Kültür – Boykot – Yannakidis

Batı Trakya

Son yıllarda Batı Trakya Türk azınlığının kültürel ve sanatsal alanda bir hareketlenmesinden bahsedilebilir. Azınlık olarak kültür ve sanat alanında son 10 yılda kayda değer gelişmelerin olduğunu söylemek abartı olmayacak kanaatindeyim. Müzik, tiyatro, folklor, resim, geleneksel el sanatları (ebru ve hat sanatı), seramik, biçki – dikiş – nakış gibi alanlarda yaşanan ilerlemeleri söylemezsek haksızlık etmiş oluruz.

Herşeyden önce şunu ifade etmeliyiz ki bu gelişme sevindiricidir. Gençlerimizin (grup Gölge Sakinleri, grup Yankı, grup Dejavu gibi) müzik ekipleri kurarak etkinliklerimizde konserler vermelerini, ebru ve hat sanatı gibi sanat dallarının Batı Trakya’da yaşıyor olmasını görmek gerçekten insana umut veriyor. Bu ilerlemenin, gelişmenin daha da ileriye gitmesini gönülden diliyor ve arzu ediyorum. Bu çalışmaları, sanatsal ve kültürel faaliyetleri sadece elit bir kitlenin “hobisi” değil de mümkün mertebe geniş kitlelere yayabilirsek çok daha güzel ve toplumsal anlamda da daha yararlı olur düşüncesindeyim. Ancak son on yılda kültür ve sanat alanında yaşanan gelişme ve ilerlemenin “olumlu” olduğunu bir kez daha belirtmek gerekir.

Tabii ki tüm toplumsal olgular gibi bu durumun da, yani yaşanan gelişmenin – ilerlemenin de bazı “nedenleri” var hiç şüphesiz. Bana göre bunun en temel nedenlerinden biri; Batı Trakya Türkleri’nin son yıllarda yüksek eğitim almış, nitelikli insan kaynağının artmış olmasıdır.

Bir diğer neden ise “tepki” kaynaklıdır. Kültür ve sanat evrensel olmakla birlikte temelde milli değerleri yansıtır. Her toplum evrensel olarak kabul edilen duygu ve düşünceleri, fikirleri kendi milli değerleriyle, hatta yerel değerleriyle aktarır – yansıtır. Dolayısıyla azınlığımızın kültür ve sanat çalışmalarında da yansıtılan ve yaşatılan Türk kültürüdür.

Bilindiği üzere 21. yüzyılda dahi vatandaşı olduğumuz, vergisini ödediğimiz, ordusunda hizmet ettiğimiz devletimiz Yunanistan, Batı Trakya Türk azınlığının milli kimliğini ve kültürünü reddetmeye devam ediyor. Devletin benimsediği ve 30 yılı aşkın süredir devam eden bu “inkar” politikası azınlık toplumunda (en azından büyük bir bölümünde) bir “etkiye – tepki” kuralını yarattı. Devletin azınlığın milli kimliğini inkar politikasına, azınlık bu milli kimliğe ve kültüre sahip çıkma konusunda “hassasiyet” geliştirmiştir.

Azınlığın en eski kültürel geleneği belki de en eskisi Seçek yaylasında yapılan yağlı güreşler ve kültürel etkinliklerdir. Geçmişi yedi asır önceye dayanmaktadır. Tarihi Kırkpınar güreşleriyle paralel, hatta bir görüşe göre Kırkpınar’la, Seçek aynı efsanedir.

Seçek şenlikleri son 15 yıldır buradaki Türk kültüründen rahatsız olanlar, alerji olanların hedefi haline geldi. Seçek şenliklerini söndürmek, halk nezdinde ilgiyi azaltmak ve Seçek’i “tukaka” yapmak isteyenlerin gayretleri boşa gitti. Seçek’e ve Alantepe’ye alternatif şenlikleri, yalan – yanlış haber ve yorumları çok iyi hatırlıyoruz.

Seçek şenlikleri son iki yıldır Yunanlı yetkililerin “boykotuna” şahit olmuştu. Seçek derneği tarafından Seçek yaylasında yapılan Mehmet Hilmi Çeşmesi’nin bölge genel sekreterliği tarafından yıkılmasıyla başlayan gerginlik, Yunanlı yetkililerin nedeni henüz anlaşılmayan “boykotuyla” farklı bir mecraya sürüklenmişti. Bu yıl Meriç ili milletvekili Yorgos Dolios’un etkinliğe katılmasıyla “boykot” kısmen sona ermiş oldu. Ümit ederiz ki, gelecek yıl bu anlamsız “boykot” tamamıyla sona erer ve Seçek’in bir barış ve dostluk yaylası olduğu gerçeği herkes tarafından benimsenir.

Şurası bir gerçek ki son bir – iki yıldır Batı Trakya’daki Yunanlı yetkililerin azınlığın düzenlediği etkinliklere katılmamaları dikkat çeken boyutlara ulaştı. Yunanlı yetkililerin etkinliklere bizzat katılmak yerine azınlık üyesi yardımcılarını kendilerini temsilen görevlendirmeleri, azınlık insanı ve kurumları tarafından bir “kolaya kaçma” olarak nitelendiriliyor. İskeçe milletvekili Çetin Mandacı’nın kendi partisinden olan Eyalet Başkanı Aris Yannakidis’i bile bu konuda eleştirdiğini hatırlayacaksınız.

Öyle ki bölgemizdeki milliyetçi çevrelerin ve basının Yunanlı yetkililere yönelik; “Bu etkinliklere katılarak azınlığın yasaklanmış kurumlarını ve sözde liderlerini meşrulaştırıyorsunuz” baskılarının sonuç verdiği anlaşılıyor.

Düşünüyorum da, Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi (BAKEŞ) yöneticileri ile görüşmesinde Sirkeli bölgesinde BAKEŞ’in yaptırmak istediği azınlık ortaokulu konusunda Eyalet Başkanı Aris Yannakidis’in “olumsuz” tavrı acaba aynı baskıların ve benzer politikarın bir tezahürü mü acaba?

 

Ozan Ahmetoğlu, Gündem Gazetesi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ