AB Üyeliği Öncesinde Yunanistan Ekonomisi – Bölüm 3
2.4.1. Demografik Yapı ve İstihdam
Yunanistan 132.000 km² arazi üzerinde irili ufaklı 2000’den fazla adayı kapsayan bir ülkedir.
1971 – 1981 döneminde % 10,7 artış gösteren nüfus, 1981 yılında 9,7 milyona ulaşmıştır. Nüfusun 2/3’si arazinin 1/3’si üzerinde yaşamaktadır. 1980 yılı itibarıyla nüfusun %62’si şehirli nüfustan oluşmaktadır.
1980 yılı itibarıyla istihdam edilen nüfus 3.347.000 kişidir.
Tablo 2.1 1980 Yılında İstihdamın Sektörler Arası Dağılımı
Sektörler İstihdam payı(%) Toplam çalışan(%)
Tarım % 29,7 994.059
Sanayi %30,0 1.004.100
Hizmetler %40,3 1.348.841
Kaynak: NSSG 1982
AET ortalamasıyla karşılaştırıldığında Yunanistan’da tarım kesiminde çalışan nüfus oldukça fazladır. Ancak 1980 öncesi 10 yıl boyunca 500.000 den fazla genç insan tarım sektörünü terk etmiştir. Bunun en önemli nedeni o yıllarda aynen Türkiye’den olduğu gibi Yunanistan’dan da başta Almanya olmak üzere sanayileşmiş ülkelere olan işgücü göçüdür. Diğer bir neden de o yıllarda gençlerin çalışmak için uzak denizlere seyahat eden Yunan ticari filolarını tercih etmeleridir.
Yunanistan iş gücü verimliliği bakımından sanayileşmiş ülkelerin epeyce gerisinde olmasına rağmen. 1998 yılının incelendiği 2002 yılı verilerine göre Sanayi sektöründe çalışan kişi başına yaratılan katma değer açısından Yunanistan’daki 1 birim işgücü Türkiye’ye göre 2 kat daha verimlidir. İspanya’daki 1 birim işgücü ise Yunanistan’dakine göre 1,85 kat daha verimlidir. Tarım sektörü ele alındığında bu oran Türkiye ile Yunanistan arasında Yunanistan lehine 3 kat daha fazladır.
2.4.2. Atina Antlaşmasından Katılım Antlaşmasına Milli Gelirin Sektörel Dağılımı ve Ekonominin Yapısı
Tablo 2.2 Üyelik Öncesi Yunanistan GSYİH’sının Oluşumu, Sektörlerin Payları
Yıllar 1963 1973 1975 1980
Tarım 24,9 18,2 16,75 14,3
Madencilik 1,2 1,4 1,5 2,2
İmalat Sanayi 14,3 19,1 20,9 21,1
İnşaat 8,7 8,9 6,8 5,7
Enerji 1,1 2,0 2,5 3,4
Taşıma-İletişim -7,7 8,5 9,5
Hizmetler – 42,7 43,1 43,8
Kaynak: İKV yayın no:6 s.8
Atina Antlaşması imza edilip Yunanistan’ın AET macerası başladıktan sonra tam üyeliğe kadar geçen zaman zarfında en çarpıcı gelişmenin tarım sektöründe yaşandığı görülmektedir. Bu sektör 1963’te GSYİH’nın %25’ini sağlarken 17 yıl gibi kısa bir sürede milli gelirin sadece %14,6’sını oluşturur duruma gelmiştir. Aynı oranda olmamakla birlikte imalat sanayinde ise bir artış göze çarpmaktadır. Tarım sektöründeki düşüşe paralel olarak imalat sanayindeki bu artış Yunanistan’ın bir sanayileşme süreci hamlesi içine girdiğine işarettir. Enerji sektörünün de 1963 yılında GSMH’ dan aldığı pay %1,1 iken 1980 yılında %3,4’e çıkması bu görüşü desteklemektedir. Ancak AB üyeliği boyunca Yunanistan sanayileşmesini tamamlayamamıştır. Bu gün de en büyük eksiği bir çok endüstriyel üründe dışa bağımlı oluşudur.
1960-1973 dönemi “Yunanistan iktisat mucizesi” ile birlikte Yunan kapitalizmi açısından da “golden era of greek capitalism” olarak anılmaktadır. Cunta yönetiminin de hedeflerinden biri olan ulusal sermayenin dışa açılmasıdır. Yunanistan kapitalizminin de batıya entegre olup onlarla birlikte hareket etme arzusu yaygındır. Ancak 1970’li yıların ortasından itibaren OECD ülkelerinin birçoğunda olduğu gibi ekonomik gelişme durağanlaşmıştır. Enflasyon yükselmekte dış ödemeler dengesi açığı büyümektedir. Petrol şoklarıyla birlikte iç faktörler de GSMH’nın büyümesini ve istikrarını bozmuştur.
1980’li yıllara gelindiğinde Yunanistan ekonomisi gelişme düzeyi ve yapı olarak Topluluk ekonomilerinden oldukça farklı bir görünüm sergilerken bir takım yapısal bozuklukları da bünyesinde barındırmaktadır. Bu yapısal bozukluklar ana hatlarıyla şunlardır:
– Sosyal kurumların işleyişi bozuk, toplumun gelir dağılımı adil değildir.
– Bölgeler arası gelişmişlik farkı kendini hissettirmektedir. Trakya ve Epirus geri kalmış bölgeler olarak ön plana çıkmaktadır.
– Hizmet sektörü ekonomiyi sırtlamaktadır. Kayıt dışılık ve karaborsa önemli bir sorun teşkil etmektedir.
– Tarım kesiminde çalışan işgücünün marjinal verimliliği düşüktür. Tarım kesiminde işgücü fazlası ve mevsimlik işsizlik ortaya çıkmaktadır.
– Tarımsal işletmeler küçük ölçeklidir. Tarımsal üretimde altyapı eksiklikleri bulunmaktadır. Pazarlama teknikleri gelişmemiştir.
– İmalat sanayinin GSMH’ya katkısı (% 20 civarı) azdır. İmalat sanayinde yatırımların yetersizdir (GSMH’nın %4’ü)
– Ticari işletmeler küçük ölçeklidir. %85’i beş kişiden az işçi çalıştırmaktadır.
– Yatırım mallarının %80’i ithal edilmektedir. Enerjide ve yatırım mallarında dışa bağımlılık derecesi yüksektir.
Bu veriler göstermektedir ki Batı Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Yunanistan ekonomisi AET ile entegre olma aşamasına geldiğinde tam bir gelişmekte olan ülke özelliklerine sahiptir.
2.4.3. Katılım Öncesinde Yunanistan’da ve AET’de Refah Düzeyi
Sözü edilen iktisadi gelişimdeki yavaşlama AET bölgesinde Yunanistan’a göre daha hızlıdır. 1980 – 81 yıllarında diğer üye ülkelerde olduğu gibi gelişmeyi tahrik edici önlemler uygulanmasına karşın tatminkâr bir gelişme sağlanamamıştır.
Tablo 2. 3 1958-1980 Döneminde Yunanistan’da ve 9 AET Ülkesinde Kişi Başına GSYİH (ABD doları cinsinden)
1958 1965 1970 1975 1980
Belçika 1024 1642 2562 5088 8545
Danimarka 1008 3139 6000 9309
F.Almanya 986 1831 2976 5444 9530
Yunanistan 355 655 1109 1858 2991
Fransa 1183 1877 2715 5180 8751
İrlanda 499 873 1289 2095 3792
İtalya 592 1126 1834 2774 4996
Lüksemburg 1337 1982 3117 5296 9139
Hollanda 751 1498 2499 5143 8600
İngiltere 1122 1711 2154 3333 6728
AET 9 ort. 934 1597 2396 4214 7447
Kaynak: İKV yayın no :6
Yukarıdaki tablodan rahatça izlenebildiği gibi AET macerasının başlayıp katılım anlaşmasının imzalandığı yıllar arasında Yunanistan’ın fert başına GSMH sı AET ülkeleri ortalamasının %38 ila %40’ı arasında gerçekleşmiştir.
Türkiye’de ise fert başına GSMH cari fiyatlarla:
1960 yılında 335 $,
1970 yılında 366 $,
1980 yılında 1313$ olarak gerçekleşmiştir.
1960’lı yılların başında fert başına gelir bakımından Türkiye ve Yunanistan birbirlerine çok yakın iken Yunanistan’ın fert başına milli geliri 1980 yılında Türkiye’nin üç katına çıkmıştır. Buradan kümülatif olarak Yunanistan’ın Türkiye den çok daha hızlı büyüdüğü anlamı çıkmamalıdır. Ancak 1960 – 1973 döneminde Yunanistan’ın Japonya Ekonomisinden sonra dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğunu da unutmamak gerekir. 1960 – 1970 döneminde Yunanistan Ekonomisi ortalama %7,5 büyür iken Türkiye ekonomisi ortalama %5 büyümüştür. Öne çıkan diğer bir önemli neden de şudur: Türkiye’de nüfus artış hızı yüksek Yunanistan da ise düşük gerçekleşmektedir. 1923 – 1999 yılları arasında Türkiye nüfusu 6 kat artarken Yunanistan nüfusu sadece 1,8 kat artmıştır. Diğer taraftan 1950-1999 döneminde kişi başına düşen gelir Türkiye de ortalama %2,7 gibi bir oranla artarken bu oran Yunanistan’da ve İspanya’da %3,8 olmuştur.