Yunanistan Batı Trakya Türk Azınlığı`nın İslâm Hukuku`nu ortadan kaldırmaya çalışıyor

Yunanistan Batı Trakya Türk Azınlığı`nın İslâm Hukuku`nu ortadan kaldırmaya çalışıyor

İngiltere`de giderek artan sayıda İngilizin, resmi mahkemelerin hantallığı nedeniyle ihtilaflarını çözmek için şeriat mahkemelerine başvurdukları ortaya çıktı. Avrupa Birliği üyesi İngiltere’de hal böyleyken, Yunanistan hükümeti ve Yunan hukukçuları Batı Trakya Türk Azınlığı’nın Evlilik, Aile ve Şahıs Hukuku ile ilgili olarak Lozan Antlaşması gereği özerk bir statüyle İslâm Hukuku’na tabi olmasını Avrupa Birliği (AB) normlarına aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyorlar. İngiltere’deki durum, Yunanistan’ın iddiaları ve yapmak istedikleriyle çelişmektedir.

İngiliz basınında yer alan habere göre resmi hukuk sisteminin hantallığı ve mevzuattaki karmaşıklık nedeniyle gayrı Müslimler de, ihtilaflarını daha kısa sürede çözebildikleri şeriat mahkemelerine yöneliyor. İngiltere`de gönüllülük esasına göre çalışan ancak verdiği hükümler yürürlükteki sistem nezdinde de bağlayıcı olan Müslüman Tahkim Mahkemesi(MAT), bakılan davaların yüzde 5`inin gayrımüslimlerle ilgili olduğunu, yılbaşından bu yana İngilizlerle ilgili 20 davaya bakıldığını belirtti. MAT Sözcüsü Freed Chedie, İngiliz mahkemelerinin aksine şifahi anlaşmalara ağırlık vermelerinin de tercih nedeni olduğuna dikkat çekti.

İNGİLİZLER DE İSLÂM HUKUKU’NU TERCİH EDİYORLAR

Geçen ay Müslüman olmayan bir İngiliz’in, araç filosunun kârıyla ilgili ihtilaf nedeniyle Müslüman ortağını mahkemeye şikâyet ettiğini anlatan Chedie, müştekinin daha önce yaptıkları sözlü anlaşmaya dayanan iddialarını mahkemenin haklı bulduğunu ve Müslüman ortağı 48 bin sterlin tazminata mahkum ettiğini belirtti. Daha önce evlilik ve aileyle ilgili davalara bakan mahkemelerin, artık ticari ihtilafları da ele almaya başladığına dikkat çekiliyor.

MAHKEMELERİN SAYISI ARTACAK

İngiltere`de 1996 tarihli Tahkim Yasası kapsamında hukuki statüsü bulunan MAT, Londra, Bradford, Birmingham, Coventry ve Manchester`da faaliyet gösteriyor. Talep üzerine 10 kentte daha mahkeme açmayı planlayan MAT yetkililerinin, gayrı resmi faaliyet gösteren diğer `şeriat mahkemelerine` uzanarak, dava süreci ve hükümlerle ilgili bütünlük sağlamayı amaçladığı belirtiliyor. Civitas adlı kurumun araştırmasına göre camilerdekiler de dahil olmak üzere İngiltere`de halen 85 şeriat mahkemesi faaliyet gösteriyor. Resmi kurumlar, İngiliz yasalarına aykırı olmadıkça, ihtilafların mahkeme dışında hakemler aracılığıyla çözülmesine ses çıkarmıyor.

YUNANİSTAN: İSLÂM HUKUKU AB NORMLARINA AYKIRIDIR

Batı Trakya Türkleri’ne Lozan Antlaşması’yla verilen özerklik statüsü gereği hukukî alanda da tanınan özerkliğin, Yunanistan tarafından hukuka aykırı bir şekilde ortadan kaldırılmaya çalışılmakta olduğu bilinmektedir. Uzmanların tespitlerine göre, Yunanistan idaresinin hukuk dışı bu uygulamalarıyla asimile etmeye çalıştığı Batı Trakya Türk Azınlığı’nın özerk yapısını tamamen ortadan kaldırmak istediği anlaşılmaktadır.

Zaman-zaman gerek İskeçe ve Rodop illerinde gerçekleştirilen çeşitli hukuk panelleri ve konferanslarda Yunanistan’ın çeşitli illerinden katılan baro başkanları ve hukukçular, gerekse hükümet yetkilileri Batı Trakya Türk Azınlığı’nın kısmî olarak (Evlilik-boşanma, velâyet, veraset, vekâlet) İslâm Hukuku’na tâbi olmasını AB normlarına ve hukuk anlayışına aykırı olduğu gerekçesiyle şiddetle karşı çıkıyorlar. Yunan hükümetinin izlemiş olduğu sert Azınlık siyaseti gereği baskı altına aldığı Yunan hukukçularına da “AB’de çok hukukluluk olamaz” söylemini tekrarlatmakta olduğu müşahede edilmektedir.

YUNANİSTAN’DA ÇİFTE STANDART

Bir AB üyesi ülke olan ve dünyanın en ileri demokrasilerinden biri olarak gösterilen İngiltere’de ise Yunan idaresinin ve hukuk adamlarının tam tersine bir anlayışın ve uygulamaların hakim olduğu görülmektedir. Dünyanın en çağdaş hukuk sistemlerinden biri olarak adlandırılan İngiliz Hukuku’nun bu uygulamalarından Yunanistan’da hiç söz edilmemesi dikkat çekmektedir.

AZINLIK VE UZMANLAR NE DİYOR?

Azınlık ileri gelenleri ve bilim adamları, “Yunan hükümeti Batı Trakya Türk Azınlığı’nın Lozan Antlaşması’ndan doğan dinî ve hukukî özerklik statüsünden rahatsız değilse ve bu statüye sadece AB normlarına aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyorsa, o zaman İngiltere’yi örnek alması gerektiğini ve bu örnekten hareketle mutlaka bir çıkış yolunun bulunabilir”liğine işaret etmektedirler.

Uzmanlar, İngilizlerin, İslâm Hukuk Usulü’nün çağın icaplarına uygun bir şekilde yorumlandığında, günün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde sorunlara çözüm getirdiğini gördükleri için bu hukuka başvurmakta olduklarını belirtiyorlar.

Uzmanlar, İslâm Hukuku’nun çağın icaplarına göre uygulandığında faydalı olabileceğine, ancak sadece eski içtihatların bugünkü meselelere tatbikinin çağ dışılık ve hukuka aykırılık olacağının altını çiziyorlar.

SORUNUN KAYNAĞI VE ÇAĞ DIŞILIK İDDİALARINA CEVAP

Bu değerlendirmeler ışığında söylenebilir ki, Yunanistan’daki sorun “AB’de çok hukukluluk” veya “AB normlarına aykırılık ve çağ dışılık” değildir. Burada asıl sorun meselenin ilmin ışığında ve iyi niyetle ele alınmamasıdır.

Meseleye vâkıf bilirkişilerin araştırmalarına göre, Batı Trakya’daki Müftülüklerden çıkan fetvaların iddia edildiği gibi kadınları ve özellikle kız çocuklarını mağdur etmesi İslâm’ın kesin hükümlerinden değil, İslâm Hukuku uzmanı olmayan ve genel anlamda hukuk bilgisine malik olmayan sözde müftülerin sözde “içtihat”larından kaynaklanmaktadır. Azınlığın aydınları ve ileri gelenleri Yunanistan’ın, asimilâsyon plânlarına uyduğu için halkın kabul etmediği cahil kişileri müftülük makamına atayarak, bu sorunu bilinçli ve kasıtlı olarak körüklediğini iddia etmektedirler.

MESELE NASIL ÇÖZÜLÜR?

Uzmanlar, Batı Trakya’daki “İslâm Hukuku Uygulaması”ndan kaynaklanan sorununun Müftülüklere ehil kişilerin yerleştirilmesiyle çözülebileceğini söylemektedirler.
İslâm Hukuku konusunda uzman; hem İslâm Hukuku’nu ve hem de beşerî hukuku bilen, en azından bunlarla işbirliği yapabilecek veya onlara danışabilecek donanımlı kişilerden oluşacak bir dairenin oluşturulmasıyla sorun kalmayacağı ilimden ve bilimden nasibini almış sağduyulu insanların ortak görüşüdür.

BALKANLARDAKİ MÜSLÜMAN AZINLIKLAR İÇİN İSLÂM HUKUKU “AZINLIK STATÜLERİ” GEREĞİ ŞARTTIR

Bazıları meseleyi Türkiye ve diğer İslâm ülkeleriyle karşılaştırarak karşı çıkmaktadırlar. Ancak uzmanlara göre bu da yanlış bir yaklaşım biçimidir. İkisinin çok farklı olaylar olduğunu belirtiyorlar. Aslında Batı Trakya veya Balkanlar’da yaşayan Azınlıkların “İslâm hukukuna” tâbi olmalarının, tamamen Azınlık olmaktan kaynaklanan özerk bir statüye sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Onlara göre, İslâm Hukuku’nun çeşitli bahanelerle ortadan kaldırılması, uluslar arası sözleşmelerle kazanılmış ve “Özerklik” sağlayan “Azınlık Statüsü”nün kaybedilmesi anlamına gelir.

“Azınlık Statüsü”nün ortadan kaldırılması, Batı Trakya Türkleri’nin tarih sahnesinden kaybolması anlamına gelmektedir. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın ise böyle bir gelişmeye onay vermesine ihtimal dahi verilmemektedir. Bu onlar için asla kabul edilemez bir olaydır. Böyle bir girişimin Azınlık toplumu içerisinde büyük infiallere sebebiyet vermesi beklenmektedir.

“İLERİCİ-GERİCİ” SÖYLEMLİ BÖLÜCÜ OYUNLARA DİKKAT

Yunanistan’ın, kendi sinsi emellerine ulaşabilmesi için Batı Trakya Türk Azınlık toplumu içerisinde yapay bir ilerici-gerici, lâik-anti laik sürtüşmesi ortaya çıkarmaya çalıştığı görülmektedir. Genel olarak Türkler’in dindar veya dine saygının belirgin olduğu bilinen Batı Trakya’da dinî duyarlılıkları biraz daha ön plânda olan insanlarımızın dinî duyguları istismar edilerek, imanları yerinde fakat dinî amelleri daha az olanlarla aleyhine kışkırtılmaya çalışılmaktadır. Aynı şekilde kendilerini lâik olarak adlandıranlar da çağ dışılık söylemiyle kışkırtılarak, dindar kesimle çatıştırılmaya çalışılmaktadır. Yunanistan idaresince bu şekilde bölücülük yapıldığı ve durumdan vazife çıkarılmaya çalışıldığı, Yunan basınında çıkan yazı ve haberlerden ve devlet yetkililerinin söylemlerinden anlaşılmaktadır.

Batı Trakya Türkleri’nin bu tür çirkin ve bölücü oyunlara alet olmadıkları, günümüze kadar sergiledikleri sağduyulu tutum ve açıklamalardan, birlik ve beraberlikten anlaşılmaktadır.

Batı Trakya Türkleri’nin gerek Rodop ve özellikle İskeçe İlinde rekor oyla Azınlık milletvekili seçmiş olmaları, gerekse camilere akın ederek dinî liderlerini seçme başarısını ortaya koyabilmiş olmaları, bundan böyle de bölücü oyunlara asla geçit vermeyeceklerinin en büyük kanıtı olarak gösterilmektedir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ