Türkiye-Yunanistan gerilimi nasıl bu kadar tırmandı?

Dr. Gözde Kılıç Yaşın

Türkiye ve Yunanistan arasındaki Ege Denizi gerilimi yeni bir boyut kazandı. Ege’de askeri tatbikat yapan Yunan askerlerine seslenen Yunan Savunma Bakanı Panos Kammenos,Türkiye’den ‘tahrik eden düşman‘ diye söz etti. Kammenos, Ege’deki Yunan adalarına ek 3500 asker gönderdiğini, Türkiye ile Meriç Nehri’nin çizdiği kara sınırına da gelecek günlerde ek 3500 asker göndereceğini duyurdu. Kammenos’un Ege’deki gerilimi hat safhaya çıkaran bu sözleri yalnızca Türk basınında değil Yunan basınında da büyük yer buldu. Hatta açıklamadan kısa bir süre Yunan basınında Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın Kammenos’la görüşerek açıklamalarıyla ilgili uyarı bulunacağı iddiasına yer verildi.

Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de doğalgaz yataklarını arama girişimini Türkiye’nin tatbikatlarla engellemesi ve Atina’nın Kuşadası açıklarında tatbikat hazırlığına girişme hamlesinin ardından son olarak Kammenos’un sözleriyle tezahür eden gerilim.

‘GERGİNLİK KAMMENOS VE KOTZİAS’IN BAKANLIK KOLTUĞUNA OTURMASIYLA BAŞLADI’

İlişkilerin son dönem bu denli gerginleşmesi, Yunanistan’ın terör faaliyeti içinde oldukları ve darbe girişiminde bulundukları belgelenen FETÖ mensubu askerlerin iade edilmemesiyle ve haklarında yakalanma emri çıkarılan yüzlerce üyesine —1800 kişi olduğu iddiası var- kucak açmasıyla sıkı sıkıya ilgili. Üstelik önce ASALA sonra PKK için açtıkları kamplar ve PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a verdikleri desteğin hatırası etkisini sürdürürken bunlar yaşandı. Bu noktada Atina Temyiz Mahkemesi’nin bu askerler için önce iade etme kararı aldığı hatırlanmalı. Sonra devreye siyasi hesapların girdiği de gözden kaçmadı. Almanya’nın yönlendirmesi olduğu da iddia edildi. Gerginliğin başlangıcı için Savunma Bakanlığına eskiden bu yana kışkırtıcı açıklamalarıyla bilinen Panos Kammenos’un, keza Dışişleri Bakanlığına da Nikos Kotzias’ın getirilmesine dek de gidebiliriz.

‘YUNANİSTAN AB’YE DÖNÜK TEHDİT VARMIŞ GİBİ BİR ALGI YARATARAK EK ÖDENEK ALMA PEŞİNDE’

Ancak 7 bin askerle Türkiye’yi tehdit edemeyeceklerinin bilincinde olduklarını varsaymak durumundayız; o halde bu hamle de Yunan iç kamuoyuna dönük bir dikkat dağıtma hamlesi ve AB içindeki finansörlerine dönük mesaj olarak değerlendirilmeli. Zira tehdit algısını arttırarak ve bunu AB topraklarına dönük bir tehdit olarak lanse ederek AB bütçesinden ek ödenek alabileceklerini düşünüyor olmalılar. Böyle bir ödeneği sınıra dikenli tel çekerken de almışlardı. Bu dönemde iki ülke arasında gerginliğin arttırılmasına yatırım yapıldığını da düşünüyorum. Dışarıdan bir yönlendirme olmasa dahi fanatik Yunanların bir gün Türkiye doğuda uğraşırken Yunanistan’ın Kıbrıs’ta, Ege’de ve kara sınırında ilerleyebileceği fantezileri zaten var. Kammenos da bu beklentiyi paylaşanları temsil ediyor. Ancak bu gerginlik gerçekte Yunanistan’ın çıkarlarına uygun değil, bölgeye uzun vadeli çıkarlar çerçevesinde bakabilen isimlerin devreye girmesi gerekir. Kammenos’a Yunanistan içinden gelen ağır tepkiler de devlet mekanizmasının devreye girdiğinin göstergesidir.

‘SÜRECİN SONUNDA KAMMENOS İSTİFA ETMEK ZORUNDA KALABİLİR’

Ege’de Türkiye’ye ait adaların Yunanistan tarafından iskana açılması ve son kertede işgal edilmesi sürecinin belirgin bir sessizlikle karşılanmasının Kammenos’u cesaretlendirdiği de düşünülebilir. Ancak tam tersine bu adalar etrafındaki yeni gelişmelere dönük bir ön hamle olabileceği ihtimali de bir kenarda tutulmalı. Aslında mantıklı olan Kammenos’un Türkiye’de işgal edilen Türk adaları konusunda ciddi tepkisi olan bir kesimin varlığını dikkate alması ve kışkırtma hamlelerinden vazgeçmesidir. Ne var ki süreç istifasını gerektirecek bir yönde ilerliyor. Bu da koalisyonu bozabilir ve Yunanistan’da yeni bir siyasi istikrarsızlık sürecini başlatır. Açık olan susturulmaması durumunda Yunanistan’ın bundan zarar göreceğidir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ