Yöre insanımızın yüzyıllardan beri devam eden geleneği, bu yıl da coşkuyla kutlandı. Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen “2011 Alantepe Yağlı Güreşleri ve Kültürel etkinlikleri”de, öncekiler gibi, tarihteki yerini aldı. Artık, gelecek yıl yapılacak olan şenlik hazırlıklarının bugünden itibaren başlaması ve eksiklerin, tamamlanması gerekir. Elliiki yıllık ömrümde, bu yıl ilk defa olarak ben de, şenliklerin yapıldığı o güzel yaylada bulundum. Alana, ilk adım attığım andan itibaren de, bu güne kadar bu güzel etkinliği ve diyarı ziyaret etmediğim için,kendime çok kızdım. İnşallah bundan sonra, Batı Trakya’da bulunduğum döneme denk geldiği sürece, bu etkinliğe katılmaya, özen göstereceğim… Ancak ben bu yazımda, etkinliğin güzelliklerini sizlere aktarmaktan daha ziyade, kimi eksiklikleri ile ilimiz idarecilerini, eleştirmek istiyorum…  Bilindiği gibi, şenliklerin yapıldığı alana  giden yolun son 8 km’si, toprak yol. Bu toprak yolu görünce de, insan ister istemez kendine şunu sormadan edemiyor. “Bir ülke için, 8 km’lik bir yolun asfaltlama maliyeti, nedir ki?”diye… Ülkenin coğrafyasını az buçuk tanıdığımdan ve Epir ile Thessalia’daki bazı yüksek rakımlı tepelere de bizzat çıktığımdan, oralardaki manzarayı bizim Alantepemizle kıyaslayınca, kafamda hemen bazı olumsuz fikirler oluştu. Acaba bu güzel yaylada, çoğunluk insanımızın bir “Aziz”inin uğruna etkinlik düzenleniyor olsaydı, il idaresi gene bu davranışı, sergilermiydi? 8 kilometrelik yolu toprak olarak mı bırakırdı, yoksa güzel bir asfalt yaparmıydı? Gerçekten, bunları çok merak ediyorum… Ayrıca etkinlikte yapılan anonstan öğrendiğim, davet edilen hiçbir Hristiyan yetkilinin şenliğe katılmadığı bilgisi de, beni çok düşündürdü… Bakalım, bölgemizdeki bir kısım çoğunluk basını, bu durumu dile getirecek mi? Eğer getirir ise, hangi yorumu yapacak? Benim tahminim, söz konusu bu basının, bu durumdan çok, tahrik edici bir üslupla, anavatandan gelen kişilerin sözde “kötü emellerini”, yazacakları yönünde. Son zamanlarda, çok garip şeyler oluyor maalesef… Anavatanımızda, azınlıklarla ilgili onca olumlu adım atılırken, ülkemizde ise bunun tam tersinin olması, insanı derinden üzüyor… Halkların, asırlardan beri coşkuyla kutlanan, özel kültürel etkinlikleri vardır. Bu, dünyada olduğu gibi, Batı Trakya Türk Azınlığı’nda da, böyledir. Fakat, ülkemizdeki  bazı yerel yöneticilerin, Azınlığın bu kültürel etkinliklerini “Dini”gibi gösterme çabaları, kabul edilecek bir şey değil. Öte yandan anavatanımızdan gelerek etkinliklere katılan soydaşlarımızı, candan kutluyorum. Ayrıca, 80 yılı aşkın bir süre birbirinden ayrı ve kopuk olarak yaşamış olan Rumeli’deki iki kardeşin, Bulgaristan Türkleri ile biz Batı Trakya Türklerinin yakınlaşması ve kaynaşması da, beni çok duygulandırdı. Kanımca, bu önemli bir gelişme… Bana göre, bu gibi etkinliklere, Batı Avrupa’dan da sivil toplum kuruluşları davet edilmeli. Bunun davamıza yardımcı olacağına, yürekten inanıyorum. Hele hele, tozun dumana karıştığı Alantepe’deki o taşlı-topraklı yolun reklamı, büyük olur… Haydi Sn. Halit Habiboğlu, işbaşına!.. Son olarak şunu da belirtmek isterim, maalesef o güzel alan, yavaş yavaş bir çöplüğe dönüşmekte. Yetkililerin, bunun için bir önlem almaları gerekir…

Metin Mümin, Cumhuriyet Gazetesi