17 Kasım 1974 – 6 Mayıs 2012
6 Mayıs seçimleri geride kaldı. Seçimlerle birlikte bugüne kadar bildiğimiz Yunanistan siyasi sistemi de büyük ölçüde tarih oldu. 6 Mayıs’ta açılan seçim sandığı çok önemli değişiklikler getirdi. Bundan sonra Yunan siyasi yaşamını inceleyen veya yazanlar, askeri Cunta’nın sora erdiği 1974’ten sonraki “rejim değişimi” (metapolitefsi) döneminin 6 Mayıs 2012 seçimlerinde sona erdiğini yazacaklar.
Geride bıraktığımız Pazar günü açılan seçim sandığı ülke tarihi açısından en ilginç ve sürpriz sonuçları ortaya koydu. 1974’te Cunta’nın sona ermesiyle başlayan 38 yıllık süreç içinde ülke PASOK ve YDP’nin oluşturduğu iki büyük siyasi blok tarafından yönetildi. Bu süre içinde Yunanistan Avrupa Birliği’ne girdi. Ülke bu sayede en müreffeh dönemini yaşadı. Avrupa’nın yardımları sayesinde Yunanistan tabir yerindeyse “sınıf atladı”. Nitekim yıllar sonra bunun “sahte” bir refah olduğu anlaşıldı. Ülke ekonomisi “kağıttan kule – kumdan kale” gibi çöküverdi.
6 Mayıs seçimleri bu çöküntünün tescil edildiği tarih oldu. Halk oyunu kullanırken ağırlıklı olarak iki kriterile oyunu attı; öfke ve cezalandırma. 38 yıl boyunca ülkeyi dönüşümlü olarak yöneten Yeni Demokrasi Partisi ile PASOK, seçmenin öfkesine ve cezalandırmasına maruz kaldı. İki büyük partinin son 20 yıl içinde yapılan seçimlerde ülke seçmeninin yüzde 80’nine sahip olduğu düşünülürse sonuçların siyasi sistem açısından ne derece büyük bir değişim olduğu daha iyi anlaşılacaktır. 2009 yılındaki seçimlerde PASOK ile YDP’nin toplam oyları yüzde 77,50. Son seçimde bu rakam yüzde 32’ye düştü! Bu durum “durağanlığa” alışkın olan Yunan siyasi yaşamı açısından bir deprem niteliği taşımaktadır. Zira unutmamak gerekir ki ülkeyi yaklaşık 40 yıldır yöneten iki parti, ekonomik, siyasi, kültürel ve toplumsal hayatın neredeyse tümüne hakimdi. Bu olay büyük merkezlerde daha da ilginç sonuçlar verdi. 2009 seçimleri ile 2012 seçimlerinden karşılaştırmalı bir iki örnek vererek konuyu açalım. Pasok partisi 2009 yılında Atina birinci bölgede yüzde 35 alırken, bu seçimlerde yüzde 9’a düştü. Aynı bölgede YDP yüzde 31’den, yüzde 15’e indi. Atina ikinci bölgede ise Pasok yüzde 40’tan yüzde 9,50’ye, YDP ise yüzde 26’dan, 12’ye düştü. Bir örnek de Pire’den. Pire ikinci bölgede Pasok 2009’da yüzde 44 alırken, şimdi yüzde 8,50, YDP ise yüzde 23’ten yüzde 9,70’e yuvarlandı.
Bu seçimlerin en ilginç noktası ise hiç şüphesiz Nazi yanlısı olarak nitelendirilen Altın Şafak partisinin tahmilerin üzerinde bir oyla meclise girmesi. Yunansitan’da ırkçı yaklaşımları benimseyen siyasi güçlerin artması hem üzücü, hem endişe verici boyutlara ulaştı. Umarım bu tehlikeli gidişat bir yerde durur.
Seçimlerin ikinci önemli noktası ise SİRİZA partisinin yükselişidir. Büyük ekonomik krizlerle sarsılan ülkelerde kriz sonrası yapılan seçimlerde mutlaka yıldızı parlayan bir parti ve büyük kayıplara uğrayan parti veya partiler vardır. Seçimden en büyük yenilgiyi alan parti şüphesiz PASOK’tur. Sürpriz yükseliş kaydeden parti ise SİRİZA. Zira SİRİZA halkın hoşuna giden, gerçekleşme ihtimali tartışmalı olsa da, sosyal politikaların uygulanacağına dair en azından umut verdi. Bir de tabii ki vatandaşın “canını yakan” memorandum politikasına yaptığı sert muhalefet bu partiye puan kazandırdı.
Gelelim bizi doğrudan ilgilendiren konuya. Batı Trakya Türk Azınlığı 6 Mayıs seçimlerinden karlı çıktı. Nüfusu oranında bir temsil gücünü elde etmeye çalışan azınlık seçim gecesi sandıktan çıkan sonuçtan memnun. 6 Mayıs 2012 seçimleri azınlığa 16 yıl sonra üç milletvekili getirdi. Hatırlatmak gerekirse 1996 yılında Rodop ilinde Galip Galip ve Mustafa Mustafa ile İskeçe’de Birol Akifoğlu’nun seçilmesiyle azınlık üç milletvekili seçmişti. Batı Trakya Türk azınlık kurumları seçim öncesinde azınlığa uyarıcı nitelikte çağrı yapmıştı. Oyların azınlık adaylarına kullanılması istenmişti. Azınlık insanının bu konuda üzerine düşen görevi yaptığı inancındayım. İsterseniz rakamlara da bakalım. Rodop ilinde Türk azınlık adaylarına verilen oyların toplamı 29.200 oldu. İskeçe’de ise bu rakam 19.509. iki ilde Türk adayların aldığı oy toplamı 48.709. ikibuçuk yıl önce yapılan seçimlerde yani 2009 seçimlerinde iki ilde Türk adaylara verilen oyların toplamı 53.968 idi. Ancak 2009 yılına kıyasla İskeçe ve Rodop illerindeki kullanılan oylarda 20 bin oyluk bir azalma sözkonusu. Yani bu seçimlerde sandığa 20 bin daha az oy girmiş. Tüm bunlar dikkate alındığında azınlık adaylarına verilen oy oranında bir önceki seçimlere göre bir değişiklik olmadığını söylemek mümkündür.
Önümüzde çok zor bir dönem var. Hükümet kurma çalışmaları henüz sonuçlanmadı. Hükümet kurulur mu, kurulmaz mı belli değil. Kurulsa bile ne kadar uzun ömürlü olabilirli soru işaretleriyle dolu. 18 ay içinde yapılacak bir erken seçim liste usulüyle yapılacağı için 6 Mayıs’takinden farklı sonuçlar da doğurabilir.
Azınlık için ve azınlık hakları için de zor bir döneme giriyoruz. Batı Trakya Türk Toplumu için mümkün mertebe birlik ve beraberlik içinde, sorunların hiyerarşik bir biçimde sıralanacağı ve kollektif bir mücadelenin kaçınılmaz olduğu bir dönem yaşayacağız. Azınlık olarak bu gerçeği gördüğümüz ve ona göre hareket ettiğimiz ölçüde akılcı davranmış oluruz. Aksi takdirde kayıp yıllara yenilerini ekleriz. Tabii bu sadece bize bağlı değil. Sorunlarımıza ve taleplerimize muhatap olan devletin de en azından iyiniyet göstermesi gerekir.
Seçimlerde başarı göstererek seçilen milletvekillerimizi tebrik eder, seçilemeyenlere de azınlık insanının gözünde ve gönlünde farklı bir yere sahip olduklarını hatırlatmak isterim. Mutlu haftalar.
Ozan Ahmetoğlu, Gündem Gazetesi
