Yunanistan Ekonomisi Kritik Noktada

Dr. Ioannis N. Grigoriadis

SYRİZA-ANEL hükümeti iktidara çıkar çıkmaz, Yunan ekonomisinin kaçınılmaz acil iktisadi sorunlarına karşı karşıya gelmek zorunda kaldı. İddialı açıklamalar ve vaatleriyle kamuoyunun desteğini kazanan yeni başbakan Aleksis Tsipras, eski sözlerinin ve gerçeklerin arasında çok hassas bir denge oluşturmak zorunda.

İç cephede beklentiler radikal bir politika değişikliği için aşırı seviyede yüksekken, Avrupa cephesinde ittifak arayışları olumsuz çıktı. Almanya’yı bırakın, Fransa ve İtalya hükümetleri, Tsipras’a, mevcut anlaşmalarına sadık olmadan yeni bir destek çağrısına olumlu cevap verilemeyeceğinin altını çizmişlerdi. Bu süreçte tip ve kıyafetiyle dünya medyasının ilgi odağına dönüşen, yeni Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varufakis’in işi hakikaten çok zor. ‘Oyun teorisi’nin uzmanı, iktisat profesörü olan Varufakis’in açıklamalarına göre, Yunanistan, mevcut programın uzatılmasına karşı olup, eski ve yeni programı bağlayacak olan ‘köprü’ anlaşmasından yana. Hâlbuki böyle bir ‘köprü’ anlaşması için ek finansmana razı olmayan Avrupa Birliği, önceki Yunan hükümetinin anlaştığı yapısal reformlar yapılıp, yeni program anlaşılıncaya kadar eski anlaşmanın uzatılmasından yana. Oysa SYRİZA hükümeti, tamamıyla bu eski anlaşmaların karşısına çıkıyor. Geçen perşembe günü Euro Bölgesi’ne üye AB ülkelerinden ibaret olan Eurogroup toplantısının ardından ortak bir açıklama yapılamaması, bu programın uzatılabilmesine dair cümleye Yunan hükümetinin son anda karşı çıkması yüzünden.

Ancak bugünkü Eurogroup toplantısında Yunan pozisyonu hiç kolay olmayacak. Çünkü yeni bir anlaşma için zaman çok daraldı. Avrupa Birliği tahminlerine göre, Yunan hükümetinin likiditesi ancak şubatın sonuna kadar garantili. Anlaşma olmadan mart ayından itibaren hükümet maaş ödeme sorunları yaşayabilir. Aynı zamanda yeni hükümetin karşı çıktığı Troyka ismen feshedilebilir, ancak anlaşmaların kontrol mekanizmasına daha uygun başka bir isim verilebilir. Hiçbir reform garantisi olmadan yeni bir Yunanistan finansmanına kimse sıcak bakmaz. Ve bu sadece Alman ve diğer Batı ve Kuzey Avrupa Euro Bölgesi üye ülkelerinin tepkisi değil. Kendi reform programlarını başarıyla uygulayan İspanya ve Portekiz hükümetleri de, Yunanistan’a taviz verilmesine sıcak bakmazlar, çünkü bu hâlde kendi iç cephesinde durumları zor olur. Ayrıca eğer yeni bir anlaşma sağlanırsa, bunun, bütün Eurogroup’a üye ülkelerin parlamentolarının onayına sunulması gerekecek. Orada da kötü sürprizler çıkabilir. Birçok Euro Bölgesi ülkelerinin meclislerinde Yunanistan’a desteğe karşı çıkanların sayısı artmakta.

Ancak asıl endişe veren gelişmeler Yunan ekonomisinin ‘yumuşak karnına’ dönüşen banka sistemi cephesinde. Diğer Avrupa ülkelerindeki duruma rağmen, Yunan bankaları krizin sorumluları değil, tam tersine onun kurbanları. Yunanistan krizi patlayınca, Yunan hükümetinin baskısı altında olan bankalar fiyatları çöken Yunan devlet tahvil ve bonolarını toplamak zorunda kaldılar. 2012 yılında Yunan borcunun ‘saç tıraşı’ yer alınca, bankalar milyarlarca Euro yatırımlarının yarısını kaybettiler. O zamandan beri Avrupa Merkez Bankası’nın destek ve finansmanına bağımlı olan bankaların durumu siyasi krizlere çok hassas oldu. Son haftalarda ‘Acil Likidite Yardımı’ndan (Emergency Liquidity Assistance –ELA) dolayı ayakta kalabilen Yunan bankaları, Eurogroup’ta yer alacak müzakerelerin başarısızlığına dayanamayabilirler. Yunanistan’da banka krizinin önlemesi, Tsipras hükümetinin en zorlu görevi.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
Mülteci Antlaşması Ardından - 1 Nisan 2016 23:27
Avrupa Birliği’nde Faylar - 3 Mart 2016 03:40
Ege’de İnsan Faciası - 2 Şubat 2016 20:55
2016 Kıbrıs Yılı mı Olacak - 20 Ocak 2016 12:13
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ