Yunanistan’da dayak olaylarından Twitter mesajlarına, ırkçılık yükselişte

Başkent Atina da dahil birçok şehri kapsayan altı aylık bir araştırmanın sonucunda hazırlanan Sokaktaki Nefret: Yunanistan’da Yabancılara Yönelik Şiddet adlı raporda, baş araştırmacı Judith Sunderland, son üç ayda Asya ve Afrika kökenli göçmenleri hedef alan en az 300 saldırı olayının tespit edildiğini ve bu saldırıların bazılarında erkek çocukları ve hamile kadınların çeteler tarafından hunharca dövüldüğünü kaydetti.

Yunanistan’da dayak olaylarından Twitter mesajlarına, ırkçılık yükselişte

Başkent Atina da dahil birçok şehri kapsayan altı aylık bir araştırmanın sonucunda hazırlanan Sokaktaki Nefret: Yunanistan’da Yabancılara Yönelik Şiddet adlı raporda, baş araştırmacı Judith Sunderland, son üç ayda Asya ve Afrika kökenli göçmenleri hedef alan en az 300 saldırı olayının tespit edildiğini ve bu saldırıların bazılarında erkek çocukları ve hamile kadınların çeteler tarafından hunharca dövüldüğünü kaydetti.

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yayınlanan bir raporda, Yunanistan’ı Avrupa’ya geçmek için bir sıçrama tahtası olarak kullanan göçmenleri hedef alan ırkçı saldırılarda bir artış yaşandığı öne sürülürken, siyasi liderler, aşırıcı grupların faşist bir devlet yaratma çabası içinde olmalarından endişe ediyor.

Yunanistan’ı kırıp geçiren ekonomik kriz ve bununla beraber gelen maaş kesintileri ve vergi zamları, vatandaşları gelecek endişesine ittikçe, ülkede göçmen karşıtlığı da artmaya başladı. Neo Nazi Altın Şafak partisi gibi gruplara göre ise suç oranındaki artışın nedeni göçmenler.

On bir milyon nüfuslu Yunanistan’da çoğu kaçak olmak üzere yaklaşık 1 milyon göçmen yaşıyor.

Yunanlı eylemciler ve ülkede yaşayan göçmenler, 24 Nisan günü Atina kent merkezinde düzenlenen ırkçılık karşıtı gösteride yürürken görülüyor. Eylemin hedefinde faşist saldırılar ve hükümetin kaçak göçmenler için açmayı planladığı gözaltı merkezleri vardı. [Reuters]

Konuyu Kamu Düzeni ve Vatandaşları Koruma Bakanlığı yetkilileri ile de görüşen Sunderland, yaptığı açıklamada, "Yetkilileri, bu bulguların, ekonomik krize rağmen son derece önemli olduğuna ikna edebilmeyi umuyoruz. Üzerine eğilmedikleri takdirde bu sorun daha kötü bir hal alacak. Ortalıkta gezip insanlara saldıran haydut çetelerinden bahsediyoruz," dedi.

2008 yılında çıkarılan nefret suçları kanunu kapsamında bugüne dek kimsenin hüküm giymediğine dikkat çekilen raporda, polisin de kurbanları ırkçı saldırılardan koruma ve saldırganları cezalandırma konusunda yetersiz kaldığı belirtildi. Yeni koalisyon hükümetine ırkçılıkla mücadele için bir plan geliştirme çağrısında bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu çerçevede polis memurlarının da eğitilmesi gerektiğinin altını çizdi. Ülkedeki polislerin yarısının Altın Şafak’a oy verdiği söylenirken, kısa bir süre önce yaşanan bir olayda ise çok sayıda polis memuru Afgan bir göçmeni dövmekle suçlanmıştı.

Seçim kampanyasında Yunanistan’ı göçmenlerden temizleme vaadinde bulunarak parlamentoda 18 sandalye kazanan Altın Şafak’ın pek çok saldırı ile bağlantısı olduğu biliniyor. Öte yandan son dönemde kamuoyunda oldukça yankı uyandıran bir Twitter mesajının arkasındaki ismin de Altın Şafak olduğu tespit edildi. Hatta üç atlamacı Paraskevi Papachristou, "Yunanistan’da o kadar Afrikalı var ki Batı Nil sivrisinekleri en azından ev yapımı yemek yiyebilecekler" şeklindeki bu mesajı kendi Twitter hesabında paylaşınca, Londra Olimpiyatları’na katılacak olan milli takım kafilesinden çıkarıldı.

Yunan üç adım atlamacı Paraskevi Papachristou, Twitter’da yazdığı bir yorumun ırkçı olarak değerlendirilmesi nedeniyle Olimpiyat kafilesinden çıkarıldı. [Reuters]

Destek toplamak amacıyla çorba evleri açan ve koruma grupları örgütleyen Altın Şafak, taktiklerini kıyasıya savunuyor.

Nitekim grup tarafından yapılan bir açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Yunanistan’daki tek ırkçılık, Yunanlılara karşı yapılandır. Kaçak göçmenlerle ilgili tek kelime eden dahi eleştirilmektedir. Bu durumda recm konusunda farklı görüşlere sahip herkesi suçlu ilan eden bir yasa çıkarmak bile daha dürüstçe bir yaklaşım olurdu."

Ülkede göçmenlere karşı pek anlayışlı bir yaklaşım hakim değil. Binlerce yasadışı göçmeni toplayan hükümet, bu iş için gözaltı merkezleri kuruyor. Başbakan Antonis Samaras de bir beyanatında Yunanistan’ı buraya ait olmayan göçmenlerden kurtarmaya öncelik vereceğini söylemişti.

Göçmenleri bir "hastalık" olarak nitelendiren Samaras, "Şehirlerimizi geri almalıyız," demiş ve ayrıca göçmenlere ve Yunanistan’da doğan çocuklarına sağlanan bir kısım hakları kısıtlamak veya geri almak istediğini de açıklamıştı.

İnsan Hakları Ulusal Komitesi Başkanı Costis Papaioannou’ya göre ırkçı şiddet meselesi, hükümetin gündem maddeleri arasında yer almıyor.

On altı yıldır Yunanistan’da yaşadığını ve bu süre zarfında ayrımcılığa uğradığını belirten 43 yaşındaki Nijeryalı göçmen Joe Osamuyi, geçtiğimiz günlerde tanık olduğuna benzer düzeyde bir şiddete ise asla maruz kalmadığını anlatıyor. Osamuyi’nin aktardığına göre, gece vakti bir otobüs durağında beklerken, bir grup saldırgan yanındaki göçmeni aniden dövmeye başlamış.

Osamuyi, "Söylemediler, ama Altın Şafakçı olduklarını biliyorum," diyor.

Aslen bilgisayar uzmanı olan Osamuyi, "Altın Şafak, ülkedeki sefalet ve yoksulluk ortamından yararlanarak ortalığı karıştıran, Yunan halkının geleceğe endişeyle bakmasına neden olan bir grup sadece," diyor. Burada ancak komi olarak iş bulabilen Osamuyi, çalıştığı yerde de ırkçı ve önyargılı yaklaşımlara maruz kaldığını ifade ediyor.

Yunanistan’daki Afrikalı göçmenler, ırkçılık ve şiddet tehdidi ile karşı karşıya. [Andy Dabilis/SETimes]

Bununla birlikte, ülkede ırkçılığın azaldığı yönünde hiçbir işaret de yok. Kendisini parlamentoya sokan 17 Haziran seçimlerinin hemen öncesinde, televizyonda katıldığı bir canlı yayın sırasında iki sol görüşlü milletvekiline saldırmakla suçlanan Altın Şafak Sözcüsü İlias Kasidiaris, Yunanistan’ın, düşmanları tarafından "bilinçsiz, vatansız ve kültürsüz, insanlık dışı varlıkların yaşadığı berbat bir sömürgeye" çevrilmek istendiğini öne sürerek, sınırlara mayın döşenmesi çağrısında bulunuyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Atina temsilcisi Ketty Kehayioylou, "Yunanistan’da ırkçılık meselesi karmaşık bir konu. Mülteci ve göçmenleri hedef alan ırkçı şiddet olaylarında tehlikeli bir artış var," diyerek, kimi grupların ülkedeki huzursuzluk ortamından yararlanmak istediğine değiniyor.

Kehayioylou, mevcut durumu "Halk, ekonomik krizin neden olduğu hayal kırıklığı ve toplumsal huzursuzluk yüzünden duygusal açından dolmuş durumda ve kendisine bir günah keçisi arıyor," diye yorumluyor. Ülkedeki saldırıları takip etmek amacıyla geçtiğimiz yılın sonlarına doğru pilot bir program başlatan BMMYK, o dönemde konuya ilişkin açıklamasında Yunanistan’da ırkçı şiddetin "korkutucu bir hızla yayıldığına ve ülkenin zaten sorunlu olan sosyal bütünlüğünü tehdit ettiğine" dikkat çekmişti.

Irkçılığa Karşı Kampanya adlı Atina merkezli oluşumla birlikte çalışan Pakistanlı göçmenler grubunun başkanı Javied Aslam da ırkçı saldırılara maruz kalanlardan. Göçmenlerin kaldığı yedi ayrı eve zorla girerek burada yaşayanlara saldıran ve eşyalarına zarar veren saldırganlar, Aslam ve başka göçmenleri öldüresiye dövmüş.

Yaşadıklarını İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacıları ile paylaşan Aslam, "Birileri bu faşist çeteleri durdurmalı," diyor.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ