17 Haziran’a az kaldı!
17 Haziran seçimleri yaklaştıkça siyasi ortam da ısınıyor. Bu seçimlerin son yılların en sert seçimleri olacağını tahmin ediyorum. Yunanistan tam anlamıyla bir yol ayrımında. Ekonomik kriz ülkeyi tam anlamıyla kasıp kavuruyor. Krizden nasıl çıkılacağına dair teoriler, yöntemler bir numaralı tartışma konusu. 6 Mayıs seçimleri 38 yıl boyunca ülkeyi yöneten PASOK ve YDP’yi derinden yaraladı. 6 Mayıs seçimlerinin galibi sıralamada birinci gelen YDP değil, ikinci gelen SİRİZA oldu. Avrupa Birliği’yle imzalanan ve vatandaşa sadece ve sadece kemer sıkma politikası olarak yansıyan memorandumların inatla karşısında duran SİRİZA ve onun lideri Çipras, halkın desteğini aldı. Siriza ve Çipras belki büyük çoğunluğa mantıklı gelmeyen veya dünya piyaları açısından gerçekçi olmayan şeyler söylüyor olabilir. Ancak insanlara (en azından büyük bir kitleye) umut veriyor. “Memorandumun öngördüğü maaş indirimlerini iptal edeceğiz” diyen bir partiye, maaşı 1.200 euro’dan 750 euro’ya düşen bir memur hiçbir şey olmasa bile ümit bağlıyor.
Aslında “memorandumu tekrar müzekere edeceğiz” diyen ilk lider YDP lideri Samaras’dı. Ancak Samaras, PASOK iktidarına uyguladığı sert muhalefeti yumuşatması ve devamında da hükümete dahil olması için Avrupa ve Troyka’dan gördüğü baskı sonucunda bu politikasını değiştirmek zorunda kalmıştı. Ve bu tercihinin bedelini de elbette ki ödedi.
Son günlerin Yunanistan ekonomisiyle ilgili tartışması ise “euro’dan çıkacak mı, çıkmayacak mı?” konusu. Bundan iki yıl önce kriz patlak verdiğinde yetkililere “İMF ile bir anlaşma yapacakmısınız?” diye sorulduğunda hükümet yetkilileri biraz da asabi bir şekilde “Böyle bir şey sözkonusu değil” diye cevap veriyorlardı. Bırakın İMF ile anlaşmayı, şimdilerde drahmiye geri dönüş senaryolarıı yapılıyor. Gelinen noktaya bakın!
Durum o noktaya geldi ki artık hiç kimse Yunanistan’daki seçimler vatandaşların özgür iradesiyle yapıldığını iddia edemez. Gün geçmiyor ki; bir Avrupalı yetkili Yunanistan seçimleriyle ilgili olarak bir açıklamada, daha doğrusu müdahalede bulunmasın. 6 Mayıs seçimleri öncesinde “müdahaleleri”ni daha “ölçülü” bir şekilde dile getiren Avrupalı yetkililer ve piyasa uzmanları, 17 Haziran’da yapılacak seçimler öncesinde neredeyse parti adı verecek kadar olayı ileri boyuta taşıdılar. Bu çağrıların, müdahalelerin nasıl bir etki yapacağını, ters mi yoksa düz mü bir etkiye sebebiyet vereceğini hep birlikte göreceğiz.
Ülke gerçekten tarihi bir dönemden geçiyor. Yunanistan’daki siyasi dengeler altüst oluyor. Geleneksel partiler değişiyor. Sağda ve solda yeni partiler, yeni güçler ortaya çıkarken, siyasi yelpazede yaşanan gel-gitler çoğu zaman anlayamadığımız sonuçları doğuruyor. Örneğin Yunanistan’daki liberal – demokrat kanadın temsilcisi YDP’nin daha da sağa kayarak bünyesindeki milliyetçilik ve muhafazakarlık dozunu arttırıyor. Altın Şafak Partisi’nin yükselişine kadar “aşırı milliyetçi” olarak tanımlanan LAOS’un neredeyse boşalarak YDP’ye geçmesi çok ilginç. Öte taraftan düne kadar “iki büyük parti ülkeyi uçuruma sürüklüyor” tarzında bir söylem geliştiren Dora Bakoyanni’nin de partisini bırakıp, Samaras’ın başkalığında YDP’ye geçmesi de ülkedeki siyasi tutarlılığı sorgular nitelikte bir olay. Öte yandan ortanın solu ve sol cenahta da ciddi bir hareket var. burada da PASOK, SİRİZA ve DİMAR arasında bir çekişme sözkonusu. Üç parti de ülke siyasetinin sol kesimine aday. Bu ve buna benzer olaylara ve durumlara bugünlerde çok sık bir şekilde rastlıyoruz. Öyle anlaşılıyor ki rastlamaya da devam edeceğiz. Zira ülke siyasetindeki çalkantılar daha yeni başladı.
Bu satırlar yazıldığı sırada bölgemizde (Batı Trakya’da) partiler listelerini henüz açıklamamıştı. İskeçe’de SİRİZA ve Rodop ilinde DİMAR hariç. İskeçe’deki SİRİZA yerel örgütü bir hafta önce sıralamayı açıkladı. 17 Haziran’daki seçimlerde liste başı beklendiği gibi Hüseyin Zeybek olacak. Rodop ilinde de DİMAR yani Demokratik Sol Partisi, eski milletvekili İlhan Ahmet’le görüşmeleri tamamlayıp kendisini birinci sıra adayı olarak göstereceğini açıkladı.
Rodop ilinde SİRİZA adayı ve milletvekili olan ve en çok oyu alan Ayhan Karayusuf’un da birinci sıradan aday gösterileceği (bir sürpriz olmazsa) kesin gibi. Ancak PASOK partisi cephesinden gelen bazı ilginç haberler ve dedikodular var. üç seçimdir açık ara birinci olan ve milletvekili seçilen Ahmet Hacıosman’ın birinci sıradan aday gösterilmeyebileceğine dair bazı söylentiler var. Söylentiler diyorum çünkü kesin ve resmi bir açıklama henüz yok. Ancak ben şahsen PASOK partisinin Ahmet Hacıosman’ın dışında başka bir ismi birinci sıraya yetleştirebileceği ihtimalini gerçekçi bulmuyorum. Böyle bir hareket PASOK ile Batı Trakya Türk azınlığı arasındaki bağları koparır. Dahası azınlığın uzun yıllardır bu partiye ve eski lideri Yorgo Papandreu’ya verdiği desteğe gösterilen büyük bir vefasızlık örneği teşkil eder. Aslında Pasok bu söylentilere zemin vermemeli ve gereki açıklamayı bugüne kadar yapmalıydı.
Batı Trakya Türklerinin 17 Haziran’daki hedefine gelince. 6 Mayıs seçimlerinde azınlık 16 yıl sonra üç milletvekili seçmişti. Önümüzdeki seçimlerdeki hedef en azından 6 Mayıs’taki başarının tekrarlanmasıdır. Çünkü azınlık önümüzdeki dönemde mecliste mümkün olduğunda güçlü bir temsile ihtiyacı vardır. Zira zor günler tüm ülkeyi olduğu gibi azınlığı da beklemektedir. Unutmayın 17 Haziran’a az kaldı!
Ozan Ahmetoğlu, Gündem Gazetesi