Akıllı olun ve söz dinleyin!
Gelişi de, gidişi de, olay oldu…
T.C. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, 8 – 9 Mart 2011 tarihlerinde Yunanistan’ı ziyaret edeceği ve bu ziyaret kapsamında, Batı Trakya’ya da geleceği açıklanınca, hani deyim yerindeyse, Yunan basını kıyameti kopardı…
Gerek ulusal, gerekse yerel basında, Davutoğlu’nun Batı Trakya’yayı ziyaret edecek olması öyle bir büyütüldü ki, sormayın gitsin… Hani sanki, Davutoğlu’nun gelişiyle Batı Trakya elden gidecek; bu bölge artık, Yunan toprağı olmaktan, çıkacak…
Aklı başında bir insanın, bu durumu mantık çerçevesinde anlayabilmesi, anlamlandırabilmesi, gerçekten mümkün değil… Vay efendim, Türk Dışişleri Bakanı, Batı Trakya’ya nasıl gelirmiş de, Yunan hükümeti buna nasıl müsaade edermiş de, Batı Trakya’da ne işi varmış da, daha neler, neler…
Şimdi, Yunan basını ve kimi politikacılar, ya şunu anlamıyor, ya da anlamak istemiyor. Daha doğrusu, aslında anlıyor da, işine gelmediği için, anlamıyormuş gibi yapıyor…
Yahu Batı Trakya’da, uluslararası Lozan Antlaşmasıyla, hakları garanti altına alınarak Yunanistan’a emanet edilmiş, resmi bir Türk Azınlığı var. Yine aynı şekilde, İstanbul’da da, Rum Azınlığı… Türkiye ve Yunanistan, 1923 yılında söz konusu bu antlaşmaya imza koyarak, bunu kabul etmişler. Haa, o günün koşulları itibarıyla, bu Azınlıklar, etnik kimlikleri üzerinden değil de, dinî kimlikleri üzerinden tanımlanmışlar. Bu demek değildir ki, bu Azınlıkların bir etnik kimliği yok. Kaldı ki, Yunanistan’daki Azınlığın okullarındaki eğitim dili Türkçe, İstanbul’daki bizim karşılığımız olan azınlığın eğitim dili de Yunanca olarak belirlenmiş ve böylece, bu azınlıkların etnik kimlileri zaten açıkça, ortaya konmuştur…
Yani beyler, uzun lafın kısası, bugün Yunanistan’da, nüfusu 120 bin civarında olan Yunan vatandaşı, Türkler yaşamaktadır. Dolayısıyla, Türk Devleti Yetkilileri’nin, zaman zaman Batı Trakya’yı ziyaret ederek, soydaşlarıyla buluşmasında, yadırganacak ve anlaşılmayacak hiç bir taraf, yoktur. Zira buna benzer ziyaretleri, Yunan Devleti Yetkilileri de, üstelik Türk yetkililerden çok daha fazla sayıda gerçekleştirmekte ve İstanbul’daki soydaşlarıyla, istedikleri zaman buluşmaktadırlar.
O nedenle, lütfen artık, her Türk Yetkili’nin, Batı Trakya ziyaretinin öncesinde ve sonrasında, yaygara koparmaktan vazgeçin… Ve şu noktayı, çok iyi anlayın: Türkiye, kökenleri itibarıyla, Batı Trakya Türkleri’nin, Anavatanıdır; ancak bu durum, her Azınlık ferdinin, vatanını çok seven sadık birer Yunan vatandaşı olduğu gerçeğini de, hiçbir zaman değiştirmedi, değiştirmez…
Zaten gördüğünüz gibi, Davutoğlu geldi, gezdi, gördü ve gitti… Ama Batı Trakya da, Azınlık da, yine olduğu yerde, duruyor. Öyle yazdığınız – çizdiğiniz gibi hiçbir durum, söz konusu değil. Daha çok seyredilmek – dinlenmek veya üç – beş gazete fazla satabilmek için, durduk yere, insanların kafalarını karıştırmayın, huzurlarını bozmayın…
Ben, ülkesini seven bir vatandaş ve meslektaşınız olarak, sizlere şunu öneriyorum:
Bundan böyle, Türkiye, Batı Trakya ve Azınlıkla ilgili olarak, hiçbir dayanağı olmayan gerçek dışı haber ve yorumlarla ne kendinizi, ne de bizi, boş yere üzmeyin…
Hadi bakalım; lütfen artık akıllı olun ve söz dinleyin…
Sezer Rıza, Cumhuriyet Gazetesi
