Yunanistan, IMF ve Telekulak Krizi

Dr. Ioannis N. Grigoriadis

Mülteci krizi, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekerken, son haftalarda Yunanistan ekonomi krizinde ilginç gelişmeler yaşanıyor. Geçen hafta sonu, IMF ‘telekulak’ krizi yaşandı. ‘WikiLeaks’ web sayfasında, 19 Mart 2016 tarihinde IMF Avrupa İşleri Müdürü Paul Thomsen ve Yunanistan Ofis Müdürü Delia Velkulesku arasında yapılan telefon görüşmeleri sızdırılmış. Yayınlanan bilgilere göre, Yunanistan hükümetiyle yapılan müzakereler konusunda Avrupa Birliği kurumları ve IMF arasında ciddi görüş ayrılıkları mevcut.

Bir yandan, IMF, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası’nın Temmuz 2015 senesinde imzalanan reform antlaşmasının uygulanmasına dair gösterdikleri ihmalden dolayı rahatsız. IMF yetkililerine göre, Yunanistan hükümetinin, zorlanamadığı takdirde daha önce anlaştığı reform tedbirlerini yerine getirme niyeti olmadığı aşikâr. Dolayısıyla, müzakerelerin yaza kadar geciktirilmeleri gerektiği savunulmaktadır, çünkü yazın meydana gelmesi beklenen Yunanistan hükümetinin maddi sıkıntılarının, onun reform konusunda daha esnek davranmasına yol açacağı tahmin ediliyor.

Diğer yandan, görüşmeler IMF ve Avrupa Birliği kurumları arasında bulunan ciddi bir görüş ayrılığını ima etti. Son senelerde yapılan çeşitli antlaşmaların ardından, Yunanistan devlet borcu, Avrupa Birliği kurumları tarafından üstlenilmişti. Yunan hükümetine göre, Yunan borcu sürdürülebilir olmaktan çıktı. Yunanistan’ın bu borcu geri ödemesi mümkün olmadığına göre, kısmi borç affı gerektiğinin altı çiziliyor. Böyle bir talep, borcu üstlenen Avrupa kurumları tarafından olumlu karşılanmıyordu. Hattâ Avrupa Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası, böyle bir kararın sözkonusu olamayacağını defalarca tekrarladı. Buna rağmen IMF yetkilileri uygun buluyorlardı. Bunun nedenini anlamak zor değil. Olası bir borç affının maliyeti, IMF’ye sıfır olup, Avrupa Birliği kurumlarının yöneticilerine büyük belâ açabilir. Zira bir af kararının, Euro Bölgesi üye ülkelerinin meclislerinde onaylanması gerekecek. Reform konusunda ciddi mesafe kat etmeyen ve bütçe açığını bir türlü kapatamayan Yunanistan hükümetine borç affı imkânını sunmak, haksız görünmektedir. Çünkü benzeri bir ekonomik kriz geçiren ve onu çok daha başarılı yöneten diğer Euro Bölgesi üyelerine böyle bir fırsat tanınmamıştı. Aynı başarıyı elde edemeyen Yunanistan’a bunu tanımak, ‘ahlaki tehlike’nin güzel bir örneği olurdu.

Bu bilgiler sızdırılınca, Yunanistan hükümetinin tepkisi çok ilginç oldu. Hükümet sözcüsü, bu vakadan IMF’yi sorumlu tutup, onun tavır ve pozisyonlarını sert eleştirdi. Böylece IMF’nin müzakereler sırasında rolünün olumsuz olduğunu, onun müzakerelere katılmamasının daha uygun olacağını kastediyordu. Peki, en önemli taleplerinin birine, yani kısmi borç affına, destek veren IMF’yi niye Yunanistan hükümeti, dışlamak istiyor? IMF’nin, müdahil olduğu, borç affını içerebilecek olan bir anlaşmanın yerine, niye borç affını içermeyen IMF’siz bir antlaşmaya daha sıcak bakabilir?

Bu soruya cevap, Yunanistan’ın siyasî sorununun özüne dayanıyor. SYRİZA hükümeti reform uygulaması konusunda samimi olmazken, olası yeni antlaşmada IMF’nin yer almasından da rahatsız. Zira IMF’nin, antlaşma uygulama konusunda, Avrupa Birliği kurumlarından çok daha titiz ve dikkatli hareket edeceği bellidir. ‘Teknik değil, ama siyasi’ kriterler uygulanacağını ümit eden SYRİZA hükümeti, siyasetten daha fazla etkilenen Avrupa Komisyonu ve Merkez Bankası ile müzakere etmeyi tercih eder. IMF olmadan antlaşma şartlarının daha sert olup olmayacağı veya kısmi borç af imkânı sunulup sunulmayacağını, önemsemiyor. Zira önemli olan uzun vadede kalkınmayı sağlamak değil, kısa vadede reformdan kaçıp iktidarda kalmaktır.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
Mülteci Antlaşması Ardından - 1 Nisan 2016 23:27
Avrupa Birliği’nde Faylar - 3 Mart 2016 03:40
Ege’de İnsan Faciası - 2 Şubat 2016 20:55
2016 Kıbrıs Yılı mı Olacak - 20 Ocak 2016 12:13
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ