Yolun Ayrımına Yaklaşırken

Dr. Ioannis N. Grigoriadis

26 Ocak tarihinde Yunanistan’da iktidara gelen SYRİZA- ANEL hükümeti, olağanüstü bir ekonomik durumla karşı karşıya geleceğini biliyordu. Bunu yönetmek için SYRİZA zaten hazır olduğu sözünü vermişti.

Yunan halkına ülkenin Euro Bölgesi ve Avrupa Birliği içinde pozisyonu koruyup, yeni, daha âdil ve başarılı bir ekonomik politika vaat etti. Gelgelelim, buna doğru bir hareket görülmedi. Yeni mecliste sadece bir yasa onaylandı. Birçok siyaseten ‘hassas’ konuda hükümet koalisyonu, oylamada istikrarını tehdit edebilecek, büyük fire vereceğinden korkup, hareketsizliğe mahkûm gibi görünmektedir. Reform umutları, geçen pazartesi yapılan Başbakan Aleksis Tsipras’ın ziyaretine odaklandı. Tsipras, Alman Şansölyesi Angela Merkel ile ilk uzun görüşmesini yaptı. Görüşmeler sırasında tanıdık konulara değindi. Reform sözü verildi, ama ondan sonra değişen bir şey yok.

Ancak reform olmadan hiçbir maddi destek olmayacağına emin olunabilir. Tsipras hükümeti, ‘kemer sıkma’ politikaları endeksli tedbirlere karşı çıkmıştı. ‘Kurumlar’ borç veren troykanın, tedbirlerinin içeriğiyle değil, ancak bütçe tasarrufu açısından ne kadar katkıda bulunabilecekleriyle ilgilenir. Bu konuda Tsipras hükümetinin performansı hakikaten zayıf. Şimdiye kadar sunduğu teklifleri, tasarruf sağlanacağına dair güçlü ipuçları vermez. Örneğin, vergi kaçakçılığından milyarlarca euro tasarruf edeceğini vaat eden hükümet, önceki Yunan hükümetlerinden farklı bir şey söylemez. Yunan devletinin yapısal ve kapasite sorunlarının artık bütün Avrupa kurumları farkındadır. On senelerce çözülemeyen vergi kaçakçılığı sorununun birkaç hafta içinde çözülebileceğine, haklı olarak kimse inanmaz. Aynı zamanda büyük yolsuzluk odakları olarak bilinen kamu sektörlerine el atmaktan çekinmektedir. Sanki Yunanistan hükümeti acı bir ilaç içmemek için –futbol deyimiyle– ‘uzatmaları oynuyor’.

Ancak vakit Yunanistan lehine çalışmıyor. Tam tersine, her geçen gün çember daralıyor. 30 Mart’a kadar Yunan hükümeti kapsamlı bir reform programı sunacağını vaat etmişti. Ancak şubat ayında anlaşılan 7,2 milyar euroluk taksidin ödenebilmesi sözkonusu olabilir. Böyle bir anlaşma şu anda çok görünüyor. Nisan ayının, Yunan Maliye Bakanlığı için çok zorlu olacağı kesin. IMF’ye 9 Nisan’da 458 milyon euro, 14 Nisan’da 1,4 milyar euro ve 17 Nisan’da 1 milyar euro tahvil ödenmesi lazım. Aynı zamanda mart ve nisan sonunda aylık maaş ve emeklilik ödemeleri için 1,5’ar milyar euro lazım. Bu sırada, ‘Fitch’ kredi derecelendirme kurumunun Yunanistan’ı “B” notundan “CCC”ye düşürmesi de olumsuz bir sinyal. Kararın açıklamasında, uluslararası piyasalardan kopukluk, zamanında ödeme ve likidite sorunlarına atıf da var.

Böylece Yunanistan, kritik bir yol ayrımına yaklaşıyor. Dış temaslarında mütevazı ve reform yanlısı bir tavır sergileyen Tsipras hükümeti, iç cephede daha popülist ve reform karşıtı açıklamalarda bulunmayı artık sürdüremez. Bazı uzmanlar, SYRİZA- ANEL hükümetinin gerçekten uzlaşma niyeti olmadığı, ama krizi olabilecek kadar geciktirip, sorumluluğu Avrupa kurumlarına ve özellikle Almanya’ya yüklemeye çalışacağı görüşünde. Eğer Başbakan Tsipras, Yunanistan’ı ekonomik felaketten kurtarmak isterse, milliyetçi, reform ve Avrupa karşıtı SYRİZA ve ANEL milletvekillerinden kurtulup, hükümet koalisyonu dışından partilerden destek aramak zorunda kalabilir. Önümüzdeki haftalar, kritik gelişmelere yol açabilir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
Mülteci Antlaşması Ardından - 1 Nisan 2016 23:27
Avrupa Birliği’nde Faylar - 3 Mart 2016 03:40
Ege’de İnsan Faciası - 2 Şubat 2016 20:55
2016 Kıbrıs Yılı mı Olacak - 20 Ocak 2016 12:13
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ