bazı konaklar AB’nin destek fonları ile yenilenerek tarihi mirasa yeniden kazandırıldı. Fakat bütün bunlar elbette yeterli değil, ülkemizdeki tarihi miras gün geçtikçe yok olup gidiyor ve maalesef toplum olarak buna karşı duyarsız kalıyoruz. Bu ilgisizliği yaşanan ekonomik ve toplumsal buhranla bağlantılamak yanlış olur. Zira ekonomik kriz’in çok öncesinde de durum farklı değildi. Türkiye’de de benzer bir durumun yaşandığını söylemek mümkün. Her ne kadar son dönemde Vakıflar Genel Müdürlüğü eski eserlere yönelik yoğun bir yenileme çalışması başlatmış olsa da, vakıf statüsünde bulunmayan birçok tarihi eser kaderine terk edilmiş bir şekilde bekliyor. Ülkemiz Yunanistan’da ise yenileme ve restorasyon programına alınan bir çok eserde yürütülen çalışmalar tamamlanamadan yıllarca devam ediyor. Bir program bitiyor bir diğer program başlıyor yenileme çalışmaları kaplumbağa hızıyla ilerleyebildiği kadar ilerliyor. Bunu bir çok eserin restorasyon çalışmasında görmek mümkün, hatta bazen Yunanistan’ın Drahmi döneminden kalma restorasyon çalışmalarına bile kolaylıkla rastlayabilirsiniz, zira çalışmaların hangi tarihte ve bütçesini gösteren tabelalarda Euro yerine Drahmi sayıları var ve hala o dönemden bu yana çalışmalarin devam ettiğini görebiliyorsunuz. Yazımın başında bahsettiğim Gümülcine’deki Tsanaklion binasının restorasyonuna 2013 yılı içerisinde başlanacağını duyduğum zaman ne kadar hızlı hareket ediliyor diye şaşırdım doğrusu, meğerse restorasyon programı 2007-2013 Avrupa İşletme Programına dahil edilmiş, ve 2013’ün sonunda program tamamlandığından ötürü onaylanan 2 milyon 763 bin Euro’nun elden gitmemesi için acele ediliyor, eğer çalışmalar yıl içinde başlamazsa onaylanan parada uçup gidecek. Dolayısıyla şaşkınlığımı gidermem de kısa süre sürdü tabii.

Umarız Tsanaklion binasını yenileme çalışmaları bir başka destek programına lüzum kalmadan zamanında tamamlanarak şehrimizin tarihi mirasına kazandırılır. Bu hepimizin temennisi, bekleyip göreceğiz.

Aydın Bostancı, Azınlıkça Dergisi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ