Azınlık Ekonomisi…

Batı Trakya

Daha önceki yazılarımızda da dile getirdiğimiz gibi, bir ülkede “Azınlık” olduğunuz zaman, oyunu daha baştan kaybediyorsunuz… Zaten, Batı Trakya Türk Azınlığı olarak bizler de, bu topraklarda azınlık olarak bırakıldığımız gün daha, oyunu her alanda, kaybetmişiz…

Doğaldır; yönetim kimde ise, kumanda da onun elinde oluyor. Çoğu zaman, seçim yapma şansınız bulunmuyor. Sizin adınıza, neyi, nasıl ve ne zaman yapacağına, yönetim karar veriyor. Sizlere kalan ise, ama öyle, ama böyle, alınan bu kararlara uymak oluyor…

Sizin adınıza, kararlar başkaları tarafından alınınca da, haliyle sorunlar çıkıyor. Öyle ki, bu sorunlar ne üç, ne beş, ne de on’la sınırlı kalıyor. Yıllar içerisinde birikerek, bir sorunlar yumağını oluşturuyor. Aynen, Batı Trakya Türk Azınlığı’nda olduğu gibi…

Her ne kadar, değişen dünya düzeniyle birlikte, bazı sorunlarımız ortadan kalkmış olsa bile, en can alıcıları, hâlâ varlığını koruyor. Hele bunlar içerisinde biri var ki, kelimenin tam anlamıyla, Azınlığın belini büküyor; çoğu zaman da, başını eğdiriyor… Birçok sorunun, temelini oluşturuyor. Hatta belki de, tüm sorunların hepsini, tek başına kapsıyor…

O da nedir, biliyor musunuz? Daha yıllar önce, “Geliyorum…” diye bağıran, ama bugüne kadar, bu Azınlığın “tuzu kuruları” tarafından görmezden gelinen, EKONOMİK sıkıntı. Oysa biz, 7 yıldan beri, ısrarla hep şunu savunduk: “Batı Trakya Türk Azınlığı’nın, mutlaka birçok alanda sorunları vardır; ama en can alıcı olanı, EKONOMİK SORUNDUR… Bu soruna bir çare bulmadan, diğer sorunlara sağlıklı bir çözüm, bulamazsınız…”

Sonunda birileri, sesimizi duymuş veya kendiliğinden bunun farkına varmış olacak ki, 242 / 11. 04. 2008 sayı ve tarihli gazetemizde haberini yayınladığımız, Azınlığımızın ekonomisinin masaya yatırıldığı, Ankara’daki o toplantıyı yaptı…

Bizce bu toplantı, en azından, beş yıl önce yapılmalıydı. Ama olsun; ne demiş atalar: “Zararın neresinden dönülürse, kârdır…”. Onun için, toplantıyı akıl edenler de, düzenleyenler de sağ olsunlar, var olsunlar… Umarım, bugüne kadar diğer konularda olduğu gibi, bu toplantıda da konuşulanlar, lâfta kalmaz veya uygulama boyutuna geçildiğinde de, ortaya çıkacak olan netice, sadece üç – beş uyanığın cebini doldurmasından ziyade, tüm azınlığı kapsayacak ekonomik çözümler doğurur… Çünkü yıllar yılı, Azınlığın anası ağlarken, birileri onların sırtından küpünü doldurdu… Sürekli attı – tuttu, yan yattı – keyfine baktı; ama hep servetine, servet kattı… Gerçi hâlen de, değişen pek bir şey yok ya; neyse!..

Gelelim şimdi de, söz konusu bu toplantının, diğer bir boyutuna. Yani toplantıdan, Azınlık Basını’nın, en azından bizim, haberdar edilmemiş olmamıza… Allah’tan ki ajanslar, haberi geçmişler de, okuyucularımıza duyurabildik. Yoksa, tüm azınlığın geleceğini ilgilendiren böyle bir haberi, atlamış olacaktık…

Evet; belki şans eseri haberi atlamadık amma, katılanların: “Sen ikide – bir ekonomi, ekonomi diyorsun… Fakat toplantıda yoktun. Oysa, bazı meslektaşların oradaydı… Sen niye katılmadın?” şeklindeki sorularına; “Ağlarsa, anan ağlar; gerisi yalan ağlar… Ama eğer o da üveyse, o zaman sanma ki baban ağlar…” biçimindekinden öte, açık ve tatmin edici bir yanıt ta, veremedik…

Aslında bundan öte bir söze, gerek de yok… Ne demişler: “Anlayana sivrisinek saz; anlamayana davul – zurna az…”.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ