BM gözetiminde sürdürülen Kıbrıs müzakereleri dün yeniden başladı. Cenevre’de 3 gün sürecek müzakereler için “Kıbrıs için son umut” yorumları yapılıyor.

Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde sürdürülen müzakereler, İsviçre’nin Cenevre kentinde kesildiği yerden yeniden başladı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum lideri Nikos Anastasiades, müzakerelerin ilk gününde taraflar arasındaki görüş ayrılıklarını içeren listeyi gözden geçirdi. İki lider, görüş ayrılıklarından birini oluşturan Mal-Mülk Başlığı’ndaki pürüzlerin giderilmesi için bilirkişileri görevlendirdi. Bu konuda Rum tarafı; ilk sözün 1974’e kadar mal ve mülk sahip olanlara ait olmasını talep ederken, Türk tarafı; ilk sözün 1974 sonrası mal ve mülk edinenlere ait olmasını söylüyor. “Kıbrıs için son umut” şeklinde yorumlanan Cenevre müzakerelerine kalabalık heyetlerle katılan iki lider, günün ikinci yarısında ortaya çıkacak yeni Kıbrıs devletine nasıl bir başkanlık sistemi uygulanacağını görüştü. Türk tarafı: eşitlik esasına göre başkanlık sisteminin Türk ve Rum başkanları arasında dönüşümlü olmasını talep ederken; Rum tarafı: başkanlık sisteminde 3 dönem Rum, 1 dönem Türk olmasından yana bir tutum içinde bulunuyor.

GARANTÖRLÜK ÖNEMLİ

İki liderin Cenevre müzakereleri süresinde toprak alış verişini öngören haritaları, göçmenlerin yerleşim hakkını, serbest dolaşımı, adalet, ekonomi, AB normları gibi başlıkların her birini ayrı ayrı görüştükten sonra 11 Ocak Çarşamba gününe kadar bir sonuca varması bekleniyor. Liderlerin Yeni Kıbrıs Devleti’nin yönetimi konusunda olumlu bir sonuca ulaşması olasılığında 12 Ocak Perşembe günü için planlanan “Garantörlük” konusu ele alınacak. Bu toplantıya Kıbrıs Türk ve Rum liderlerinden başka, adaya garantör olan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin yer alması öngörülüyor. Aynı toplantıya AB Komisyon Başkanı Jean Claud Juncker’in de gözlemci olarak katılmasına karar verildiği açıklandı. Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye; Türkiye’nin ada üzerindeki garantörlük hakkının aynen devam etmesini talep ederken, Rum ve Yunanistan tarafı ise; Yeni Kıbrıs Devleti’nin AB normlarına uygun, Kıbrıs Türk ve Rumlarının güvenliğini sağlayacak daha çağdaş bir güvenlik sisteminin getirilmesini ve Türk birliklerinin aşamalı bile olsa adadan ayrılmasını dile getiriyor.