Hükümet mi daha akıllı vatandaş mı?

Aydın Bostancı

YunanistanDerin bir ekonomik kriz ortamında uygulamaya konulan kemer sıkma önlemlerinin ülkeye gerçekten de, ne derece yararlı olduğu konusunda ciddi soru işaretleri var.

Son dönemde Troyka yetkilileri de dâhil olmak üzere Yunanistan’a uygulanan memorandum ile ilgili yanlış öngörülerin yapılmış olabileceğine dair açıklamalar bu endişeleri daha da güçlendirmiş durumda. Ekonomik krizden çıkış adına yapılan maaş kesintilerinin Troyka’nın talebi olmadığı zaten öteden beri dile getiriliyordu.

Fakat hükümetin 2012 yılı için bütçe açığını kapatabilmek adına koyduğu vergilerin resesyonu azaltacağı yerde daha da arttırdığını kamuoyu ile paylaşılan veriler açıkça doğruluyor.

Memorandum kapsamında konulan toplam 7 ayrı vergiden beklenilen gelirin elde edilemediği ortaya çıktı. Aynı zamanda bir Ekonomi Profesörü olan Maliye Bakanının bu vergileri uygulamaya koyarken beklenilen gelirin elde edilemeyeceğini kestirememesini ben gerçekçi bulmuyorum. Zira sokaktaki vatandaş bile konulan bu vergilerle gelir elde edilemeyeceğini biliyor, en azından bunu kestirebiliyor.

Peki ülkenin ekonomi uzmanları bu gerçeği öngöremiyor mu? Bu bana çokta inandırıcı gelmiyor fakat gerçek şu ki hükümet bir cenderenin içerisine girmiş bulunuyor ve kredi dilimlerinin serbest bırakılabilmesi için bu önlemleri uygulamaya koyması gerekiyor, olmayacak duaya âmin diye diye.

Fakat sonuçta bunun bedelini her zaman olduğu gibi halk ödüyor ve ödemeye de devam edecek. İşin acı tarafı ise söz konusu önlemlerin ülkenin ekonomik krizden çıkışına yardımcı olamaması. Hatta bunun aksine kemer sıkma önlemleriyle ekonomik durgunluk daha da derinleşiyor. Üstelik bu öngörü 2014 yılı için de geçerli. Ekonomik kalkınmayı beraberinde getirecek özelleştirmeler ise bir türlü ilerleyemiyor.

Her üç ayda bir ülkeye gelen Troyka heyetinin yanı sıra Yunanistan’ı ziyaret eden her yabancı lider ve bürokrat, ülkenin ekonomik kalkınmaya geçebilmesi ve yabancı yatırımcıların çekilebilmesi için özelleştirmelerin ilerletilmesinin şart olduğunu üzerine basa basa söylüyor.

Fakat buna rağmen özelleştirmeler konusundaki süreç beklenilenden daha yavaş ilerliyor. Son dönemde Münhasır Ekonomik Bölgenin ilanı ve enerji konuları ülkenin gündemini iyiden iyiye meşgul ediyor. Geçtiğimiz günlerde TAP Enerji Petrol Boru Hattı Projesinin imzalanması, Girit adasının güneyinde yapılan doğal gaz aramaları yabancı yatırımcıların Yunanistan’a ilgisini yeniden çekmiş gözüküyor.

Nitekim 2013 Atina Enerji Forumunda konuşan Başbakan Samaras, enerji konularında Yunanistan’ın bölgede çok yönlü ve önemli bir rol oynayacağını ifade etti. Samaras, Yunanistan’ın yüksek enerji kaynakları potansiyeline sahip olduğunu ve enerji üretiminde ülkenin Avrupa genelinde önemli bir yer edineceğini vurgularken Türkiye ile yaşanan güçlüklere de konuşmasında değindi. Yani MEB konusu önemli fakat komşu ülkelerle olan sorunların da giderilmesi gerekiyor.

Öte yandan Yunanistan ile Türkiye Enerji Bakanlıkları arasında geçtiğimiz günlerde enerji konularına yönelik bir işbirliği anlaşması imzalandı. Bir taraftan hidrokarbon aramaları ile ilgili Birleşmiş Millerlere nota veriliyor diğer taraftan iki ülkenin Enerji Bakanlıkları enerji konularında işbirliği anlaşması imzalıyor.

Zaten iki ülke ilişkilerine duygusallıkla yaklaşmak gerçekçilikten uzaklaşmak demektir. Münhasır Ekonomik Bölgenin ilanı, doğal gaz aramaları yabancı yatırımcıların ilgisini arttırabilir fakat kısa vadeli olarak özelleştirmeler son derece önemli, istihdam ancak özelleştirmeler sayesinde sağlanabilir. Bunun gerçekleşebilmesi için de siyasi iradenin kararlılık göstermesi gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Selanik’in Halkidiki bölgesinde bir altın madeni işletme şirketinin ateşe verilmesi ülkenin güvenilirliğine bir kez daha gölge düşürdü.

Özel bir şirketin yürüttüğü çalışmalara tepki amacıyla iş makineleri ateşe veriliyor ve tam bir kaos ve güvensizlik ortamı yaratılıyor. Bütün bunları dünya televizyonlarından izleyen hangi işadamı gelip bu ülkeye yatırım yapabilir? İşçi hakları, sendikal mücadele ve eylemler ülkeyi kaos ve güvensizliğe sürüklediğinde iş çığırından çıkmış demektir.

Fakat bütün bunlara rağmen ülkemiz Yunanistan, enerji, turizm, ticaret sektörlerinde yapılacak düzenlemeler ve iyileştirmelerle yeniden ayağa kalkabilir ve özelleştirmelerle istihdamın önü açılabilir.

Bu yönde gümrük ve havaalanlarında vize uygulamasına gidilmesine yönelik düzenlemeler turizm açısından umut verici.

İşte bu sebeple koalisyon hükümeti artık sorunlara gerçekçilik ve kararlılıkla yaklaşmalıdır. Zira son dönemde yerli ve yabancı birçok yetkilinin ifade ettiği üzere “son fırsat” kaçırılırsa ülke tamamıyla bir kargaşanın içine sürüklenecektir.

Bunun maazallah gerçekleşmesi durumunda ise gerçekte buna kimin sorumlu olduğu bir anlam ifade etmeyecektir.

Aydın Bostancı, Azınlıkça Dergisi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ