Ege’de şeffaf dönem
Türk ve Yunan hükümetleri arasındaki gizli görüşmelerin basına sızdırılması, Ege’nin iki yakasındaki belirgin yumuşama döneminden sonra iki ülkede de kamuoyunun yeni sürece hazırlanması olarak algılanıyor
Türk-Yunan ilişkilerindeki anlaşmazlıkların giderilmesi için iki ülke hükümetlerinin gösterdiği uğraşılar, yakın bir geçmişe kadar basından "sır gibi" saklanıyordu. 42’nci turu tamamlanan istikşafi görüşmelerin kapalı kapılar ardında yapılmasının asıl nedeni, olası anlaşmaların her iki ülkenin basını ve muhalefet partileri tarafından çarpıtılması ve dinamitlenmesinden duyulan endişelerdi. Ancak son birkaç haftadır iki ülke basınına da sızdırılan haberlerin bilinçli yapıldığı ve bu yolla kamuoyunun hazırlandığı akla geliyor.
İLK SIZMA KOMŞUDAN
Türk ve Yunan dışişleri bakanlıkları arasında sürdürülen ve yakın bir geçmişe kadar basından "sır gibi" saklanan istikşafi görüşmelerin detayları, son bir haftadır gerek Türk gerekse Yunan basınına "birileri" tarafından sızdırılıyor. İstikşafi görüşmelerin üzerindeki "giz perdesini" ilk delen Yunan TA NEA gazetesi oldu. TA NEA, Başbakan Erdoğan Atina’ya gelmeden bir gün önce, Ege’de uçan savaş uçakları arasındaki "it dalaşının" önlenmesi konusunda tarafların birbirlerine sundukları önerileri, resmi belgelerle açıkladı. Ardından ELEFTHEROTYPİA gazetesi, Yunan hava kuvvetlerinin uçuş planı vermeden Atina FIR hattına giren Türk savaş uçaklarını 14 Ekim itibariyle artık taciz etmediğini çünkü kod adıyla XRAY olarak tanımlanan "düşman uçak" işlemlerinin durdurulmasına karar verildiğini yazdı. KATHİMERİNİ gazetesi ise Yunanistan’ın kara sularını hava sahasıyla eşitlemek amacıyla Türk kıyılarına en yakın Yunan adaları dışında kalan deniz bölgelerindeki kara ve hava sahasını 6-12 mil arasında artırıp indirmesi ile ilgili olarak tarafların mutabakat sağlamaya çok yaklaştığını öne sürdü.
‘CASUS BELLI’ TÜRK BASININDA
Öte yandan Türk basını da, Ankara’nın Yunanistan’ın kara sularını 12 mile çıkarmasını savaş nedeni (casus belli) olarak kabul etmekten vazgeçtiğini duyurdu. Peşinden, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Türk savaş uçaklarının Yunan adaları üzerinde uçmasını biz de istemiyoruz" şeklindeki açıklamaları önce Türk basınında gündeme geldi. Son da bu açıklama, Yunan basınında geniş yer buldu. Sonuç olarak gerek Türk gerekse Yunan kamuoyunun yıllardan beri ödün verilmemesi için sözüm ona "kırmız çizgilerle" şartlandırıldığı Ege anlaşmazlıkları, sürdürülen görüşmeler çerçevesinde artık barış ve diyalog yoluyla çözülmeye yakın görünüyor.
TARAFLAR ÇÖZÜME YAKIN
Ege’de kaydedilen bu gelişmelerin Türk ve Yunan basınında yer almaya başlaması, Türk ve Yunan hükümetlerinin "büyük bir anlaşma yolunda bulunduğu" konusunda kendi kamuoylarını hazırladıkları izlenimini doğuruyor. Bu arada "vatan elden gidiyor" ya da "egemenlik haklarımız talan ediliyor" türünde çığırtkanlık yapan kesimlerin de aşamalı olarak "folklorik" bir konuma düştükleri de gözleniyor.
SANATÇILAR HÜKÜMETLERİN BİR ADIM ÖNÜNDE
Hükümetlerin gösterdiği uğraşılar ağır aksak ilerlerken, Türk ve Yunan sanatçıların halkları yakınlaştırma alanında çok daha başarılı oldukları da bir gerçek. Yunanistan’da reyting rekorları kıran "Binbir Gece" dizisinin kahramanlarının Atina’da krallar gibi karşılandığı törende Yunan bir kadının Türk sanatçılara: "Sizin diziniz sayesinde Türkiye ve Türklere karşı duyduğum önyargılardan arındım. Meğer birbirimize ne denli benziyormuşuz?" şeklindeki sözlerini yorumlamaya ise gerek yok.
YAKINLAŞMAYA MEDYA DESTEĞİ
Türkiye ve Yunanistan arasında kaydedilen olumlu gelişmeler, her iki ülke basınında da geniş yer buluyor. Uzlaşmaya karşı çıkanlar ise "marjinal" olarak niteleniyor.
