Sizin gibilere ne denir ki?

Batı Trakya

Aslında, bu yazıyı yazıp-yazmama konusunda, epey bir bocaladım!..

Çünkü bana göre, Cumhuriyet sayfalarında böyle bir yazıyı kaleme almak, aşağıda kendilerine hitap etmek istediğim varlıklara, hiç de hak etmedikleri oranda, değer vermek demekti…

Ama öte yandan, yazmamak da, böylesine çirkin ve iğrenç bir harekete, sessiz kalmak veya görmezden gelmek anlamına gelirdi… Dolayısıyla, yazmak ve bu varlıklara bir cevap vermek, daha doğru diye düşündüm…
 
Basını yakından takip edenler, gündemdeki haberleri göz önüne alarak, az – çok neden bahsettiğimi anlamışlardır tabii. Ama biz, anlamayanları da daha fazla yormadan, neden bahsettiğimizi, söyleyelim…

Konu, geçtiğimiz hafta Kavala’daki tarihî Halil Bey Camisi’nin (Alaca Cami) girişinde bir domuzun kesilerek, gövdesinden ayrılan başının da, bir bıçak ile, cami kapısına çivilenmesi…

Bu haberi duyunca, bunu yapanların ne olduklarını, çok düşündüm. Yine, böylesine aşağılık bir hareketin, hangi amaçla yapıldığını ve ne mesaj vermek, istediğini de…

Bir süre düşündükten sonra, sanırım amacı ve verilmek istenen mesajı, anladım! Muhtemelen, bunu yapanlar, ülkedeki tüm Müslümanlara ve dolayısıyla da tüm Türklere: “Elimize geçen ilk fırsatta, hepinizin kafasını kesip, o kutsal saydığınız camilerinizin kapısına, çivileyeceğiz. Bizden korkun; “domuzlar”!..” gibisinden bir mesaj vermek istediler…

Evet; yapılan eyleme ve eylemde kullanılan hayvana bakınca, benim aklıma, ilk olarak böyle bir cevap geldi. Belki sizlerin aklına, daha başka cevaplar da, gelebilir; bilemiyorum…

Ama o kadar düşünmeme rağmen, bu eylemi yapanların nasıl bir varlık olduklarını, bir türlü bulamadım!..

Hayır, Hayır… Sizin aklınızdan geçeni, ben de düşündüm! Ancak bu, evrendeki her şeyin yaratıcısı olan Yüce Allah’ın yarattığı o varlıklara da, çok büyük bir hakaret sayılırdı. Ben yaratıcının, hiçbir varlığı, böylesine vahşi ve bu derce de akıl yoksunu olarak yarattığını, sanmıyorum… Tabii ki et yiyen yırtıcı hayvanlar, ot yiyen diğer hayvanları öldürüyor; ancak, beslenmek için. Karınları doyduğunda, burnunun dibinde otlayan avlarına, dönüp de bakmıyorlar bile… Yine, insanlar da, protein ihtiyacını karşılamak için, belli hayvanları kesip, etlerini yiyorlar…

Oysa şimdi, bir de bu olaya bakın… Bunu yapan, etçil bir hayvan olmuş olsaydı, öldürdüğü o domuzu afiyetle yer ve karnını doyururdu. Diğer yandan, insan olmuş olsa, her ne kadar biz Müslümanlar yemesek de, Hıristiyanlar yiyor, kestiği o domuzu cami kapısına bırakıp eti ziyan etmek yerine, pişirip afiyetle midesine indirirdi…

İşte tüm bunları dikkate alınca da, ben saatlerce düşünmeme rağmen, bu iğrenç eylemi yapan veya yapanların ne tür bir varlık olduğuna, karar vermedim. Sizlerin de verebileceğinizi, sanmıyorum…

O zaman, bunu öğrenmenin, tek bir yolu var; o da, bunu yapanlara sormak… Eğer tek yaratıcı olan Yüce Allah, bizler gibi sizlere de, okuma, yazma ve konuşma yeteneği verdiyse, lütfen, Yaratıcı’nın insan olarak adlandırdığı dünyadaki tüm varlıklarını aydınlatmak adına, şu sorumuza, cevap verin:

Sizin gibilere, ne denir ki?

 

Sezer Rıza, Cumhuriyet Gazetesi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ