Cem-Papandreu Uluslararası Barış Ödülü Töreni

Dr. Ioannis N. Grigoriadis

16 Nisan’da yeni kurulan Cem-Papandreu Uluslararası Barış Ödülü takdimine katıldım. Türk-Yunan uzlaşma sürecinin iki mimarının adını taşıyan ödülün, Türk-Yunan ilişkilerinin ilerlemesine katkıda bulunan kişi veya kurumlara tahsis edilmesine karar verildi. Bu sene iki işadamı, biri Türk, biri Yunan ve bir Türk-Yunan kurumu ödüle layık görüldü. Şarık Tara ve Teodoros Papaleksopulos, Türk-Yunan uzlaşma sürecine uzun süreli ve çeşitli katkılarından dolayı ödüllendirildiler.

Hem Tara, hem Papaleksopulos, Türk-Yunan ikili ilişkilerinin en kötü dönemlerinden biri olan 1980’lerden beri, Davos’taki Turgut Özal-Andreas Papandreu görüşmesinden bu yana uzlaşma ve diyalog çalışmalarına her türlü maddi ve manevi destekte bulunmuşlar. Ekonomi işbirliğinin ortak çıkarların oluşup büyümesi ve savaş ihtimalinin düşürülmesinde ne kadar etkili olabilmesi hakkında işadamlarından daha iyi şahitler olamaz. Onların yanında Türk-Yunan Forumu, barış ödülüne layık görüldü. Türk, Yunan, Kıbrıslı Türk ve Rum emekli diplomat, siyasetçi, akademisyen, işadamlarından ibaret olan Forum, kuruluş yılı olan 1998 senesinden bu yana, Türk-Yunan ikili ihtilaflarında ve 2000’lerin ortalarından itibaren Kıbrıs sorununda tüm tarafları biraraya getirip yapıcı ve uzlaşıcı formül arayışında bulunuyor.

Törenin başında Yorgo Papandreu ve İpek Cem söz aldı. Her iki konuşmacı, Cem-Papandreu Uluslararası Barış Ödülü’nün anlamını ele alıp Türk-Yunan uzlaşmasının önemine değindiler. Merhum İsmail Cem ise, kısa bir belgesel ile anıldı.

Şu anda hem Türkiye, hem Yunanistan, ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Nitekim her iki ülke de ciddi kriz, ikili ihtilafların körüklenmesi ve kriz patlamasına izin vermemiştir. Demek ki, uzlaşma süreci ve karşılıklı bağlantıların gücü tahminlerden daha büyük çıkmış olabilir. Türkiye’nin etrafına bakılırsa eğer, Yunanistan şu anda Türkiye ile nispeten en iyi ilişkileri olan komşu ülkeler arasında yer alıyor. İkili sorunlar çözülmese de, böyle bir ortamın olması, Türk-Yunan ilişkilerinde potansiyelin hâlâ çok yüksek olduğunu ima ediyor. Eğer Avrupa Birliği ve Türkiye arasında imzalanan vize uygulaması kaldırılırsa, bunun en büyük kazananlardan biri Yunan turizm sektörü ve dolaylı bir şekilde Türk-Yunan ilişkileri olacaktır.

Son senelerde Türk-Yunan ilişkilerinden ziyade uluslararası ilgi Kıbrıs sorununa kaymış durumda. 2004 senesinden bu yana ilk defa hem garantör ülkelerde (Birleşik Krallık, Türkiye ve Yunanistan) hem de uluslararası camiada olumlu bir hava mevcut. Kıbrıs için bu tarihî fırsatı kaçırmamak için yapılan ikili görüşmeler kritik dönemeçte. İki liderin her iki tarafın en uzlaşıcı olanları arasında kabul edildiği ve çözüme sıcak baktığının bilinmesine rağmen, görüşmeler beklendiğine göre hızlı ilerlemiyor. Mülkiyet konusunda ön anlaşmaya varıldığına dair bilgiler ne kadar umut verici olursa olsun, hâlâ yapacak çok iş var. Zaten mülkiyet sorununun çözümlenmesi için olmazsa olmazlardan biri, mülkiyet tazminat fonu oluşturulmasıdır. Ayrıca da, toprak ve güvenlik gibi konuların derinliğine girmeden çözüme yaklaştığımızı söylemek erkendir. Bu şartlar altında, Türk-Yunan Forumu gibi kurumların önemi daha iyi anlaşılır. Uzlaşmacı fikirlerin oluşmasını ve dolaşmasını sağlamaya çalışan bir ortam kritik dönemeçlerde daha gereklidir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
Mülteci Antlaşması Ardından - 1 Nisan 2016 23:27
Avrupa Birliği’nde Faylar - 3 Mart 2016 03:40
Ege’de İnsan Faciası - 2 Şubat 2016 20:55
2016 Kıbrıs Yılı mı Olacak - 20 Ocak 2016 12:13
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ