Vakıf Malları ve Cemaat İdareleri

Batı Trakya

Gümülcine’ye bağlı Yanıkköy’deki vakıf arazisi üzerine inşa edilen kilise, Gümülcine Eski Cami haziresine tuvalet inşa etme girişimi, aynı cami önündeki bir türlü uzaklaştırılamayan büfe ve geçen hafta tartışma yaratan İskeçe Merkez Türk İlkokulu’na tahsis edilen vakıf arsasının okuldan alınıp, başka işlere tahsis edilmesi. Bu üç olay da çok taze. Son aylarda, hatta haftalarda azınlık insanının gündemini işgal eden bu üç olay Vakıflar ve Cemaat İdareleri sorununun ciddiyetini bizlere hatırlattı.

Hatırlanacağı üzere 2010 yılı içinde Yanıkköy’deki vakıf arazisi üzerine inşa edilen kilise konusu en çok tartışılan ve şikayet edilen konular arasında yer almıştı.

Kilise inşaatı başladığında, daha doğrusu kilise inşaatının ilerlediği bir dönemde dönemin bölge genel sekreteri Dimitris Stamatis, inşaat makinalarına el konduğunu ve inşaatın durdurulduğunu açıklamıştı. “Burada kanunlar var, kanunlar uygulanır” demişti. Fakat gördük ki, kanunlar öyle iddia edildiği gibi kolay kolay “uygulanamıyormuş”!. Kilise inşaatı devam etti ve sonuç itibarıyla bir vakıf malı daha devletin göz yummasıyla, oldu bittiye getirilerek afiyetle yutuluverdi.

Bundan birkaç hafta önce Gümülcine’deki Eski Cami haziresine tuvalet yapımıyla ilgili kopan gürültüyü hatırlayacaksınız. Hazire üzerine tuvalet yapımı gibi son derece vahim bir girişimle karşı karşıyaydık. Sultan Murat’ın kızlarından birinin ve torunu şehzade Mehmet efendinin de mezarının olduğu kaynaklarda ifade edilen hazire kimseye sorulmadan kazılıverdi. Türk azınlık kurumlarının tepkisi üzerine yanlıştan vazgeçildi.

Son olay ise İskeçe’den. Gözümüz gibi bakmamız gereken İskeçe Merkez Türk İlkokulunda yaşanan bir olay. Haberini gazetemizde bulabilirsiniz. Aslında tüm mesele bu vakıf arsasına kahvehane mi, yoksa başka bir işyeri mi açılacak veya açılmalı meselesi değil. Mesele, okula tahsis edilen bir arsanın, okul yöneticisi olan encümenlere ve okul aile birliğine, öğrenci velilerine haber vermeden bir başkasına kiralamaktır. Toplumun vicdanını ve iradesini hiç dikkate almamaktır.

Sonuç itibarıyla vakıf mallarının yönetimini yapan Cemaat İdarelerinin, halkın, azınlığın iradesine ters düşecek icraatlara imza attıklarını görüyoruz. Bu tür vakaları ve yanlışları geçmişte de yaşadık. Vakıf mallarıyla alakalı istimlak, takas, değerinin altında satış veya kiralama ve genel anlamda vakıflarla ilgili azınlığın şikayetçi tutumu son 40 yılın olağan durumu gibi.

İskeçe’deki Emirler Tekkesi’nin mezarlığının, kapalı spor salonu yapılmak üzere dozerlerle kazıldıktan sonra etrafa saçılan kemikleri ben, gazeteden arkadaşım Cemil ve eski milletvekili Ahmet Faikoğlu birlikte topladık. Vakıfa ait bir gayri menkul olan mezarlığın 2000’li yıllarda böyle bir vahşete maruz kalacağına olayı yaşamasam inanmakta güçlük çekerdim. 1967 Cuntasından bu yana devam eden “tayinli yönetim” şeklinin yanlışlığını görmek için daha ne kadar bekleyeceğiz?

Cemaat İdarelerinin asıl sahibi olan Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu’na teslim edilmedikçe büyük bir “katliamın” ve büyük bir demokrasi ayıbının işlendiğini azınlık toplumu anlatmakta yetersiz kalmıştır. Vakıf mallarının, demokrasi katili Cunta’nın kalıntısı olan bir uygulama çerçevesinde tayinli Cemaat İdareleri tarafından “sözde” yönetilmesi değildir istenen ve beklenen.

Azınlık insanının ve toplumunun beklentisi, hayır işleri için vakfedilen veya edinilen ata yadigarı vakıf malları Batı Trakya Türklerine eğitim, sağlık ve sosyal yardım alanında hizmet için kullanılmalıdır. Bugünkü antidemokratik durum, bu hakkı, bu imkanı azınlığın elinden alıyor. Bu aslında azınlığın ekonomik ve sosyal gelişmesine de bir baskıdır.

Batı Trakya’daki onlarca hatta yüzlerce gayri menkul, azınlık toplumunun genel çıkarları ve gelişmesi için kullanılamıyor. Bunun değimesi için azınlığın bu konu üzerinde düşünmesi, hatta düşünmenin de ötesine geçmesi şarttır. 

Ozan Ahmetoğlu, Gündem Gazetesi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ