Tarihi Dimetoka Camii…

Ozan Ahmetoğlu

Ülkemiz Yunanistan’da Türk – İslam eserlerine gösterilen koruma ve özen her zaman sorgulanmıştır. Nitekim Selanik ve Atina’daki cami başta olmak üzere, Osmanlı döneminden ayakta kalan eser pek yoktur. Yüz yıl önce onlarca cami olan Selanik’te bugün hiç bir cami kalmamıştır.

Başkent Atina ise yüzbinlerce Müslüman’ın yaşamasına rağmen camisi olmayan başkent ünvanına sahip olmaya devam ediyor. Yapılan açıklamalara bakılırsa inşasına izin verilen Atina’daki (minaresiz) caminin açılışı Nisan veya Mayıs ayında yapılacak. Tepkiler bunun önüne geçmezse ilk kez başkentte resmi bir cami faaliyete geçecek.

Lafı, tahmin edeceğiniz üzere Dimetoka’ya getireceğim. 22 Mart Çarşmba günü “Dimetoka’daki tarihi camide yangın” haberleriyle uyandık. İlk başlarda küçük çapra bir yangın olabileceğini düşündüm. Ancak ne yazık öyle değildi. 1420 yılında açılan ve Avrupa topraklarında inşa edilen ilk cami olarak kabul edilen tarihi Çelebi Sultan Mehmet veya diğer adıyla Beyazıt Camii sabaha karşı çıkan yangın sonusunda büyük hasara uğradı. Dimetoka Camii’nin en önemli özelliği tamamen ahşap olan tavanıydı. Asırlar öncesinin Osmanlı Türk estetiğini yansıtan tarihi ahşap tavan artık yok. Cami çok ciddi anlamda zarar gördü. Yapıya önce asırlık ahşapların yanmasıyla korkunç yüksek derecede sıcaklığa maruz kaldı. Daha sonra da yapıya tonlarca su sıkıldı. Sıcaklıktan restorasyon için yapıyı çepeçevre saran demir iskele bile önemli ölçüde eridi. Hatta caminin karşısındaki dükkanların plastik tabelaları bile büzüştü, bazı dükkanların camlarının sıcaklıktan kırıldığı yazıldı.

1400’lü yılların başında yapılan, altı asırlık bir geçmişe sahip olan Dimetoka Çelebi Sultan Mehmet Camii uzun yıllardan bu yana ibadete kapalıydı. Ve aynı camide yine çok uzun yıllardan beri restorasyon çalışması yapılıyordu. Aslında buna “restorasyon çalışması yapılıyordu” demek çok zor. zira, çalışmalar için iskeleler kurulmuş, cami çepeçevre kapatılmış ancak çalışma yapıldığını görmek pek mümkün değildi. Yani bitmek bilmeyen uzun bir restorasyon süreci yaşadı Dimetoka Camii. Taa ki yaklaşık iki sene öncesine kadar. Restorasyon çalışmasına yeni bir ivme kazandırıldı. En azından öyle görünüyordu. Caminin etrafına, çatı da çevreleyecek şekilde demir bir iskele kuruldu. Ve çalışmalara başlandı.

Tarihi camiyi, ekonomik krizden kurtulmanın ve bölgeyi turizmin sayesinde ekonomik anlamda bir adım ileriye taşıyacak “fırsat” olarak gören bölge esnafı ve yerel yönetim restorasyonun tamamlanmasını istiyordu. En azından bu kesimin büyük çoğunluğundan bahsediyorum.

Gelelim bu şahesere büyük zarar veren yangına. 21 Mart Salı günü sürdürülen restorasyon çalışmaları çerçevesinde bazı kaynak çalışmaları yapılıyor. Bu sırada çıkan kıvılcımlardan küçük çapta bir yangın çıkmış. Bu yangın söndürülmüş. Bu küçük çapta çıkan yangının çatıda yapılan kaynak sırasında yere düşen kıvılcımlardan kaynaklandığı ve yangının çatıda değil, yerde olduğu ifade ediliyor. Ancak gece yarısından sonra caminin bu sefer tarihi yapının çatısında çıkan yangın, ahşap tavanın ve çatının tamamen yanmasına neden olmuş. Ne yazık ki itfaiyenin müdahalesi ahşap çatıyı kurtarmaya yetmemiş. Sonuçta altı asırlık bir cami, Avrupa’da inşa edilmiş ilk cami ve Yunanistan’daki en önemli İslam eseri olarak nitelendirilen eser çok ama çok büyük bir zarar gördü.

Şimdi herkes yangının gerçek nedenini merak ediyor. Umarım, yangınla ilgili yapılacak resmi açıklama bu konuda Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın ve sadece azınlığın değil, bu muhteşem dini ve mimari eserin kıymetini bilen herkesin kafasındaki soru işaretlerini ortadan kaldırır. Ancak camiyi yakan yangından birkaç saat önce küçük çapta da olsa bir yangının yaşanmış olması, ihmal konusunu çok ciddi şekilde gündeme getiriyor. Şimdi yangınla ilgili tam açıklayıcı ve soru işaretlerini dağıtıcı açıklamayı herkes merakla ve sabırsızlıkla bekliyor.

Beklediğimiz bir diğer önemli konu da Dimetoka Camii’nin restorasyon çalışmalarının, camiyi aslına uygun şekilde onaracak, restore edecek çalışmaların bir an önce başlamasıdır. Bunun için siyasi iradenin ortaya konması gerekir. Olayı zamana yaymak ve işi sürüncemede bırakmak bu tarihi yapının yavaş yavaş yok edilmesine göz yummak anlamına geleceği için caminin aslına uygun şekilde restorasyonunun başlatılması elzemdir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ