Batı Trakya’lı Şairler ve Şiirleri

Batı Trakya’lı Şairler ve Şiirleri
ASIM HALILOGLU
(1923 – 1980 İskeçe)

GÖÇ

"Elveda" diyerek gider soydasim
Anayurt yolcusu,ona ne denir?
Gözü yasli kalir köyde kardasim
Kader böyleymis elden ne gelir?

Oglumuz orada,gelin burada
Kendimiz burada,yürek orada
Ezilir dururuz iki arada
Kader böyleymis elden ne gelir?

Bilseniz kimlere kalmistir zaman
Namuslu kisiye verilmez aman
Sikayet güç olur halimiz yaman
Kader böyleymis elden ne gelir?

Soyumuz asildir Oguzlar soyu
Basimiz egilmez atalar huyu
Yad elde acimiz nesiller boyu
Kader böyleymis elden ne gelir?

Anneler yollarda evlad kucakta
Hiçkirik sesleri köse bucakta
Baykus yuva yapmis sönen ocakta
Kader böyleymis elden ne gelir?

Açilir kapanir göçmenler yolu
Baglanir dostlarin hep eli kolu
"Ötme bülbül içim dert dolu"
Kader böyleymis elden ne gelir?

Bir yanda tarihin zafer nagmesi
Bir yanda Türklügün özgürlük sesi
Gönlüme es olur daha nicesi
Kader böyleymis elden ne gelir?

Sabreyle aglama hasret sözüne
Uzaklar yakindir Türkün gözüne
Gün olur kavusur herkes özüne
Kader böyleymis elden ne gelir?


CINAR AGACI

Nice sey yaslandikca
Guzelligi kaybolur…
Su cinar kartlastikca
Daha da guzel olur…

Kuslar sakir ustunde
Yazin sicak bir gunde
O koyu golgesinde
Insanlar nese bulur…

Temiz havayu sunar
Yakininda var pinar
Hayat bahseden cinar
Gel de altinda otur…

Nice hatira gizler
Isitmistir ne sozler
Gormustur guler yuzler
Bana dunu anlatir…

Uc yuz yasina basan
Guzel cinara varsam
Ona ceddimi sorsam
Tum ununu anlatir.


ALIRIZA SARACOGLU
(1938 – 1994 Gümülcine)


SEMT’I CEFA SEMT’I SEFA

Uzun yillar dilde nale
Bulbul agladi bu hale
Gvnul garkoldu meale
Bizimdir bu semt’i cefa
Sizindir su semt’i sefa

Bir tarafta kasaneler
Bir tarafta viraneler
Cok sey anlatir haneler
Bizmdir bu semt’i cefa
Sizindir su semt’i sefa

Karsi tarafta bol konfor
Beri tarafta hayat zor
Anlatayim gel bana sor
Bizimdir bu semt’i cefa
Sizindir su semt’i sefa


KADIR YAKIBASOGLU
(1939 – İskeçe)


ILAN-I ASK

Bu dunya iki parca
Yarisi sen,yarisi ben.
Bir butun olmayi nasil istiyorum.
Bir bilsen…


HUSEYIN MAHMUTOGLU
(1939 – Gümülcine)

SALI PAZARININ KOYLULERI

Sasirir durur
Carsinin islak kaldiriminda
N… koylu Fatma
Y… koylu Selim
Sabahin tazeliginde
Akmistir onlar da
Carsi icine
Otobus dolusu
Yol dolusu
Sokak dolusu gelenlerle
Bitiktir Fatma
Bitiktir Selim
Dilim dilim suratlari
Carsili degismemistir hic
Tipki on yil onceki gibi
Fatma dusunur
Selim dusunur
Bu kadar tendiriz etleri
Nedendir bunlarin bu carsililarin
Akpak yuzleri
Yusyuvarlak gozleri
Fatma da Selim de
Kacirmamak icin gucsuzluklerini
Simsiki tutarlar iclerini
Acarlar çarsiliya avuclarindakileri
Bilmezler onun yuzona gidisini
Sonra gozleriyle gorurler
Baska Fatmalarin Selimlerin
Kendileri gibi sagilislarini
Gun donumu ev donumu
Elleri avuclari usur durur
Fatmanin Selimin
Hic konusmadan bakisirlar yuzyuze
Anlarlar bir yillik cikarin bir gunde gidisini
Anlarlar carsilinin
Nedendir tertemiz eti,gevrek gulusu
Anlarlar


SALIH HALIL (HAKI)
(1941 – Gümülcine)

DORTLUKLER

Seneler birbirinin ardina dusmus gidiyor,
Yolcu! Sen hangi yolun yolcususun boyle bugun?
Geceler gunleri,gunler seni takip ediyor,
Su donen kurr-i alemde nesin? Soyle bugun!

Kurre-i arzin seyri misali ben de donsem,
Alemleri pesimden sonsuzluga yederim!
Ve sonra kimsesiz bir yerde durup haykirsam,
Ben neyim,nerden gelmis hangi yere giderim?


RAHMI ALI
(1941 – Gümülcine)

GÜMÜLCİNE

O evler ki kohne,yosun tutmus kiremitleri
Cokmus bir imparatorlugu hatirlatir
Cami avlularinda asirlik cinarlar ve unutulmaz golgesi
Yaslilar basbasa vermis,eski gunleri anlatir.

Bir Salipazaridir,Turkce kasetler ortaligi inletir.
Kadinlarimiz feraceli,mantolu,yururler ha yururler
Iste Aynalimagaza,Carikçilar sokagi,Kuyumculararasi
Gorurler kendilerini aynalarda,oysa baska yerdedirler.

Eski Saraclararasinda hala mesin kokulari gelir burnuma
Nerde o odun yuklu arabalar,o perde arkasindan bakan kiz
Gecmis bu denli ozlemle neden aranir bilmem
Alisik ayaklarimiz kendiliginden gider Eskipamukpazari’na.

Tam ogle vakti,gurultulu bir sicakta vurur Saat Kulesi
Musteriler kadinli-erkekli girerler fincanci dukkanlarina
Semavi bir ezan sesi doldurur caddeyi simsicak
Kimi yorgun bastonlar vurur asirlik arnavut kaldirimlarina

Satici bir kiz,yanaginda gamzesi bir gulu hatirlatir
Dalar o hulyali ruyalarina geceleri
Yururum bu sokaklarda hep boyle kalabalik
Gumulcine,anliyana ah,neler anlatir.


MUSTAFA TAHSINOGLU
(1942 – İskeçe)

NIYET TAZELEME

Dogru bir cizgidir,
Niyet tazelerken
Bagimsiz olmak,zira
Ac,actir; tok,tokken.
Ama yine de nefretim;
Tokadir;
Cogunluk acken.


AYRILIKLI SIIR

Ne bir tren duduk otturdu
Biz ayrilirken
Ne de beyaz mendil salladi
Kimse
Ayrildik oyle basit
Sessizce
Uzulduk mu bilmem ama,
Goz yasi dokmedik
Ne de "Allaha ismarladik" dedik
Birbirimize…


MUCAHIT MUMIN
(1944 – Gümülcine)


ASK HALI

Herkes bu sehirde
Is guc pesinde
Ben sabah, ogle, aksam
Senin pesinde…


MEHMET COLAK
(1946 – 1995 Gümülcine)

MEMET

cobanlikti memedin isi
yasam ugrasi
gece gündüz es degerde
yedigi peynir ekmek
azik mi azik

okumaya heveslendi
yirmisinde
a b c
harf harf
hece hece
dünya görüsü büyüdükce
büyüyordu icindeki bilmece

yeni dünyalar yaratti
benliginde
kapandi içine
okudu yazdi düsündü
sorunlara cevap buldu
kendiliginden

sevdalandi askerlik dönüsü
birden delicesine
her seyi saklidir içinde
bilinmez
ev yok
daminda kalir corbacinin
yel alir ümitlerini
olasalik yoktur sevgilerine
bir beyzadeye gelin gitti kiz
üzülür akar gözyaslari
silinmez
yazik mi yazik

hakka hukuka kizdi
agir baskilar altinda
tasinmaz
öfkesi artti gitgide
anlasilmaz
toprak ve tütün
toprak ve yesil
ellerinde nasir
ellerinde katran
aldi basini gitti
yasanmaz
anlatiladuru öyküsü
memedin
tartisiladuru kimligi
din üzre ahret üzre
memedin
aslinda inanmiyordu
memet
ne cehennem
ne cennete


FENOMEN

Yollar zulfune ciksa,
Dunyayi gezesim gelir!
Koynun "kabristan" olsa
Hemen olesim gelir

ILK HIRSIZLIGIM
Ilk hirsizligim 1965’te oldu.
Esmer bir kiz’di caldigim
Ask bahcesinden!…


HUSEYIN MAZLUM
(1947 – Gümülcine)


ASK USTUNE OZET

"Sevenler yanar, sevilenler yakar…
Azi-cogu, bitti sozum bu kadar.


REFIKA NAZIM
(1947 – Gümülcine)


OZLEMLERIM

Al gotur beni
Bilmedigim kentlere
Orda
Tatli aci bulayim

Al koy beni
Yalnizlik odalarina
Orda
Benligimi bulayim

Al sev beni
Bencil olmayan duygularla
Sonra
Mutlulugu tadayim


Dr.IBRAM ONSUNOGLU
(1948 – Gümülcine)


BATI TRAKYA

Bati Trakya Bati Trakya
Yurumedi yatti Trakya
El bagladik bacak celdik
Esti yeller yatti Trakya

Neler olur bunca yildir
O saldirir bu saldirir
Sesimize kim aldirir
Yavas yavas bitti Trakya

Gonul kara umut solmus
Desme ici yara dolmus
Sun aglamis da ne olmus
Hacan batti bitti Trakya.

Baskilarin sinifsali
Ayrimlarin ulusali
Racizm disin gicirtali
Kendin goce atti Trakya

Kuru sozler ates yakmaz
Baski duzenini yikmaz
Eylem dedik kimse cikmaz
Pek ucuza gitti Trakya


SUKUR

Onumde bir sigara,
Cebimde sigaram,kibritim.
Yol param da var
Ustelik,selam soylemis yar.
Daha ne isterim,
Bugune cok sukur
Yarina da Allah kerim.


FERRUH MEHMET PAZVANTOGLU
(1949 Gümülcine – 199? İstanbul)


OLUM

Bunca bilgi,
bilinc
sarkilar siirler
omrun yarisi
ince narin parmaklar
piyanolar udlar
vade dolmamali
olum son olmamali


TOPRAK

Toprak
anam olurdu
circir boceklerinde agustosun

Toprak
sevgilim olurdu
yakamozlarinda denizin

Toprak
hasretim olurdu
Sapci pazarinda
koylu kadinlarin bakislarinda


IBRAHIM BALTALI
(1959 – Gümülcine)


GUNLER BUGDAY KOKUYORDU

catlayan denizdi gozlerimin ici
basaklari doven ruzgardi delicesine
ulesilen koylunun duru ekmeginde
dokulurken aksamlar gecelere
gunler bugday kokuyordu
saganak yagmurdu saclarimi tarayan
umutlarimdi takilan
karbeyaz agustos bulutuna
kuytusunda bir sogut agacinin
dokulurken aksamlar gecelere
gunler bugday kokuyordu
dinmeyen solugu vardi insanlarin
aksamin aceleci soguk yuzunde
gunduzleri gunesi icen
sicacik kahve duvarinda
dokulurken aksamlar gecelere
gunler bugday kokuyordu


SUKRAN RAIF
(1961 – Gümülcine)


SAVASTA ANNE

-Tum Bosnali Musluman Annelere Ithaf olunur-

Kirmizi bir gece yarisi
Bir kadin agliyor,
Harabe bir sehrin ortasinda,
Ne yaptigini bilmez bir hali var.
Nereye bakacagini,
Nereye kosacagini sasirmis.
Yere dusuyor bir an,
Zorlaniyor kalkmakta,
Mecali yok.
Dogruluyor
Alevler yukseliyor yer yer
Evler yaniyor,beraberinde hayellerle
Kipkizil
Agliyor ve ariyor
Atilan bombadan arta kalanlari
Hickiriklarini boguyor
Gokyuzunu delercesine
Gecen ucagin gurultusu
Bombalar yagiyor basina
Sendeliyor
Ayagi takilip dusuyor yere
Birseyleri kucakliyor
Dusen kolu
Yerde yatan
Kucuk cocugu sarmiyor
Kolunun acisini
Bastiriyor yureginin acisi
Yeniliyor olume
Ogluyla ten tene!


ÇAG

Hukmeden tek guc
Insan nesli.
Dusuncenin yeri
Gucunun yukselisi
Neslinin tukenisi.


CIHAN ABBASOGLU
(1961 – İskeçe)


VARSAYIM

Dogarken bebek dogdu
Kirkinda adam oldu
Yetmisinde anlamadan soldu
Gidisi bosluk dogurdu.


ERCAN CANERI
(1968 – Gümülcine)


SEN VE BEN

Uzun yollar var aramizda
Bir ucunda sen bir ucunda ben
Bir ates yaniyor bagrimizda
Dumani sen alevi ben
Umit isigi parliyor yuzumuzde
Aglatan sen,aglayan ben
Hasret turkusu var dilimizde
Soyleten sen soyleyen ben
Askimiz kaldi mazide
Mektup sen kalem ben
Bekledikce bekleyecegim
Gurbette sen,askerde ben.


AYDIN AHMET
(1968 – Gümülcine)


KASABANIN SOKAKLARI VE BEN

bu gece yasli sokaklar benim sirdasim
inmeyecegim sabaha kadar sirtlarindan
yenice de yukledim yalnizligimi cigaramin dumanina
ve ince uzun ufurdum kaderimi
bu gece sokaklar tarihi bir bilmece.
bir basi gozyasi,aglayan babam,
diger basi sehid nasi,gulen dedem,
ve benim titrek dudaklarimda,yanik bir turku.
her seyin otesinde,terkedilmislik ustune
bir isyan siiri okumak geliyor icimden bahtsiz kaldirimlara

bu gece
ey Yeni Cami onundeki ulu cinar
sadece
seninle benim bagrim ates olup yanar.
boylece
gecmiste kucaklasan yuregim geceyi sorgular
bu ne sessiz,ne nefessiz gece,ruhum kadar derin.
bu ne muhabbetsiz sokaklar,ne cansiz isiklar,
alev alev yanan ben,konusan da ayak seslerim.
ogrendim bu gece her kose basi yeni bir yolun baslangici
bastirsak da yuregin ustune tasi,oksuzluk gercekten aci
ve sanirim boyle efkarli bir gecede
benim basima geçti esaretim taci.


BIZ

Kordugum olmus sevgiler
Yeryuzunde
Degerler yok oluyor
Onumuzde
Suclar hep digerleri
Sozumuzde
Insanlik cikar pesinde
Sayemizde


NALAN SARACOGLU
(1969 – Gümülcine)


SESSIZCE

Goc eden kuslar
Seni hatirlatiyor bana
Sessizce yol alirlar
Sicak diyarlara
Ne bir elveda
Ne bir damla gozyasi
Senin gidisin gibi
Sessizce


ISMAIL YUSUF
(1970 – Gümülcine)


EN MUTLU BENIM

Benimki,
Mutluluk oyunu degil;
O ayri…
O bir oyun,
Ben ise mutlulugun ta kendisiyim.
Hadi,dediginiz olsun!
O bir oyunsa,
Ben bas aktorum
Ya da yonetmen
Ya da oyun yazari.


Mehmet DUKKANCI
(1971 – İskeçe)


ENGELLER

Birileri
Silmis isigi gozlerimizden
Birileri
Tikamis yollarini
Seslerin ve kokularin
Birileri
Tohumlar ekmis icimize
Yalnizligin
Getirdigi sahte zevkin
Ve birbirimize dusmanligin

Nasil oldu hatirlamiyorum
Uyanmis ve
Cevreyi seyrederken
Buldum kendimi
Derken
Dis dunyayla
Ic dunya arasindaki
Engelleri farkettim

Nasil oldu hatirlamiyorum
Yok ettim engelleri
Bir turlu

Simdi
Insanlik yolunda
Yuruyorum
Insan olmaya dogru
Yavas yavas…


ANAM

Gul yuzunde iki damla yas
Nedense hep one egik o kir sacli bas
Sil artik anam sil gozyaslarini
Sil goz yasini da
Kaldir one egik kir sacli basini


SEVKAN TAHSINOGLU
(1972 – İskeçe)


KORKU


Kucuktum,oculerden korkuyordum
Buyudum,herseyden korkar oldum.


İKBAL KARASALİHOSMAN
(1976 – Gümülcine)


YÜRÜSÜN

Kara kış gelirde konar, dallarıma hüzün çöker
Kuşlar güzel rüyalarımdan alır başını göçer
YARRABBİ gel gir, sen gönlümün gülen nurlu yüzüsün.
Rüyaların kuru dallarına baharın yürüsün…

Gecenin karanlığı beyhude bir gençlik başıboş
Hangi çukurdan tutup da çeksem ellerinden sarhoş.
Kalmaz bu bedende, ey! Mecalim, sen acı yüküsün.
YARABBİ senin emrinde parlayan gençlik yürüsün

Dumlupınar yıllarında şahlanan kara atlı süvari
Anasını yıllarca sırtında taşıyan Veysel Karani
Yunus Emre’nin bağrından kopan tek gülü ve bülbülüsün.
YARAB hançerin saplansın kalbime, sana canım yürüsün


DR. HASAN AHMET

BİLİN!!!

Benin dilim, dilim dilim.
Paramparça benim dinim.
Doldu, taştı tarikatlar,
Buralarda, satmaz bilim.

BİL GÜLÜM!!!

Mayın tarlasında gülmez gül, gülüm.
Bu topraklarda, hakim korku, zulüm.
Canlılara sanki haram yaşamak,
Buralarda gülüm, kol gezer ölüm.

DUY!!!

Düşlerimde, sömürge ağaları,
Bir de, onların,o, emir kulları.
Biri kapanmadan, öbürü çatlar,
İyileşmiyor, dudak çatlakları.

Unutamam ben, yaşadıklarımı.
Bölüyorlar, derin uykularımı.
Duy isyanımı, dayanamıyorum,
Bittir artık Tanrım, kâbuslarımı!

VALLAHİ BİLLAHİ!!!

Analar gelse başa,
Gitmez canlar savaşa.
Silah fabrikaları,
Sürüklenir iflasa!

Paralar harcanmasa,
Öldüren silahlara,
Kurtulacak insanlar,
Dünyadaki açlar da!

YETER, YETER…!!!

Terbiyeme laf söyletmem,
Ben kimseye gavur demem.
Kullarını Allah bilir,
Ben bilemem, ben ölçemem.

Türkle Yunan savaştılar,
Sonunda da barıştılar.
Arda kalan zarar, ziyan,
Bitsin artık bu acılar.

ANLASANA!!!

Danışmadan danışmana,
Okulunu sen kursana!
Danışman danışacak,
Başındaki danışmana.
Danışmanın danışmanı,
Arayacak uzmanı.
Kafanı kullanırsan,
Kısaltırsın zamanı.
Danışma danışmana,
Boşuna zaman harcama!
Sorumluluk üstlen,
Kısa yoldan,
Sen danış,
Onun danışacağına!
Geçmişini bilmeyenden,
Geleceğini göremeyenden,
Kimliğini inkar edenden,
Bir de,
Dilini kesenden,
Sakın medet umma!
Sahip çık eğitimine,
Güven kesene.
Karnımız tok,
Şirin sözlere!
Uğraş,
Yavaş yavaş,
Çıraklıktan çık,
Ustalaş,
Ol baş!
Yoksa,
İş yaş!

İNŞALLAH

Çift dilli eğitime,
Eğiliyoruz,
Tek dilde.
Yetkililerin düzenlediği etkinlikte,
Tartışıyoruz bilginlerle,
Hep birlikte,
Ülke dilinde.
Bizimkisinde,
Biz bize,
Ana dilde,
Ana Vatandan,
Davet ettiğimiz,
Bilim elçisiyle birlikte.
Ama hiç bir zaman,
Tartışmıyoruz,
İki dilde,
Bir araya gelip de,
Cümle alem birlikte.
İnşallah,
Günün birinde,
Eğitimin yerinde,
Yeller esmezse!

YAŞIM 54

Şu küçücük hayata,
Neler sığdı, baksana.
Çocuklarla oynadım,
Daracık sokaklarda.

Başladım ilk okula,
Akabinde ortaya.
Okumayı çok sevdim,
Yollandım İstanbul’a.

Sırada Cerrah Paşa,
Tam altı yıl orada.
Tıp tahsilim bitince,
Tekrar döndüm yurduma.

Aşık oldum karıma,
Hem de on dört yaşımda.
Her şeyimle bağlandım,
Evlendik de arada.

Değildik, Can, farkında,
Kızımızla karnında,
Eşimle beklemedik,
Yoldaydık karanlıkta.

Asker oldum Vatana,
Korinthos’dan Yanya’ya.
Uzakta doğdu kızım,
Görüştük bir gün sonra.

Düşmanlar aramızda,
Dikildiler karşıma.
Çalışmaya izin yok,
Yazık oldu yıllara.

Sarıldık sloganlara,
Döküldük biz yollara.
Hukuksuz olmaz dedik,
Dilekçe Danıştay’a.

Yirmi ay mandırada,
Altı ay fabrikada.
İşçilik yaptım zordan,
Genç bir doktor olsam da.

İtildik biz açlığa,
Bir cami avlusunda.
Girmedi yirmi bir gün,
Tek bir lokma ağzıma.

Burası,Garbi Trakya,
Avrupadan uzakta,
Aslında kendisinin,
Toprağı olsa da!

Değişik bir manzara,
Alışık olmayana.
Yanyana iki unsur,
Can, değil bir arada!

Azınlık alt tabaka,
Çoğunluk da rahatta.
Hiç bir zaman olmadı,
Eşitlik var kağıtta!

Açlık grevi, ilk defa,
Trakyada,Azınlıkta!
Hak, sevgi hakim olsun,
Yaşanmasın bir daha!

Atina, dört beş yılda,
Anca geldi insafa.
Taksit taksit izinler,
Başladı ulaşmaya.

Köy doktoru Drama’da.
Yazıldım ihtisasa.
Dahiliye uzmanı,
Oldum, tam beş yıl sonra.

Sırada politika.
Seçildim, ilk çırpıda,
Şehrimde yerel üye,
Eğildim sorunlara.

Zorlukla boğuşunca,
Pişman oldum başında.
Baktım bana uymuyor,
Bulaşmadım bir daha.

Ne oldu bu yıllara?
Ne çabuk geçti usta!
Vardı bak kariyerim,
On yedinci yılına.

Emekli olmaya da,
On iki yıl var daha.
Tek O bilir,Allah’tan,
Bir şaşkınlık olmazsa.

Merak sardık sanata,
Kızım, eşim en başta.
Bulaştı bu hastalık,
Orta yaşta, bana da.

İhtiyacım olursa,
Olmasın,Avukata,
Çok şükür yetiştiye,
Koşarım ben kızıma.

Gün boyu yorulunca,
Bakarım tablolara.
Canımın eserleri,
Asılı duvarlarda.

Yatağıma yatınca,
Gıda akar ruhuma.
Üçümüzden şiirler,
Hep can katar, canıma.

Hasretim ben, anama.
O, kavuştu Rahmana.
Hemen her gün, giderim,
Kardeşime, babama.

GEL DE BANA SOR!

Yaşta dede,
Akılda bebe.
Kaptırmış kendini,
Kine,
Nefrete,
Fırsat geçse eline,
Hergele,
Benzer Hitlere,
Acımasızca,
Seni de,
Beni de,
Silindir gibi,
Ezer,
Geçer.
Akabinde de,
Zafer ilan eder.
Neden şaşırdın öyle?
Maalesef,
Var böyleleri de.
Canavarlık içlerinde.
Yoksa ,
Çıkmazdı savaşlar,
İşlenmezdi cinayetler,
Yer yüzünde.
Tek çözüm,
Hak,
Adalet,
Özgürlük,
Eşitlik,
Dünyanın her yerinde.
En önemlisi de,
Doğuştan terbiye.
Rahmetli annemin,
Okuması yazması yoktu.
Benim gözümde,
O, bir filozoftu.
Göz yaşları hiç kurumadı,
Besbelli mutsuzdu.
Birgün,
İki gözü çeşme,
Dikti gözlerini ,
Gözlerimin içine,
İçini çekti,
Dedi:
”Oğlum inan,
Hayatta her şey kolay.
İnsan olmak,
Zor olan.”
Zor dostum,
Zor!

ZOR DOSTUM, ZOR

Günümüzde,
İnsan olmak zor.
İçim kor gibi yanıyor,
Kor!
Alavere
Dalavere,
Her şey alınıyor,
Satılıyor.
Akıl almıyor,
En büyük mebla,
Silahlara ödeniyor.
İnsanın haysiyeti,
Beş para etmiyor.
İşsizlik,
Adaletsizlik,
Hırsızlık,
Yolsuzluk,
Gırla Avrupada.
Kim sorarsa,
Hak,
Hukuk,
Adalet,
Özgürlük orada.
Ne yazık ki…
Suratlar asık,
Halk suskun,
Yalnız rakamlar konuşuyor.
Merkel ve Sarkozy,
Evet ikisi,
Avrupa sanki babalarının çiftliği,
Görüşüyorlar,
Kararlar alıyorlar,
Diğer ortaklar da,
Yalnız onaylıyorlar,
Bir tek İngiltere,
Rest çekiyor,
O, zaten,
Baştan beri kıvırıyor.
Ha gel de,
Sen şimdi,
Bu durumu,
Hayra yor!

ALLAH BİLİR…

Bağırıyorum,
Çağırıyorum da,
Boşuna.
Başaramıyorum,
Duyuramıyorum sesimi,
Vurdum duymazlara.
Dertlerimiz ortada.
En acısı da,
Açlık kapıda.
Sanki kimin umurumda?
Efendilerin,
Uykuları derin,
Yürekleri serin,
Her şeyleri tıkırında.
Felsefeleri:
Verin yiyelim.
Düşünmüyorlar derin,
Yarınlarından emin.
Kahramanlık,
Aydınlık,
Alkolün etkisi altında,
Rakı masasında.
İnsanlarımın suratları asık.
Ne yazık ki…
Kabahatin çoğu da,
Onlarda.
Ümit az olsa da,
Var ama,
Bizim hasta,
Ağır vaka.
Çıktı çıkacak,
Canı boğazında.
Dibe vurmayınca,
Aklı başına gelir mi acaba?

İNŞALLAH…

İnsan bu gezegende,
Var olduğu müddetçe,
Her sabah güneş,
Doğudan doğacak,
Gün sona erince de,
Batıdan batacak.
Sürekli bir şeyler olacak,
Hayat su gibi akacak.
İnsan,
Rengarenk yaşamında,
Mutlaka,
Sevinci,
Zevki,
Acıyı da tadacak.
Savaş bile çıksa,
Hayat tatlı,
Sağ kalanlar,
Barış imzalayacak.
Ancak;
Avanak,
Avanaklığına,
Doymayacak.
Sömürenler,
Kendisini,
Kandıracak,
Savaşmaya zorlayacak,
Aptal kanacak,
Yine savaşacak.
Maalesef,
Bu güne kadar,
Başaramadı,
Görüldüğü kadar,
Adam sanki bunak,
Dizginleri ele alamayacak.
Seviye meselesi,
Belki kimisi,
Kafa yoracak,
Önemli olan,
Bunlar,
Ne kadar etkili olacak.
Umut inatçı,
Pes etmiyor,
Diretiyor,
Dayanıyor,
Sabırlı,
Bekliyor!

EŞKİYA DÜNYAYA…

Benim ama,
Benim deyememek.
Bu ne büyük,
Bir eziyet!
Senin ise,
Keyfine,
Kim,
Ne deyecek?
Ne hikmetse,
Bu nasıl bir düzense,
Her şey,
Senin hizmetinde!
Her şey,
Ama her şey,
Sana helal,
Bana haram!
Aslında,
Sen ve senin gibileri,
Hepiniz,
Ruhsuz,
Sanki,
Paralı askerlersiniz!
Elimden geldiğince,
Gönüllü,
Karşılıksız,
Hizmet etmek isterim.
Beyim,
Ne gariptir ki…
Yanıt,
Ret!
Bu adaletsizlik,
Ne kadar hüküm sürecek?
Ne sanırsın sen kendini,
Söyler misin örümcek?
Bilesin ki…
Bir gün mutlaka,
Aydın gençler,
Ağınla birlikte,
Seni de,
Bir süpürgede götürecek!
Meraklanma,
Senin zorbalığın da,
Pek yakında,
Sona erecek!

ÖNCE CAN

Benim adım azınlık,
Olamam ki çoğunluk.
Severim ben insanı,
Ama önce aslımı.

GELECEK…

Affedemeyiz asla yönetimi,
Onun niyeti, ezelden besbelli.
Azınlığın öz eğitimi sakat,
Yıllardan beri anası bellendi.

Kimse kurban etmez bil çocuğunu.
Biz de taklit ettik bak çoğunluğu.
Doğru mu ettik, zaman gösterecek,
Göregör seçtik devlet okulunu.

Biz değilmiyiz bunun sorumlusu?
Kapatıyoruz öz okulumuzu.
Rahat değiliz, huzurumuz kaçık,
Göze de aldık asimilasyonu.

Başı da çekenler liderlerimiz,
Ondan sonra da aydınlarımız.
Bizim aklımız, fikrimiz ermez ki…
Onlar ne yaparsa, biz de yaparız.

BÖYLE GİDEMEZ Kİ…

Özellikle bugünkü,
Bambaşka bir sömürü.
Hak, adalet geçiremiyor sözünü,
İnsanlar, sanki bir sürü.

Kurduk bak, mutsuz köyü,
Bilim, teknoloji yürüdü.
Sanat söndü,
Savaş, açlık, sefalet göründü.

Kapkara dünyanın önü,
Göremez olduk gülen yüzü.
Kapitalizm gösterdi gerçek yüzünü.
Sosyalizm öldü mü?

Hiç kuşku yok,
Bir gün mutlaka,
Alem bulacak,
Aydınlık yönünü.

ELİNDE

İyileri dünya almaz.
Kötüler mi,onlar, bak, az.
Zararları ölçüsüz, çok,
Cümle alem huzur bulmaz.

Dengesizlik kalkmadıkça,
"İnsan", insan olmadıkça,
Bunun için uğraşmazsan,
Hiç boşuna umutlanma.

Sorumluluk üstlenmeli,
Başıboşluk sürmemeli.
Cennet gibi dünya için,
Canlıları ezmemeli.

UZUN YAŞAMANIN SIRRI

Dört yıl önce,
Yedi vurgunu,
Tutuldu,
Yatağa çakıldı.
Ağzına götüremiyor kaşığı,
Atamıyor adımını.

Şimdi doksanında,
Sanki hayatın baharında,
Hayat dolu.
Kabullenemiyor bir türlü,
Ağrıyı, sızıyı,
Bir de, felçli oluşunu.

Son ziyaretimde,
Beni görünce can oldu.
Gözümün içine baktı,
Umut dolu.
Davranmaya çalıştı,
Davranamadı.
Yattığı yerden,
Var gücüyle haykırdı:

Kitap oku!
Yalvarıyorum Doktor,
Oku,
Araştır,
Bul şu ilacı!
Ardından,
Rahat bir nefes aldı.

Vücut yıpranmış olsa da,
Yürek hep aynı yürek,
Kocamıyor mübarek.
Acısıyla,
Tatlısıyla,
Doyulmuyor bu dünyaya.

On yıl olmuş öleli koca karı,
Onun hayat arkadaşı.
Ama o, hayata bağlı,
Değil oralı.

Uzun yaşamak istiyorsan,
En başta,
Yaşamayı seveceksin.
Yaşama küsmeyeceksin.
Kara kara düşünmeyeceksin.
Geriye değil,
Daima, öne bakacaksın.
Didineceksin,
Direneceksin,
Dikleneceksin.
Savaşacaksın,
Zorluklara göğüz gereceksin,
Acılara bile güleceksin.
Hayata dört elle,
Sımsıkı sarılacaksın,
Katiyen pes etmeyeceksin.

Sakın ha,
Şunu da,
Hiç bir zaman,
Aklından çıkarma!
Ne yaparsan yap,
Kurtulamayacaksın.
Bir gün mutlaka,
Göçüp, gideceksin.

HADDİNİ BİL, HADDİNİ!

Dinliyorum vicdanımın sesini.
Birinden giriyor,
Diğerinden çıkıyor
Seninkisi.

Okuyorum,
Öğreniyorum bilimi.
Ret ediyorum,
Kınıyorum hurafeleri.

Hoş görüyorum cahili,
Bağrıma basıyorum bilgini.
Herkes bilse yerini,
Dünya bulur dengesini.

Karalamıyorum kimseyi,
Eleştiriyorum cümle âlemi.
En başta da,
Kendimi, kendimi.

Allah bilir,
O, her şeye muktedir,
Sevmez herhalde birini,
Haddini bilmeyeni.

NEDEN?

Vatanı ben, seviyorum.
Sevmek de ne, tapıyorum.
İnsanım ben, anlıyorum,
Neden sevmez, Vatan beni?

Hizmetimi sunuyorum,
Vergileri veriyorum,
Cephelerde ölüyorum,
Neden sevmez, vatan beni?

GEL

Gel bir dünya kuralım,
Umutları tükenmemiş,
Sevgileri silinmemiş,
Saygıları bitmemiş,
Aşkları unutulmamış,
Kalpleri kırılmamış,
Yarınları kararmamış,
Yaprakları sararmamış,
İçindeki gülleri solmamış,
Havası kirlenmemiş,
Denizleri kurumamış,
Yuvaları yıkılmamış,
Ayrılıklar yaşanmamış,
Adresi değişmemiş,
Son perdesi kapanmamış,
Bir dünya bırakalım.

Şair-Ressam Füsun Suka
moc.liamgobfsctd@akusnusuf

BİLESİN Kİ!

Diyalog yapalım da, antlaşma var, bil!
Hak almak için, vermek için değil!
Bize sormadan, Lozan’ı deldiler.
Kim yırttıysa diksin, bizi aşar, bil!

BİL!!!

Elimde değil, bil, kırılıyorum.
Haksızlıkları hazmedemiyorum.
İnsanım, insan, insan arıyorum.
Bulunur mu, bil, bulunmayabilir.

BİLİN!!!

Ben hiç bilmez miyim, bilirim, bilin!
Ne derseniz deyin, ama siz bilin!
Silleyi yedim, benim yaram derin.
Nasıl unutayım, unutamam ki…!

O DA OLMAZSA…

Dostudur aydınlar,
Düşmanıdır karanlıklar,
Ondan beslenir ruhlar,
Düzenler, şairden korkar.

Çılgın nehir gibi akar,
Dağları, taşları, bayırları aşar,
Umutsuzlara, umut saçar,
Düzenler, şairden korkar.

Onda teselli bulur, bağrı yanıklar,
Onunla yücelir aşklar,
Onunla özgürlüğün anlamı artar,
Düzenler, şairden korkar.

Güçsüzlere kucak açar,
Kitleler onunla coşar,
O, öldükten sonra da yaşar,
Düzenler, şairden korkar.

Neler doğurur gözü yaşlı analar,
Onun sesi, sınırları aşar,
Onun dilinden herkes anlar,
Düzenler, şairden korkar.

Yazdıklarıyla kardeşliği aşılar,
Barışa da vurgu yapar,
Sömürenlere kafa tutar,
Düzenler, şairden korkar.

Onun kolayını bulamazlar,
Tutup hapse atarlar,
Orada destan yazar,
Düzenler, şairden korkar.

Rahmetli, mavi gözlü, nur yüzlü, annelerin en güzeli ve en tatlısı, çileli annem, doğuştan özürlü, yatalak kardeşimin yanından hiç ayrılmadı.

Göz yaşları hiç kurumadı, bir sürü derde kardı, 69 yaşında dünyaya gözlerini kapadı.

Bir gün bana: "Hayatta her şey kolay, insan olmak zor." dedi. Ondan etkilenerek, şu dizeleri kaleme aldım:

ARA DA BUL, BULABİLİRSEN…

29 Ocak 1988…
Tam 22 yıl geçti aradan!
Vazgeçtim ondan bundan,
Bize adam lazım, adam.
Adam gibi adam!
Sürekli uyanık olan,
Hak, adalet peşinde koşan,
Hiç yorulmadan!
Bize adam lazım, adam.
Adam gibi adam!
Kimseye kambur olmayan,
Ne de gebe kalan!
Bize adam lazım, adam.
Adam gibi adam!
Ayakta dimdik duran,
İleriye bakan,
Hizmet için yanıp tutuşan!
Bize adam lazım, adam.
Adam gibi adam!
Üretimden yana olan,
Bilim ve sanatla yoğrulan,
En az üç dil konuşan!
Bize adam lazım,adam.
Adam gibi adam!
İnsanlarla barışık olan,
Dünyada saygınlığı olan,
Etrafına umut saçan!
Bize adam lazım, adam.
Adam gibi adam!
Benim aradığım anlaşılan,
İdeal insan.
Ararım bir türlü bulamam,
Bu zamanda nerde bulacan,
Ne olursa olsun usanmam,
Buluncaya kadar arayacam!

Yine bir gün bana: "Oğlum sen Doktor olduğun için, seni herkes tanıyor, kardeşin Mehmet’i kimseler tanımıyor." dedi. Yine ondan etkilenerek şu dizeleri kağıda döktürdüm:

İBRET TABLOSU

Büyümedi beyinciği,
Gelişmedi bedenciği.
Yatağında sere serpe,
Buluverdi ellisini.

Ne yürüdü, ne konuştu,
Tek odada, ömür boyu.
Allah bilir, neler çekti,
Sabır onda, neşe dolu.

Bilinçsizce, hep öpüyor,
Sevinince, baba diyor.
O küçücük dünyasında,
Kıkır, kıkır, hep gülüyor.

Şansız biri, canım yedi,
Kaderinin sillesini.
Akıl ermez, dili dönmez,
Gösteremez, tepkisini.

Eksilecek, eklenecek,
Kısmetteki görülecek.
Çiğnemeyi, bilmez, yutar,
Besleniyor, koca bebek.

Midesini doyurdun mu,
Altını da kuruttun mu,
Bütün dünya, sanki onun,
Seviniyor enikonu.

Not: Dünyadaki bütün annelerin, anneler günü kutlu olsun!
Ressam-Şair Füsun Suka, Dr. Hasan Ahmet

SEVİYE

Tepeden inme, bir başka rejimde.
Demokraside, tabandan tepeye.
Kim sorarsa biz, Avrupa’lıyız da,
Bizde örgütlenme,yine tersine.

İnsanlarımız özgürleşmedikçe,
Toplumda gür sesler yükselmedikçe,
Doğanın kuralı, bu hiç değişmez,
Gireceğiz bak biz,birbirimize.

BİZDEN SÖYLEMESİ

Ayrı kulvarda,ama bir yuvada,
Alemle birleştik, durum ortada.
Boşa harcanacak, zaman bizde yok,
Biz gönül verdik, bilim ve sanata.

İçimiz karardı, her alanda kriz.
Bütün insanlar, bu kadar mı keriz?
Herkes sorumluluk üstlenmez ise,
Hayatımızı, biz zından ederiz.

UYAN!

İftira, çamur,
Alan, satan,
Yalan, dolan,
Çalan, çarpan!

Helal mi?
Yok soran.
Dolsun kazan.
Sloganımız,kazan!

Haydi durma,
Doldur, doldur!
Demokrasi budur,
Bilmeyene duyurulur!

HAYIR OLSUN!

İkisi de aynı anadan,
Aynı babadan.
Ama üvey babaları,
Amerikan!
Birisi azılı Türk,
Diğeri de azılı Pomak.
İkisine de destek,
Obama’dan.
Ben mi?
Bana mı sordun?
Haklarını arayan,
Uysal mı uysal,
Hem Pomak,
Hem de Türk Hasan!
Dinim İslam,
Tabiiyetim Yunan!
Bu durumda,
Garip olan,
Bana herkes düşman!
Rüyamda gördüm inan!

SANA YAKIŞAN BU!

Dün gece,
Gümülcine Türk Gençler Birliğinde,
Geleceğin efendileri,
Muhteşem bir eğlence düzenlediler.
Salon tıklım, tıklım,
Susamış halkım.
Folklor ekibiyle,
Saz, keman, gitar, ses ustalarıyla,
Türkülerle, şiirlerle,şarkılarla,
Coştu,
Coşturdu gençlik.
Başardınız.
Başarınızla şaşırttınız,
Umutsuzlara umut dağıttınız.
Güllerim,Fidanlarım,
Duygulandım,
Göz yaşlarımı tutamadım.
Yer yerinden oynadı.
Dayanamadı,
Toprak yarıldı,
Aşık Veysel,Barış Manco ve daha bir çok ustalar,
Canlandılar,
Ayağa kalktılar,
Bize katıldılar,
Hep birlikte,
Fenerler elimizde,
Ay da bizimle,
Anadoluya,
Kara Denize vardık.
Halay çektik,
Horon teptik,
Hasret giderdik,
Kendimize geldik.
Gençliğim yetti gayri,
Haydi durma,
Krize inat,
Üret, yarat!

NE GARİP DEĞİL Mİ?

Demokrasi ve insan hakları,
Emperyalistlerin yeni sloganı.
Kaldırıyorlar uçaklarını,
Bombalıyorlar Irak’ı, Libya’yı.
Cehenneme çeviriyorlar ortalığı.
Öldürüyorlar kadınları, çocukları,
Cennete gönderiyorlar,
Milyonlarca masum insanı.
İndiriyorlar petrol ağalarını,
Dikiyorlar tıpatıp aynılarını.

Bu zatı muhteremlerin yandaşları,
Öldürülenlerin komşuları,
Akrabaları,
Dindaşları.
Hem de hepsi,
Namazında,niyazında,
Gece gündüz,
Allah, Peygamber ağızlarında.
Göz göre, göre,
Kandırıyorlar halklarını.
Mübarekler sanki,
Din bezirganı.

Orta Doğunun devlet adamları,
Yurtlarında,
Cihanda,
Sağlayamadılar barışı.
Ne yazık ki,
Hakim kılamadılar,
Bilimi,
Sanatı.
Örnek almadılar ki,
Mustafa Kemali,
Büyük dehayı,
Atamı.

Yüreklerimiz katı.
Ellerimiz, dillerimiz bağlı.
Avanak, avanak,
Seyrediyoruz insanlık dışı manzaraları.



ÇIK ORTAYA, ÇIK!!!

Şiiri şiir yapan,
Duygu yüklü bir insan.
Şiiri yazamaz ki,
Duygudan yoksun olan.

Ağlayınca, gülünce,
Al kalemi eline!
İnan bana yazarsın,
Güven biraz kendine.

Hasretiz tatlı söze,
Ormana ve denize.
Kalbini aç insana,
İhtiyaç günümüzde!

Gönül ver kitaplara,
İşine, sanatına!
Uzatıver elini,
Mağdura, haydi durma!

SORUYORUM ADALETE

Hata işlenmişse, düzeltilir de.
Bu yapılan ne, kalemlerimize?
Terbiye etmek, sindirmek değildir.
Ne bu cezalar, Gündem’e, Millet’e.

ÇARE BİZDE

Bir ileri, iki geri.
Beğendin mi, yerimizi?
Canım ister, nasıl gider,
Bizim toplum, hep ileri?

Kıpırdanma, öteberi.
Kaldıralım engelleri.
Akıl bende, güç de sende,
Arttıralım üretimi.

Açlık geldi, sürmemeli.
Tarla, bahçe ekilmeli.
Merak etme, gelecekte,
Göreceğiz, ak günleri.

AMA ÖLMEZLER

Sanatçılar,
Umut veren ruhlar,
Dürüsttürler,
Alçak gönüllüdürler,
Şefkatlidirler.

Sanatçılar,
Mücadelecidirler,
Barışçıdırlar,
Evrenseldirler,
İnsancıdırlar.

Sanatçılar,
Araştırırlar,
Gözlemlerler,
Öğrenirler,
Üretirler.

Sanatçılar,
Gerçek bir dille,
Her zaman kalpleriyle,
Resim gibi şiirleriyle,
Şiir gibi resimleriyle,
Herkese hitap eden,
Canlı hikayeleriyle,
Dilden dile dolaşan,
Şarkılarıyla,
Türküleriyle,
İletişim kurarlar.

Sanatçılar,
İnsana özgü,
Gerçek duyguları dışa vururlar.

Sanatçılar,
İnsanları,
Halkları yüreklendirirler,
Birleştirirler.

Sanatçılar,
Harareti bastırırlar,
Oksijenli,
Besleyici ürünler üretirler,
Yaraları iyileştirirler,
Hayatı güzelleştirirler,
Cana can katarlar.

Dört mevsimdeki doğa gibi,
Sanatçılar da,
Serinletirler,
Isıtırlar,
Sonunda da,
Solarlar,
Donarlar.

ÇOBANLAR-ÇIBANLAR

Günümüzde,
Mısır’da hesap,
Koyunlarla,
Koçlar arasında.

Kalem de,
Kitap ta,
Bıçak ta,
Kasapta.
Kasap,
Pusuda.

Çobanlar,
Zaten ahbap.
Biri gider,
Diğeri gelir.
Hiç bir şey,
Değişmez aslında.
Benzer durum,
Orta Doğuda.
Daha çok sürer,
Büyük ve küçük başlar,
Uyanmadıkça,
Aydınlanmadıkça.

Komşu darda,
Zarda.
Bize de,
Sıçrar mı acaba?

Malumunuz,
Son yıllarda,
Bütün dünya,
Karanlıkta.

Bu zamanda,
Zor bulunur,
Mustafa Kemal gibi,
Bir deha.

KOMŞU KOMŞUNUN…

Akdeniz’de iki liman.
Türk ve Yunan, olmaz düşman.
Hem Ege’de, hem Trakya’da,
Komşulara, canım kurban.

Soğuk rüzgar, Erzurum’da.
Sanki kimin umurunda?
Bu insanlar buluşuyor,
Hem sevinçte, hem tasada.

HAYIR OLSUN!

Benim ama,
Sanki benim değil.
Her şeyim işgal altında.
Kaldım altında.

Bağırdım,
Çağırdım da,
Hiç kimse,
Koşmadı imdadıma.

Uykular derin,
Bizim buralarda.
Dertlendim,
Boşu boşuna.
Küstüm,
Kara bahtıma.

Sanki bu toplumda,
Her şey tıkırında.
Herkes kendi havasında.
Eksik olan davul zurna.
Gördüm rüyamda.
Gerçek mi acaba?

2011 DE…

Sloganlar atılır, mağdurlar yürür.
Yıllardan beri, böyle sürdürülür.
O, açlık grevi, eylemin doruğu.
Bunca düşünür, insanlar sürünür.

Efendilerin, var çekici yanı.
Yoksa olur mu, o, taraftarları?
Çık sen ortaya, sana bel bağladık.
Umutluyuz hala, insan insanı.

BEN BUYUM!!!

Yunanistan’ım.
Avrupa’yım.
Ben, Batı Trakya’yım!

Gururluyum,
İki unsurluyum.
Aleme duyururum!

Yeşilim,
Maviyim,
Yok eşim benzerim!

Asya’yı da,
Balkanları da,
Avrupa’ya, ben bağlarım!

Maalesef geçmişte,
Endişe ile,
Gündeme gelirdim!

Bugün ise,
Biline,
Dünyanın gözdesiyim!

Tahriklere kapılmam,
Belli benim anam, babam.
Duysun, dost, düşman!

İNSANIM, İNSAN!!!

Onuruma dokundurmam!
Dokunursan, saygı duymam!
Kusuruma bakma usta,
Baskılara dayanamam!

…AŞK OLSUN!

Kim ki kurar dengeyi,
Mutlu eder yengeyi.
Gece gündüz çalışan,
Doldurur tencereyi.

Kes bakalım yemeyi.
İndiriver göbeği.
Yaşamak istiyorsan,
Öğreniver perhizi!

…BÖYLE GİTMEZ!!!

Yüreksizler, ite, kaka,
Dikiliyor başımıza.
Dikmelerden fayda gelmez,
Yakışmıyor halkımıza!

Dayatıla, dayatıla,
Olan oldu toplumuma.
Baskılara başkaldıran,
Dönüverdi yuvasına!

Ekilenler yeşerecek.
Gençlerimiz silkinecek.
Merak etme, pek yakında,
Kara günler tükenecekek!

…ŞEFKAT!!!

Anamın adı şefkat.
O nasıl atar tokat?
Bendemidir bileyim,
Ondamıdır kabahat!

ERDEMSİZLİĞE PAYDOS!

Dememeli nemelazım,
Hep bir şeyler, yapmak lazım.
Bekler durur, benim halkım,
En başta da, yürek lazım.

Mücadele etmek lazım,
Farz-ı ayın, bilinç lazım.
Rahatlasın, bizim Kazım.
Az mı çekti, bu zavallım?

Bu sanatı, sevmek lazım.
Bilime de, emek lazım.
Büyük eli, öpmek lazım.
Haddini de, bilmek lazım.

Onurlu da, olmak lazım.
Bunun için, ciğer lazım.
Hakkın için, inanç lazım.
Söke, söke, alman lazım!

ALTIN KAFESE DE KOYSALAR…

Nereye gitsem, kendimden geçerim.
Farklı insanlar, değişik ortamlar.
Çok sürmez doyarım, geri dönerim.
Gümülcine’mi, cennete değişmem!

Sebepsiz çok çektim, asla unutmam.
Bunca ayırımlar, bunca baskılar!
Neden de direndim, inan bilemem.
Bak kök salmışım, bir yere gidemem!

Azınlık adım, ben eşit değilim.
Körler göremez, sağırlar duyamaz!
Öz vatanımda ben, mahrum biriyim!
Dertlerimi ben, kime söyleyeyim?

ESKİ BEŞİK…

Ben de sana, sen de bana,
Mecburuz bak, katlanmaya.
Bırakmışlar, beni sana,
Şefkat göster, üvey baba.

Hesap sorar, bütün dünya.
Yakışmıyor, hiç adına.
Geçmişine, bir baksana.
Demokrasi Avrupa’da.

AYNI GEZEGENDEYİZ

Siz gökte,
Biz yerde.
Sorun yok.
Yaşıyoruz işte

Sizde çok,
Bizde yok.
Sorun yok.
Sürünüyoruz işte.

Siz paşa,
Biz tayfa.
Sorun yok.
Örneğiz işte.

Siz patron,
Biz garson.
Sorun yok.
Geçiniyoruz işte.

Siz çoğunluk,
Biz azınlık.
Bize girer kazık.
Kazıklanıyoruz işte.

KADER Mİ, DEĞİŞMEZ Mİ???

Ezelden beri,
Bozuk bu yaşlı dünyanın düzeni.
Kimi efendinin efendisi,
Kimisi de kölenin kölesi.
Bir türlü kurulamamış,
Gezegenimizin dengesi.

Daha çocuk yaşta,
Gecenin yarısında,
Dondurucu soğukta,
Şehir meydanında,
Dilencinin dilencisi.
Hani bunun annesi?

Yok hiç bir eğitimi,
Ama cin gibi.
Konuşturuyor üç dili,
Gelinlik giymek hayali!

Eşime duydu sempati,
Bize açmıyor elini.
"Kızım olur musun" diye sorunca,
"Benim annem var" demez mi?

Ne olacak bunun hali?
Düşünüyorum geleceğini
Biliyorum,
Dünyada dopdolu bunun gibiler,
Belki de daha beterleri.
Sayıları belli mi?

Görüyorum,
Asya’da, Afrika’da,
Her gün açlıktan, sefaletten ölenleri.
Bir de her tarafta,
Hızla artan,
Milyonlarca işsizleri.

Durup dururken,
Ne karamsar tablo çizdim.
Bağışlayın,
Kararttım içinizi.

Bunun yanında,
Ne şanslı,
Zenginlerin kedileri, köpekleri.
Yurt dışından geliyor yiyecekleri

Bu manzaralar karşısında,
İnsanlığımdan utanıyorum.
Bu durumun suçlusu,
Acımasız, vahşi kapitalizm değil mi?

SANATÇI DEDİĞİN……

Sanatçı ağlatır,
Güldürür,
Kararlıdır,
Düşündürür.

Sanatçı bağırır,
Çağırır,
Haykırır,
Aykırıdır.

Sanatçı ne korkar,
Ne de korkutur.
Hem coşar,
Hem de coşturur.

Sanatçı doğruyu hedefler,
Yolunu da belirler.
Mücadeleyi yeğler,
Bedelini de öder.

Sanatçı okur,
Okutur.
Doğurur,
Doğurtur.

Sanatçı savaşır,
Savaştırır.
Uzlaşır,
Barıştırır.

Sanatçı sorgular,
Yorumlar.
Yargılar,
Gerçeği arar.

Sanatçı aydındır,
Aydınlanır,
Aydınlatır,
Karanlığı dağıtır!

KENDİMİZE GELELİM

Kanı kanla silemezsin!
İntikamla gülemezsin!
Mücadele edeceksin,
Bedeli var,bileceksin!

Silahlarla barış olmaz!
Hırsızlarla köy kurulmaz!
Hayvanlardan, insan olmaz!
Topraklar da,susuz olmaz!

Irmaklarla,denizlerle,
Şarkılarla,türkülerle,
Mevlanayla,Yunus ile,
Eflatunla gir kalbime!

ÇİFT TIRNAK GEREK

Ne ırmaklar gördüm,bir ırmak değil.
Ne denizler gördüm,bir deniz değil.
Ne ormanlar gördüm,bir orman değil.
Ah,bu doğa dostum,bir doğa değil!

Erkekler tanıdım,bir erkek değil.
Kadınlar tanıdım,bir kadın değil.
Aydınlar tanıdım,bir aydın değil.
Bu insanlar dostum,bir insan değil!

Ne fakirler gördüm,bir fakir değil.
Ne açlıklar gördüm,bir açlık değil.
Ne savaşlar gördüm,bir savaş değil.
Bu insanlar dostum,bir insan değil

Hırsızlar tanıdım,bir hırsız değil.
Yolsuzlar tanıdım,bir yolsuz değil.
Katiller tanıdım,bir katil değil.
Bu insanlar dostum,bir insan değil!

İTİRAF

Nerede erkekler,çıkıversinler.
Suçluyuz beyler,bir deyiversinler.
Hiç ürkmesinler,haykırıversinler,
Suçluyuz beyler,hepimiz suçluyuz!

Saygılı büyükler,sevgili gençler,
Eğitimliler,gerçek düşünürler,
Hani ananeler,örf ve adetler?
Suçluyuz beyler,hepimiz suçluyuz!

Hormonlu gıdalar,mikroplu sular.
Yağıyor bombalar,ölen canlılar.
Açlıktan ölenler,Afrikalılar.
Suçluyuz beyler,hepimiz suçluyuz!

Ekonomik krizler,dolu hırsızlar.
Satılıyor beyler,bütün değerler.
Hani neredeler,gerçek insanlar?
Suçluyuz beyler,hepimiz suçluyuz!

AYNAYA BAK, AYNAYA!

İnsan madde değildir.
Mananın kendisidir.
Mutluluğu istersen,
Bulursun, kendindedir.

Düşün sen, bu arada.
Alınmaz, satılmaz da.
Mutlaka tadacaksın.
O sendedir, bağrında.

Uzaklarda arama.
Düşünme, kara, kara.
En değerli mücevher,
İçinde, ara, ara!

DUR!

Nazım Hikmet,
Bunda var bir hikmet,
Bütün dünya,
Sana memleket!

Sen ömür boyu rehberimizsin.
Sen alemi aydınlatan meşalesin.
Bir gün kıyamet kopsa bile,
Sen yıldız gibi parlamayı sürdüreceksin

Değerini bilemedik.
Ecnebileri imrendik.
Ve biz bu günlere,
Değerlerimizi harcayarak geldik!

Önce Vatan ve millet dedik.
Bunu ecdadımızdan ve sizden öğrendik.
Bizde canlar ucuz,
Biz ne şehitler verdik!

Yaşamak için illa da ölmek mi lazım?
Emperyalistleri mutlaka yenmek lazım.
Ama yetti gayrı…
Bütün savaşlara dur demek lazım!


ARA DA BUL, BULABİLİRSEN…

29 Ocak 1988…
Tam 21 yıl geçti aradan!
Vazgeçtim ondan bundan,
Bize adam lazım, adam.
Adam gibi adam!
Sürekli uyanık olan,
Hak, adalet peşinde koşan,
Hiç yorulmadan!
Bize adam lazım, adam.
Adam gibi adam!
Kimseye kambur olmayan,
Ne de gebe kalan!
Bize adam lazım, adam.
Adam gibi adam!
Ayakta dimdik duran,
İleriye bakan,
Hizmet için yanıp tutuşan!
Bize adam lazım, adam.
Adam gibi adam!
Üretimden yana olan,
Bilim ve sanatla yoğrulan,
En az üç dil konuşan!
Bize adam lazım,adam.
Adam gibi adam!
İnsanlarla barışık olan,
Dünyada saygınlığı olan,
Etrafına umut saçan!
Bize adam lazım, adam.
Adam gibi adam!
Benim aradığım anlaşılan,
İdeal insan.
Ararım bir türlü bulamam,
Bu zamanda nerde bulacan,
Ne olursa olsun usanmam,
Buluncaya kadar arayacam!

DİL DEDİĞİN…

Senin dilin, var ya dilin,
Kimliğindir, senin dilin.
Senin dilin, var ya dilin,
Benliğindir, senin dilin.

Senin dilin, var ya dilin,
Zehir saçar, senin dilin.
Senin dilin, var ya dilin,
Kalbi okşar, senin dilin.

Senin dilin, var ya dilin,
Seni yıkar, senin dilin.
Senin dilin, var ya dilin,
Sana bakar, senin dilin.

Senin dilin, var ya dilin,
Savaştırır, senin dilin.
Senin dilin, var ya dilin,
Barıştırır, senin dilin.


OL VAZIYET…

1923 senesinde,
Lozan denilen bir sehirde,
Dunyanin ileri gelenleri,
Koskoca adamlar,
Oturmuslar,
Konusmuslar,
Bana hic sormadan,
Beni Yunanistan’a,
Evlatlik birakmislar.
Demokrasinin besigindeyim,
Inanin rahat degilim.
Yillardan beri,
Dert kupuyum.
Sorunlarla yukluyum.
Yok beni anlayan buyugum.
Ben baris koprusuyum.
Uzerimden kimse gecmez,
Bana kimse guvenmez,
Ben hayata kusmusum.
Ben anasiz babasiz miyim?
Baksaniza boynum bukuk benim.
Kendi oz yurdumda,
Sanki yabanciyim.
Guven duyulmaz bana.
Kim bilir,
Belki dusman bile sayilirim.
Esitlik icin cirpinirim,
Her tarafi dolasirim.
Hakliyim ama,
Hep haksizim.
Yurtseverlikten odun vermem,
Buna ragmen,
Suphe ile karsilanirim.
Ulkeme karsi,
Tum yukumluklerimi,
Yerine getiririm.
Vergimi veririm,
Askerligimi yaparim,
Gerektiginde,
Vatanim icin,
Canimdan da olurum.
Gel gelelim,
Canim gibi sevdigim,
Oz topragimda,
Milli kimligimle orgutlenemem,
Garip ama,
Ulke hukukunu karsimda bulurum.
En dogal hakkim olmasina ragmen,
Ben ondan mahrumum.
Ben azinlik cocuguyum,
Baskadir benim hamurum.
Hic sucum yok iken,
Ben omur boyu sucluyum.
Vatanimla Ana Vatanim anlasamazlar.
Birbirlerine bir sey yapamazlar,
Gelin gorun,
Cezasini ben cekerim.
Sanki ben,
Ana Vatanimin piyonuyum.
Sanki ben,
Samar cocuguyum.
Memleketimin ciftcisiyim.
Memleketimin irgatiyim.
Memleketimin hamaliyim.
Ayak islerine ben bakarim.
Aclikla karsi karsiya kalmisim.
Hakkimi aramaya kalktigimda,
Gostermelik destek cok,
Ama elimden tutan yok,
Her zaman oldugu gibi,
Kaderimle bas basa kalirim.
Korkarim,
Korkutulurum,
Devamli,
Diken ustunde otururum.
Egitimim mi dediniz?
Bu konu derin.
Isterseniz hic girmeyelim.
Size simdilik,
Su kadarini soyleyebilirim.
Dogru durust,
Ne Turkce’yi,
Νe de Yunanca dilini ogrenebilirim.
Bu benim en buyuk derdim.
Kendimi,
Kendi insanlarima bile anlatamam.
Surekli yakinirim,
Ha bire haykiririm.
Bilgili,
Bilincli,
Genclerimi ararim.
Asla umutsuz degilim.
Bugun Avrupaliyim.
Insallah pek yakinda,
21. asirda,
Yolumu bulurum.
Unutmayin beyler,
Ben de insanim.
Unutmayin beyler,
Ben de insandan olmayim.
Unutmayin beyler,
Ben de sizden farksizim!

HAKLARIMI ISTERIM

Bilir misin ne isterim?
Egitimim ilk dilegim.
Yoneteyim vakiflari,
Onlar benim, benim beyim!

Temsilcimi ben seceyim.
Vatanimla ovuneyim.
Demokrasi besigidir,
Avrupa’dir memleketim!

Haklarimi verirsen bil,
Uzatamaz insanlar dil.
Amacimiz uzum yemek,
Bagcilari dovmek degil!

BOYLE KAFAYA…

Ne adam da, ne adam.
Kim sorarsa,tek, adam!
Cok cektik bu adamdan,
Gitmedi basimizdan!

Egitimli aramam.
Birliktelik yok anam.
Tek adam, hep aranan,
Bizde pek cok, bunlardan!

INSALLAH!

Bak, icim yara, kalbim paramparca.
Benim isyanim bilim adamina.
Kayitsiz kaliyor, sahip cikmiyor,
Kendi dunyasina, insanlarina!

Neden bakmazsiniz etrafiniza?
Guvenilmez ki, bencil olanlara.
Kambur olanlardan bezdik, cok cektik,
Kavusacak miyiz dik duranlara?


FÜSUN SUKA

KORKMA!

Yalnızlıktan korkma,
Yoldaşın olurum.
Sevgisizlikten korkma,
Sevgilin olurum.

Karanlıktan korkma,
Işığın olurum.
Dertlerden korkma,
Dermanın olurum.

Hastalıktan korkma,
İlacın olurum.
Ölümden korkma,
Cennetin olurum!


SEVİYORUM

Gidiyorum,
Diyemiyorum.
Düşünüyorum,
Bilemiyorum.

Haykırıyorum,
Duyuramıyorum.
Seviyorum,
Hissettiremiyorum.

Koşuyorum,
Yetişemiyorum.
Bekliyorum,
Dayanamıyorum.

YOK

Kimseye ödenecek borcum yok.
Kimseyle uğraşacak vaktim yok.
Birilerini çekiştirecek halim yok.
Hele hele ardından koşacak zamanım yok!

 

YALVARIŞ

Ben bu dünyayı anlamıyorum.
Yetti canıma dayanamıyorum.
Artık sevgisiz yaşayamıyorum.
Yardım et Allah’ım hak etmiyorum!


ARKADAŞ

Üzüntüleri kendine dert etme.
Kendine yepyeni bir hayat kur.
Bu felsefeden vazgeçme.
Yaşamana bak arkadaş!


İSTER

Acı,
Zamanla geçer.
Hasret,
Beklemek ister.
Ateşi,
Söndürmek ister.
Ayrılık,
Dayanmak ister.
Kader,
Razı olmak ister.
Sevmek,
Anlayış ister.
Karanlık,
Işık ister.
Şeytanın,
Ayağını kırmak ister.
Giden,
Yol ister.
Düşen,
Kalkmak ister.
Veren,
Almak ister.
İster, ister…
Ama,
Bunları da,
Bilmek ister!

KALBİM YANIYOR BABAM

Sol tarafım ağrıyor,
Kalbim yanıyor BABAM.
Yetim kaldım,
Yaralıyım BABAM.
Bahtı karalıyım BABAM.
Yatağın boş kaldı BABAM.
Her baktığımda,
Seni görüyorum BABAM.
Elbiselerini koklayıp,
Öpüyorum BABAM.
Göz yaşlarım tükendi,
Toprağını sulayamaz oldu BABAM.
Sensizlik bana,
Bir ölüm BABAM.
İçimdeki ateşle,
Her gün,
Mezarının başındayım BABAM.
Hıçkıra hıçkıra,
Ağlıyorum BABAM.
Komşular,
Beni gördüğünü söylüyorlar BABAM.
Ama ben,
Yalnız kokunu duyabiliyorum BABAM.
Sol tarafım,
Kalbim çok yanıyor BABAM.
Babam sağ olsaydın da,
Köşemizde otursaydın.
Nasihatine muhtacım BABAM.
Sensiz,
Hiç bir şeyin,
Tadı kalmadı BABAM.
Demek ki…
Her şeyin,
Bir sonu varmış BABAM.
En kıymetlimizdin,
Seni,
Toprağa yattırdılar BABAM.
Üşüyor musun BABAM?
Yatağında yatmayıp,
Dizimde yatmak isterdin BABAM.
Kızımın kucağında yatayım derdin BABAM.
Şimdi ne yapıyorsun,
Canım BABAM?
Melekler seninledir BABALARIN en tatlısı,
Mekanın cennet olsun,
Huzur içinde yat BABAM!
Çok özledim BABAM.
Onurunu,
Bana bıraktın BABAM.
Geri dönüşü olmayan yerlere gittin BABAM.
Bana geceler haram oldu BABAM.
Hançerler saplanıyor kalbime,
Günden güne,
Yıkıldığımı anlıyorum BABAM.
Yaralarım daha çok kanıyor BABAM.
Onlar bile,
Seni özledi BABAM.
Rüyalarımda bana gel,
Yaralarıma merhem ol BABAM!
Sol tarafım yanıyor BABAM.

VARDI!!!

Sevgiler vardı yıpratılmamış.
Duygular vardı köreltilmemiş.
Aşklar vardı incitilmemiş.
İnsanlar vardı sömürülmemiş.

Geceler vardı aydınlanmamış.
Kalpler vardı parçalanmamış.
Güzellikler vardı kirletilmemiş.
İnsanlık vardı unutulmamış!


ÖĞÜT

Kimsesizlik seni korkutmasın,
Çaresizlik seni yıldırmasın,
Yalanlar seni aldatmasın,
Acılar seni yıpratmasın.

Bahçendeki çiçekler solmasın,
Kalbindeki sevgiler eksik olmasın,
Umutların hiç kırılmasın,
Hayattaki zorluklar seni yıkmasın.

 

SENSİZLİK ÇOK ZORMUŞ BABAM

Dünyada eşi benzeri olmayan,
İçi dışı bir,
Melekler gibi tertemiz,
Bir kalbin vardı BABAM.
2011’in 16 Eylülünde,
Cuma sabahı,
Melek oldun,
Uçtun BABAM,
Hiç haber vermeden BABAM.
Sanki kıskandılar sevgimizi BABAM,
Uçurup aldılar benden seni BABAM.
"BABAMı bana bağışla ALLAH’IM,"
Diye dualar ederdim her gün.
Demek ki seni benden çok sevmişler BABAM.
Bırakmadılar bana BABAM.
O gün son suyunu kana kana içirmiştim.
Kokulu mendillerle o gül yüzünü silmiştim.
Öpüp koklayarak sana,
Benim bebeğim demiştim.
Sen de gülümseyip,
Başını sallamıştın.
BABAM yarınlarım karardı,
Dünüm bitti BABAM.
Kuruyan göz yaşlarım,
Yeniden yaşardı BABAM.
Hayallerim yarıda kaldı,
Sanki dünyam durdu BABAM.
Tek tesellim,
Mezarın oldu BABAM.
Her gün mezarına gelip,
Seninle konuşuyorum BABAM.
Çok özledim,
Daha şimdiden BABAM.
Sensiz nasıl yaşarım ben?
Evimizin direği çöktü BABAM.
Kalbim sanki atmıyor BABAM.
Sensiz nefes alamıyorum, nefes.
O güzel kokun buram buram kokuyor,
Toprağın üzerinden dahi duyuyorum BABAM.
Yalnız beni değil BABAM,
Bütün sevenlerini ağlattın BABAM.
"O bir melekti" dediler,
"Cennet onun hakkıdır" dediler BABAM.
Demek ki onlar da anlamışlar BABAM.
Çünkü sen bir melek gibi uçup,
Gittin BABAM.
Allah’ım BABAMI yalnız sana verebildim.
Çünkü sen verdin,
Sen aldın.
Başka kimselere veremezdim Allah’ım.
Bana sabır ver Allah’ım,
Yardım et Allah’ım.
Sana yalvarıyorum Allah’ım.
Doyamadım BABAM,
Seni kalbime gömdüm,
Ben ölünceye kadar,
Hep orada yaşayacaksın BABAM.
Böyle bir BABANIN kızı olmaktan gurur duydum BABAM,
Ölünceye kadar da hep duyacağım BABAM.
Mekanın cennet olsun,
Gül kokulu BABAM.

Not. Senin için yanıp tutuşan biricik canın kızın

 

BEN

Boşa hiç zaman harcamadım.
Yok saymayı senden öğrendim.
Ona buna benzemem, oyuna gelemem.
Ölene kadar seni bekleyemem!

 

BİTMEZ

Yalanın gerçekle yarışı,
Zamanın ömürle yarışı,
İnsanın hayatla savaşı,
Sevenin hasretle yarışı bitmez!

 

YAŞAMAZMIŞ

Aldatan,
Aldanırmış.
Sevmeyen,
Terk edilirmiş.
Terk eden,
Unutulurmuş.
Doğmayan,
Yaşamazmış.



SEVMEK

Sevmek bir çiçeği.
Sevmek bir güzeli.
Sevmek bir gerçeği.
Sevmek bir seveni.

Sevgisiz yaşanmaz.
Sevgisiz yeşermez.
Sevgisiz sevgi olmaz.
Sevgisiz dünya olmaz.

Sev seni seveni.
Sevme seni sevmeyeni.
Sevgi yürek ister.
Sevgi yaşatmak ve yaşamak ister!


SENİN İÇİN

Bilseydin senin için,
Bir kuş gibi uçar gelirdim.
Bilseydin senin için,
Güneşi gökyüzünden indirirdim.

Bilseydin senin için,
Dünyayı yakar geçerdim.
Bilseydin senin için,
Hayatımı verirdim.

Bilseydin senin için,
Dağları delerdim.
Bilseydin senin için,
Bu yolda ölürdüm.

 

SANMIŞTIM

Ben herkesi kendim gibi bilmiştim.
Seni, adam gibi adam sanmıştım.
Kalbimi sana verip, sakla demiştim.
Sen ise, ortalarda bırakıp gitmiştin.



SANA

Sana “ canım” dedim,
Çıksın dedin.
Sana ” aşkım” dedim,
Bitsin dedin.
Sana “ gülüm” dedim,
Kurusun dedin.
Sana “ kuşum” dedim,
Uçsun dedin.
Sana ” ömrüm” dedim,
Tükensin dedin!

EVİM,EVİM, GÜZEL EVİM!

Evlerimizi yıktılar.
Ocaklarımızı kararttılar.
Yeni, yeni evler kurdular,
Komşularımızı dağıttılar.
Çiçekli bahçemizin üzerini,
Yosunlar bağlamış.
Her yeri otlar kaplamış,
Geceler sabahsız kalmış.
Ne kapısı kaldı,
Ne de numarası.
Tulumbayı, çeşmeyi,
Kafesteki bülbülleri,
Kümesteki hayvanları,
Ağaçları, çiçekleri,
Hepsini yok ettiler.
Çocukluğumun hayallerini,
Beraberinde götürdüler.

SİTEM

Hazmedemiyorum bu haksızlıkları.
Oyuncak gibi oynatıyorlar,
Ellerinde, avuçlarında,
Bir o yana, bir bu yana.

Bu dünyada,
Dürüst olmak suçsa,
Suçluyum arkadaşlar,
Suçluyum.

Sarmış ortalığı vurdum duymazlık,
Ne sanat ne de insanlık.
Her şey zoru zoruna,
Yarınlardan umutsuzum.



POŞPOŞ MAHALLEM

Burada geçti çocukluğum,
Gençlik yıllarım.
Nasıl unuturum?
Hatıralarım hep orada.
Güneş başka doğardı,
Anılarım orada kaldı,
Doğduğum poşpoş mahallesinde.
Nasıl unuturum,
Komşum Çakır Mehmet’leri,
Bir de Karagöz’leri?
Hacı Makrina’yı,
Kiriya Tasula’yı,
Arkadaşlarım Sevim’i, Ayfer’i, Macide’yi,
Gülizar’ı, Tülin’i?
Hiç unutulur mu?
Ben oranın bir parçasıyım.
18 yaşında kaybettim arkadaşım Neziha’yı.
Hiç unutulur mu?
Ruhum bedenimden ayrı sanki,
Ağlıyorum hatırladıkça.
Yerini kimse dolduramaz,
Acısıyla, tatlısıyla,
Hatırlıyorum seni Poşpoş mahallesi.

 

GÜMÜLCİNE’LİYİZ

Burada doğdu,
Dedelerimizin dedeleri.
Burada geçti,
Çocukluğumuz, gençliğimiz.
Gümülcine’liyiz,
Biz Gümülcine’liyiz.
Masum yüzlü,
Sıcacık insanlarıyla,
İklimiyle, havasıyla, suyuyla,
Bir başkadır bizim şehrimiz.
Kıymetini bilmeliyiz.
İnsanları uysaldır,
Herkesle dost,
Herkesle barışık,
Asla kafa kaldırmazlar.
Cümle aleme yardım elini uzatır,
Bizim Gümülcine’limiz.
Yıllar yılı,
Irk, din, renk ayırmadık,
Ayırmayacağız.
Bak biz böyleyiz,
Böyle de yaşayacağız.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ