Batı Trakya’da Sorun Ne?

Ozan Ahmetoğlu

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı son derece ilginç bir süreçten geçiyor. Azınlık, 1967’deki Albaylar Cuntasından bu yana bir hak mücadelesi içinde. 1980’li yıllarda bu mücadele, azınlığa yapılan baskı ve ayrımlardan dolayı zirve yaptı. 1990’ların ilk yıllarında ise bu mücadelenin sonucu alındı ve ilan edilen “yasalar önünde eşitlik” politikasıyla Batı Trakya Türkleri uzun yıllar sonra “Yunanistan vatandaşı oldu” diyebiliriz.

Zira bu ülkede doğmaktan ve bu ülkenin vatandaşı olmaktan kaynaklanan basit vatandaşlık haklarına kavuştu azınlık insanı. Bunu da 1980’ler öncesinde başlayan hak ve demokrasi mücadelesi sayesinde kazandı.

“Yasalar önünde eşitlik” politikasıyla birlikte yeni bir döneme girildi. Basit vatandaşlık haklarındaki iyileştirmelerin getirdiği olumlu ortama güvenerek, uluslararası anlaşmalarla garanti alına alınan ve Batı Trakya Türklerinin kendi kimlik ve kültürleriyle yaşamalarına imkan veren “AZINLIK HAKLARI” konusunda da gelişmeler – iyileştirmeler beklendi. İşte o beklenti var ya? O beklenti hala devam ediyor!

Devlet, 1990’lı yıllarda Batı Trakya Türk Toplumu’nun “Azınlık Hakları”nı önemli ölçüde iade ederek, bir anlamda azınlığın “gazını” aldı. Böylelikle bölgedeki gerginliğin artmasının ve kontrol edilemez hale gelmesinin önüne geçildi.

Ancak azınlığın beklentisi doğrultusunda “AZINLIK HAKLARI”nda bir gelişme olmadı. 1990’ların başından bu yana 2010’lu yıllara kadar bu şekilde geldik. Milli kimlik, azınlık eğitimi, dini özgürlükler, müftülük, vakıflar, örgütlenme özgürlüğü, siyasi temsil, azınlık dernekleri, 19. madde gibi AZINLIK HAKLARI’yla ilgili olarak “Yasalar Önünde Eşitlik” politikasının ilanından 20 küsur yıl geçti fakat hala bir ilerleme yok.

Peki bunun yerine ne var? AZINLIK HAKLARI’nda ilerleme yerine gerileme var. Hem de ciddi bir gerileme. Mesela en ciddi gerileme azınlık eğitiminde var. Azınlık toplumu, devletin artık azınlık eğitimini bitirmek istediğine inanıyor. Azınlık çocuklarının azınlık okulları yerine devlet okullarına tercih etmesiyle ilgili haberler adeta bir “ZAFER” niteliğinde veriliyor. Azınlık ilkokullarındaki öğrenci sayısı azaldıkça aralarında devlet ve hükümet yetkilileri, politikacılar, adademisyenlerin de olduğu bazı çevreler “YAŞASIN” naraları atıyor adeta. Örneğin azınlığın Türkçe – Yunanca anaokulu talebini duymak bile istemiyor bu çevreler. Eğitim Bakanlığı bile “Yunanistan azınlık anaokulu açmak zorunda değil” diyebiliyor. Tam da vatandaşın talebine, toplumun isteklerine kulaklarını tıkayan kendi programını uygulamaya koyan antidemokratik bir anlayışın örneği.

Hiçbir azınlık hakkında ilerleme olmadığı gibi, eğitim ve din özgürlüğü alanlarında çok ciddi sorunlar var. Özellikle son yıllarda Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, anaokulları, SÖPA’nın yerine açılan okul ve genel anlamda azınlık eğitimi konusunda ve bunun yanısıra, uygulamaya konmaya çalışılan “240 İmam Yasası”yla ilgili olarak din özgürlüğü alanında bir saldırı ile karşı karşıya. Bunlar, azınlığın kurumsal yapısını çökertmek ve kollektif hakların tümünden azınlığı mahrum bırakmaya yönelik hareketlerdir. Hiçbir şekilde Batı Trakya Türkü tarafından kabul edilemez.

Özetlemeye çalıştığımız ve özellikle son yıllarda şekillenen durum karşısında, manzaranın vehametine karşın, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı gereken demokrasi ve hukuk mücadelesini, HAK mücadelesini ortaya koyacak iradeyi gösteremiyor. Son on yılı ele alıp değerlendirdiğimiz zaman azınlık adına, azınlık hakları adına hiç bir ciddi kazanımın olmadığını söylemek mümkündür. Bu, işin birinci boyutu.

Bunun bir de ikinci boyutu var bana göre. O da Batı Trakya Türkünün kendi içindeki uyum sorunu. Azınlık toplumu özellikle son yıllarda demokratik mücadele için gereken birliği sağlayamıyor. “Birlik ve beraberlik” sadece lafta kalıyor. Özellikle liderler arasındaki kısır çekişmeler, toplumsal sinerjiyi de dağıtıyor. Bu durum, toplum arasında huzursuzluğa, moralsizliğe ve iradesizliğe neden oluyor. Sonuçta, mevki ve makam sahibi olabilmek veya bunları koruyabilmek adına, “amaca giden her yol mübahtır” anlayışı sadece insanların saygınlığını etkilemekle kalmıyor. Toplumun kaderini ve geleceğini de etkiliyor. Bu da işin vahim tarafı. Bana göre Batı Trakya’da sorun bu. Ve bu durum değişmek ve düzelmek ZORUNDA!

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ