Bugüne kadar, her konudaki düşüncelerimi açıkça yazdığım için, bunu da saklayacak, değilim elbet…

Şimdi sizler ne durumdasınız, bilmiyorum…
Ama ben, hiç inanmıyorum hani!..

Daha doğrusu, çok inanmak istememe rağmen, bir türlü inanamıyorum. Hep hayal kırıklıklarıyla dolu olan geçmiş tecrübeler, buna izin vermiyor…

Neden mi söz ediyorum?

Şu son dönemde, Azınlığın mevcut kimi sorunlarının hükümet tarafından çözüleceği yönünde sıkça yazılıp – çizilenlerden veya çarşıda – pazarda, konuşulanlardan…

Bu yazılıp – çizilenlere veya konuşulanlara göre, hükümet, çok yakında, yıllardır devam eden Müftülük Sorunu ile Azınlık Eğitimi’ndeki SÖPA Sorunu’nu hallederek, Azınlığa rahat bir nefes aldıracakmış…

Tüm bunlar, duyunca insanın kulağına çok hoş geliyor tabii ama, yukarıda da söylediğim gibi, gerçekleştiğini görmeden benim bunlara inanmam, imkansız… Çünkü, bundan önceki hükümetler döneminde de, bu ve buna benzer sorunlarımıza çözüm getirileceği, hep söylendi; ancak sonuçta, değişen hiçbir şey olmadı. Ya da, oldu da, Azınlığın istekleri dikkate alınmadığı için, kötü yönde oldu. Çözüm için yapılan değişiklikler, sorunları daha da büyüttü veya yeni yeni sorunlar doğurdu…

İşte bu geçmiş tecrübeler ışığında baktığımızda, sözü edilen sorunlar konusunda, hükümet tarafından atılacağı söylenen adımların yine böyle olma ve işleri eskisinden de berbat hale getirme ihtimali, çok yüksek…

Ama olur mu, olur… Belki de Pasok Hükümeti, bu sefer ben ve benim gibi düşünenleri yanıltır ve Azınlığın isteklerini dikkate alarak atacağı adımlarla, en azından bu iki konudaki sorunu, gerçekten çözer…

Ben, bunun böyle olmasını ve yukarıda söylediklerimde yanılmayı, çok ama çok isterim.

Umarım, Papandreu liderliğindeki Pasok Hükümeti de, Azınlık Sorunları’na getireceği çözümlerle bir ilke imza atar ve Azınlık konularındaki politikanın “milli” olduğu yönündeki ezberimizi bozararak, bizi şaşırtır…

Sezer Rıza, Cumhuriyet Gazetesi