Orta Vadeli Önlemler Paketi neler getiriyor

Özgür Mehmet

Orta Vadeli Önlemler Paketi, meclisten geçti. Halkımızı yeni vergiler beklemektedir. Gelir beyanlarında vergiye tabi olmayan oran 12.000 Euro’dan 8.000 Euro’ya çekilirken, serbest meslek sahiplerine 300 ila 500 Euro arasında ek vergi getirilmiştir. Ayrıca, taşınmaz vergileri, petrol ve tütün ürünlerine yeni zamlar, emekli aylıklarında çeşitli kesintiler ve de KDV artışı tasarruf paketine dahil edilmiştir.

Parlamento yeni kemer sıkma paketine geçit vererek, Yunanistan için yardım musluklarının açılması yönünde önemli bir adım atmış oldu. Ek önlemler paketi tasarrufu 28 milyar Euro’yu bulmaktadır. Paketin onaylanmasıyla 12 milyar Euro’luk kredi diliminin serbest bırakılmasını ve ikinci yardım paketi görüşmelerinin ivme kazanmasını sağlayacaktır.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, önlemler paketi ihtiyacı karşılayacak mükemmel bir durumda değil eksiklikler var ve aşırı biçimde vergi artışı odaklı olduğudur. Peki, ya onaylanmasaydı, o zaman da ülke kaynaklarının tükenmesine ve temerrüde sürüklenmesine neden olacaktı. Kısacası zaten iflasın eşiğime gelmiş Yunanistan’ı iflastan kurtarmak için önemli bir adım olacaktır.

Bilindiği gibi Başbakan Yorgo Papandreou, yeni maliye bakanı Evangelos Venizelos’un AB ve Uluslararası Para Fonu (IMF) yetkilileriyle görüşerek yeni vergi artışları ve harcama kısıntılarıyla 3.8 milyar Euro’luk bir açığı kapatma konusunda söz vermesinden sonra, istenen radikal reformları meclisten geçirmeyi vaat etmişti. Bu yeni kemer sıkma paketinden bize biraz bahseder misiniz?

Yeni kemer sıkma politikaları veya diğer bir adıyla “Orta Vadeli Çerçeve Stratejisi 2012-2015” adlı program kabataslak bakıldığında; AB ve IMF, 110 milyar Euro’luk kurtarma paketinin 12 milyar Euro’luk 5’inci kredi diliminin serbest bırakması karşılığında, Yunan hükümetinden orta vadeli süre zarfı içerisinde, 28 milyar Euro’luk ek önlem, tasarruf tedbirleri ile 50 milyar Euro’luk özelleştirme yapılmasını öngörmektedir.

Programın ilk maddelerinden bir tanesi gelir vergisinin aşağı çekilmesi yönündedir. Vergiye tabi olmayan oran 12.000 Euro iken bu oran 8.000 Euro’ya çekilmiştir. Önümüzdeki sene vergi beyanlarında halkımız 8.001 Euro’dan itibaren vergiye tabi olacaktır. Ayrıca, gelir vergisi oranlarında da yüzde 1 ila 3 arasında bir artışın yapılması söz konusudur.

Serbest meslek sahiplerine yönelik de bazı değişimler söz etmek mümkündür. Bunların başlıca olanı ise her işletmeye 300 ila 500 Euro arasında direkt vergi uygulamasıdır. Bölgenin nüfus oranına göre alınacak olan bu vergi, her işletme sahibi için geçerli olacaktır. Bu verginin defter veya fatura deldirme işlemleri sırasında alınması öngörülmektedir.

Diğer bir madde ise alışık olduğumuz üzere KDV (FPA) artışıdır. Bu artıştan bu yıl sürecinde 300 milyon Euro tasarruf bekleyen hükümet, 2012 yılı içinde ise 700 milyon Euro’luk bir tasarruf beklemektedir. KDV artış oranı ise yüzde 1 ila 3 arasında olması beklenmektedir ve 1 Eylül 2011’den itibaren de uygulamaya sokulması hedeflenmektedir.

Taşınmazlar üzerinden alınan vergilerin artırımı ise diğer maddelerden biridir. Taşınmaz alımlarındaki vergiden muaf olma oranı aşağı çekilerek yaklaşık 1,2 milyar Euro tasarruf edilmesi beklenmektedir.

Tabi bu önlemler paketinde sigara kullanıcıları da unutulmamış durumdadır. Tütün ve tütünden üretilen mamullerde artış yapılarak iki yıllık süre zarfında 300 milyon Euro’luk bir tasarruf yapılmak istenmektedir.

Halka direkt yansıyacak diğer bir vergi kalemi ise taşıt pullarıdır. Trafikte araçların dolanması için her yıl alınan taşıt pullarına (τελών κυκλοφορίας) yüzde 30’luk bir zam öngörülmektedir. Yani, geçtiğimiz yıl 170 Euro taşıt pulu ücreti ödeyen bir soydaşımız bu yıl 220 Euro civarında ödeyecektir.

Tabi, taşıt puluna zam yapılmışken petrol ürünlerini de unutmamak gerekir. Kısa vadede önlem paketinin içerisinde yer alan diğer bir madde de petrol ürünlerine özellikle de soba gazına yüzde 5’lik bir zam yapılması öngörülmektedir. Bu da yaklaşık olarak litre fiyatının 5 Sent artması anlamına gelmektedir.

Ayrıca, büyük araç, tekne ve havuzlu ev sahiplerine de ek vergilerin gelmesi söz konusudur.

Bunların yanı sıra, kamu harcamalarında da kısıtlamaya gidilmesi de öngörülmektedir. Yaklaşık olarak yüzde 15’lik bir harcama kesintisinin tüm kamu sektöründe yapılması planlanmaktadır. Ayrıca, devlet sahip olduğu taşınmaklarda da çeşitli ayarlamalar yaparak buralardan da tasarruf elde etmeyi hedeflemektedir.

“Orta Vadeli Önlemler Paketi”nde emeklilere yönelik maddeler de var. Bunların en başlıca olanı ise emekliliği elde ettiğinde “Yıpranma Parası” adı altında elde edilen ikramiye de kesintiler olacaktır. Emekli aylıklarında da çeşitli kesintilerden bahsetmek mümkündür. Ek Emeklilik (ε̟πικουρικών συντάξεων) kalemi adı altında alınan aylıklarda kesinti olacaktır. Ayrıca, başta OGA olmak üzere kamu personeli sigortasında da, ek yardımlar kalemi adı altında kesintiler yapılarak tasarruf elde edilmesi söz konusudur.

Emeklilik sigortalarında yapılacak tasarrufların işsizlikle mücadele alanında kullanılacağı belirtildiği önlemler paketinde, özel sektörlerde çalışan işçilere ödenen sigorta primlerinde de artışın ön görüldüğü belirtilmektedir. Kısacası, İşçi Sigortası (IKA) sigorta primlerinde artış söz konusudur. Bu artışın hangi oranlarda olacağı belirtilmezken buradan 380 milyon Euro’luk bir tasarruf beklenmektedir.

“Yeni önlem paketi çerçevesinde, orta ölçekli bir ailenin cebinden yıllık 3.000 Euro çıkacak”  Bu bahsettiğimiz tasarruf önlemleri çerçevesinde vergi sisteminde yapılacak olan 22 adet değişiklik ile bir orta vadeli aile yaklaşık olarak yılda 3.000 Euro kaybedecek. Bu kayıp yukarıda bahsettiğimiz maddeler çerçevesinde gerçekleşecektir.

Alınan bu önlemler yeterli mi veya doğru önlemler mi?

Önlemler paketi ihtiyacı karşılayacak mükemmel bir durumda değildir. Eksiklikler vardır ve aşırı biçimde vergi artışına odaklıdır. Ülkemiz elde ettiği her 100 Euro’luk gelirin yaklaşık 45 Euro’nu kamu ve kamu özel teşebbüslerinde kullanmaktadır. Buradan da anlayacağımız gibi aşırı kamu personeli ülkenin sırtına büyük yük bindirmektedir. Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi özel sektör çalışanlarıyla, kamu personeli maaşları arasındaki fark değişmelidir. Kamudaki maaşlar, özel sektör çalışanlarıyla aynı seviye ye çekilmelidir.

Ayrıca, devlet kendine yük getiren kamu kuruluşlarında özelleştirmeye giderek, bütçede açık yaratan bu gider kalemlerini kısması gerekmektedir. Atıl durumdaki kamu mallarında da çeşitli ayarlamalar yaparak bunu aktifler hanesine kazandırmalıdır. Vergi yükünün geçici bir çözüm olduğunun biran önce farkına varılarak, yabancı sermeyenin ülkeye gelmesini kolaylaştırmak ve bu sayede de ülkenin üretim gücünü artırmak gerekmektedir.

Son olarak da, sağlık sektörü ve iş hukuku maddeleri baştan aşağı kontrol edilmeli, AB ülkeleri seviyesine çekilmelidir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ