T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Batı Trakya’da

T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Batı Trakya’da

Yunanistan’a gerçekleştirdiği iki günlük tarihi ziyaret kapsamında 8 Aralık Cuma günü Batı Trakya’ya gelen Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümülcine’de binlerce Batı Trakya Türkü tarafından coşkuyla karşılandı. Erdoğan, soydaşlara çağrıda bulunarak, “Sizlerden, şartlar ne olursa olsun benim isteğim şudur: Birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma içinde olmanızı istiyoruz. Birbirinize kenetlenmelisiniz.” dedi.

Tarihi ziyaretinde tarihi açıklamalarda bulunan Erdoğan’ın en çarpıcı ifadelerinden birisinde şöyle dedi: “Bu devlette benim buradaki 150 bine yakın soydaşım Yunanistan Cumhuriyeti’nin devleti, bayrağı altında yaşıyor. Bizim isteğimiz şudur: Yunanistan Devleti benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli.”

CUMA NAMAZINI KIRMAHALLE CAMİİ’NDE KILDI

Yunanistan’a 7 Aralık Perşembe günü gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan Atina’da temaslarda bulundu. Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ve Başbakan Aleksis Çipras ile görüşen Erdoğan, görüşmelerden sonra Pavlopulos’un onuruna verdiği akşam yemeğine katıldı.

Erdoğan, 8 Aralık Cuma sabahı başkent Atina’dan ayrılarak Batı Trakya’ya hareket etti. Hava yoluyla Dedeağaç’a gelen Erdoğan oradan da karayoluyla Gümülcine’ye geldi.

Cuma namazını kılmak için Kırmahalle’ye gelen Cumhurbaşkan Erdoğan çiçeklerle karşılandı.

Mahallede ikamet eden bir soydaşın evinde konuk olan Cumhurbaşkanı, soydaşın evinde abtest aldı daha sonra Kırmahalle Camii’ne giderek soydaşlarla Cuma namazı kıldı. Erdoğan, namaz sonrası soydaşlarla tek tek selamlaştı.

CELÂL BAYAR LİSESİ’Nİ ZİYARET ETTİ

Kırmahalle Camii’nde kılınan Cuma namazının ardından Cumhurbaşkanı Celal Bayar Azınlık Lisesi’ne hareket etti. Okula yürüyerek gitmeyi tercih eden Erdoğan’a Batı Trakyalılar  sevgilerini onun lehinde sloganlar atarak gösterdi.

Yolun her iki tarafını tıklım tıklım dolduran soydaşlarla selamlaşan Erdoğan’ı Celâl Bayar Azınlık Lisesi bahçesinde daha da büyük bir kalabalık karşıladı.

Erdoğan önce Rabia işareti yaparak kalabalığı selamladı ardından okul idaresi, öğretmenler ve encümenlerle kısa bir görüşme yaptı.

Ziyaretin sonunda okul bahçesinde kendisini bekleyen Batı Trakyalı kardeşlerine konuşma yapan Erdoğan, birlik beraberlik  vurgusu yaptı, öğrencilere tavsiyede bulundu. Türkiye’nin eski Cumhurbaşkanı Celâl Bayar tarafından tam 65 yıl önce ziyaret edilen ve açılışı yapılan Celâl Bayar Azınlık Lisesi’nden Cumhurbaşkanı Erdoğan alkışlarla uğurlandı.

ERDOĞAN GÜMÜLCİNE SOYDAŞLARA SESLENDİ

Yunanistan’a Cumhurbaşkanı düzeyinde 65 yıl sonra yapılan tarihi ziyareti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Gümülcine’de soydaşlara yaptığı konuşmayla tamamladı ve  anavatana döndü.

Kırmahalle Camii’nde soydaşlarla Cuma namazı kıldıktan sonra kendisini binlerce soydaşın beklediği Celâl Bayar Azınlık Lisesi’ni ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,  Gümülcine  ziyaretini Chris&Eve hotelinde Batı Trakyalı Türklere yaptığı konuşmayla tamamladı.

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın salondaki konuşmasından önce kürsüye gelen T.C. Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu yaptığı kısa konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan ziyaretinin Atina durağında Batı Trakya Türklerine yönelik açıklamalarına ilişkin, “Batı Trakya Türk azınlığının müzminleşen sorunlarını ilk defa bu kadar güçlü bir tonda dile getirmiş olmanız, hakikaten sahiplik duygunuz bakımından büyük bir cesaret vermiştir.” dedi.

Batı Trakya’nın tarihi bir güne tanıklık ettiğini belirterek Çavuşoğlu, Erdoğan’a hitaben “Zatıalinizin tam 65 yıl sonra buraya gelen ilk cumhurbaşkanı olarak bu topraklara teşrif etmesi, tüm bu toplumu ziyadesiyle mutlu etmiş ve onların gelecek günlere ilişkin güvenini tam manasıyla teminat altına almıştır.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Erdoğan’ın 2004 yılında başbakan olarak da Batı Trakya’yı ziyaret ettiğini anımsatarak, “Biliyoruz ki sizlerin kalbi her zaman için gönül coğrafyamızda, Balkanımızda yaşayan insanımız için çarpmakta ve onların her türlü meselesiyle ilgilenmektesiniz.” diye konuştu.

Erdoğan’ın resmi temasları kapsamında Atina’da Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos ve Başbakanı Aleksis Çipras ile yaptığı görüşmeye değinen Çavuşoğlu, Erdoğan’a hitaben şunları kaydetti:

Batı Trakya Türk Azınlığı’nın müzminleşen sorunlarına ilk defa bu kadar güçlü bir tonda dile getirmiş olmanız, hakikaten sahiplik duygunuz bakımından büyük bir cesaret vermiştir. Emin olunuz ki bu sahiplik duygusu buradan dalgalar ve haleler halinde tüm Balkan coğrafyasını kaplayacak, bütün dünya coğrafyası sizlere her zaman dua ettiği gibi, aynı duasını bundan sonra da sürdürmeye devam edecektir. Buranın bir evladı olarak, bu yaşıma kadar görmüş olduğum en mutlu günü görüyorum. Tüm Batı Trakya Türk Azınlığı önünde size şükranlarımı sunuyorum.”

T.C. Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu kısa konuşmasının sonunda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüye teşriflerini arz etti.

Yoğun alkış ve sloganlar eşliğinde kürsüye gelen Erdoğan salonu tıklım tıklım dolduran yaklaşık 3000 soydaş tarafından ayakta alkışlandı.

Salondaki konuşmasında Atina’da Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ve Başbakan Aleksis Çipras’la yaptığı görüşmelere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın sorunlarına  da değindi ve soydaşlara birlik beraberlik vurgusu yaptı.

“AİHM’NİN (TÜRK DERNEKLERİNİN TANINMASI) KARARLARININ UYGULANMASINI BEKLİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan soydaşlara yaptığı konuşmada şunları belirtti;

“Başbakanlığım döneminden bu yana Yunanistan’la ilişkilerimizi geliştirmek öncelikli hedeflerimiz arasında yer almıştır. 2010’da iki ülke arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’ni kurduk. Şimdi de bu tarihi ziyareti gerçekleştirdik. Tüm bu gelişmeler, bizim kararlı adımlarımızın sonunda mümkün olabildi. Yunanistan ile her alanda üst düzey diyaloğumuzun gelişmesine özel önem veriyoruz. Sayın Başbakan da geçtiğimiz ramazan ayında iftarını sizlerle açmış ve teravih namazını da sizlerle birlikte eda etmişti. Bugünkü ziyaretim kapsamında Atina’da sayın Pavlopoulos ve sayın Çipras ile görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde ikili ilişkilerin geliştirilmesi yanında, sizlerin sorunlarını da gündemde tuttuk. Sizlerin Lozan Antlaşması, AB müktesabatı, Evrensel İnsan Hakları anlayışına uygun olarak her türlü imkandan yararlanmanızı istiyoruz. Bu çerçevede, AİHM’nin kararlarının uygulanmasını bekliyoruz. Görüştüğüm tüm Yunanistan yetkililerine bunları ifade ettim.”

“İNANCINI VE KİMLİĞİNİ KORUYAN  BİREYLER OLMANIZ YUNANİSTAN İÇİN  DE KAZANÇTIR”

“Yunanistan ile ikili ilişkilerimizin gelişmesi, azınlık sorunlarının çözümünü de kolaylaştıracaktır. Bu sorunların çözümü ise Türkiye ile Yunanistan’ı birbirine daha da yakınlaştıracaktır. Ülkemizde ve Yunanistan’da, tüm yaşayan azınlıkları zenginlik ve bereket kaynağı haline dönüştürmek her iki ülkeyi de güçlü kılacaktır. Özellikle bu düşünceyle Rum kökenli vatandaşlarımızın taleplerini onlarla diyalog içinde karşılamak için son yıllarda çok önemli adımlar attık. Tüm vatandaşlarımızı gibi, Rum vatandaşlarımızın da kalitelerini arttırmak için çalışmayı sürdürüyoruz. Benzer yaklaşımları Yunanistan’dan da beklemenin hakkımız olduğuna inanıyoruz.

İyi birer Yunanistan vatandaşı olarak, kendinizle birlikte bu ülke için de çalışıyor, ter döküyorsunuz. Karşılığında da Lozan’daki hükümlere, AB standartlarına uygun bir davranış beklemek hakkınızdır. Sizlerin Türkçeyi, Yunancayı ve hatta uluslararası geçerliliği olan bir başka dili çok iyi konuşan; inancını ve kimliğini koruyan, gelenekleri yaşatan bireyler olmanız, ülkeniz Yunanistan için de bir kazançtır.

Bunun için sizlerden eğitim-eğitim meselesine çok önem vermenizi bekliyoruz. Bilhassa, yüksek eğitim ve öğretim çocuğunuza yapacağınız en güzel yatırımdır. Öğrenci yokluğundan kapanan her okulun geleceğimizden sönen bir ışık olduğunu unutmayınız.”

“ATANMIŞ MÜFTÜ İLE İŞİ GÖTÜRME ANLAYIŞININ LOZAN’DA YERİ YOK”

“Burada bir konuya da özellikle değinmek istiyorum. O da şudur: Bunları gündeme getirdiğimiz için açıkça konuşmam lazım. Zaten televizyonlarda  izlemişsinizdir. Tabi, Yunanistan’da en önemli sorunlardan bir tanesi malum buradaki Başmüftülük sorunudur, din adamları sorunudur. Ve, burada atanmış müftüyle işi götürme anlayışı ve istemi var. Bunun Lozan’da  yeri yok. Tam aksine seçilmiş müftünün yeri var. Nitekim biz, seçilmiş din adamını kendi ülkemizde uyguluyoruz. Örneğin Patrik, bizim tarafımızdan atanarak görev yapan bir insan değildir. Tam aksine Sen Sinod Meclisi tarafından  seçilen bir insandır. Nitekim Sen Sinod Meclisi’ndeki sayı iyice azaldığında ben, Patrik’e bir haber gönderdim. Bize, siz, bu noktada din görevlisi gönderin, biz bu sayıyı vatandaş yapmak suretiyle dolduralım. Ve, bize isimler gönderdiler, biz onları vatandaş yaptık. Nitekim, şu anda  Sen Sinod Meclisi’nin üye sayısı 17’ye yükselmiştir. Dolayısıyla, seçme hakkı kimin? 17 kişiden oluşan  SenSinod Meclisi’nindir. Peki burada niçin bizim Başmüftümüzü, bizim din görevlilerimiz seçmesin? Niçin burada hala atama kararlılığını gösteriyorsunuz? Bu yanlış bir şey. Bunun Lozan’da yeri yok. Tabi, şunu da söylemem lazım: Biz, Lozan’ı gündeme getirdiğimizde, bir defa Lozan sadece Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir antlaşma değildir ki! Lozan’da 11 ülke taraf olarak vardır.  Burada bir şey söyleyeceğim şaşıracaksınız. Ege’nin bir kıyısında Türkiye, diğer tarafında Yunanistan. Peki Japonya’nın burada ne işi var? Japonya da taraf. Öbür tarafta  Bulgaristan, Fransa, İngiltere, bunların burada ne işi var? 11 ülke var burada. 11 ülke Lozan  görüşmelerine katıldı. Şimdi bizim söylediğimiz neydi? Bakın 94 yıl geçti. 94 yıl aradan sonra burada bir güncelleme gerekebilir, dedik. Nedir o güncelleme? Olaya illa da böyle adalar meselesi veya kara meselesi diye bakmanın anlamı yok ki. İşte bakın Başmüftülük meselesi diyoruz ki en önemli sıkıntılardan bir tanesi. Eğitim-öğretim sıkıntısı diyoruz ki en önemli meselelerden bir tanesi. Ama bizim ülkemizde böyle bir sıkıntımız yok. Mesela Rum vakıflarının gayri menkulleri vardı ve bunların biz hepsini de, çıkardık yasayı, kendilerine bedelse bedel, gayri menkulse gayrimenkul, hepsini ödemeye başladık. Niye? Hak onların da onun için. Bizim böyle bir endişemiz, korkumuz yok.”

“ARTIK BİR ÇOK ŞEYİ AŞMAMIZ LAZIM”

“Ben size çok ilginç bir şey daha söyleyeceğim. Patrik yurtdışına çıkmak istese Eyüp Kaymakamlığı’nın iznine tabidir. Fakat biz bunu uygulamıyoruz. Niye? Bir Patriklik makamı var. Bunu kalkıp da  kaymakamlığın müsaadesine bırakmak doğru olur mu? Uygulamıyoruz şu anda. Ama burada, hakikaten bazı şeyleri yaşıyoruz ki bunların olmaması lazım. Niye? Biz, artık bir çok şeyleri aşmamız lazım. Bir çok şeyler var ki artık tarih olmuş. Biz şimdi geleceğe bakalım. Geleceğe bakalım. Endişeyle birbirimize bakmanın anlamı yok. Şüpheyle birbirimize bakmanın anlamı yok. Bunları kaldıralım ve birbirimize güvenle bakalım.”

“BİZ, BİRİZ BERABERİZ”

“Başbakanla görüşürken de gündeme geldi ki ben burada soydaşlarıma da sesleniyorum. Mesela, Azınlıklar  kavramı içerisinde, burada  Müslüman Azınlık noktasından mı hareket, yoksa Türk Azınlık noktasından mı hareket. Tabi, kendileri orada Pomak, Roman da var dediler. Değerli  arkadaşlar! Bizim ortak paydamız zaten İslâm’dır, Müslüman’dır. Dolayısıyla Türkü ile, Pomağı ile Romanı ile  biz,  biriz, beraberiz. Az önce söyledim. Biz, yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Benim indimde, ha Türk olmuş, ha Roman olmuş, ha Pomak olmuş; ya biz, Yaradanı Yaradan’dan ötürü sevdik mi, bitti iş. Bitti. Bunun aksini kimse iddia edemez. Eğer birileri bunun aksini iddia ediyorsa, kendisini çek etsin, hocalarım burada.”

“YUNANİSTAN DEVLETİ, BENİM SOYDAŞLARIMDAN ASİMİLE OLMASINI İSTEMEMELİ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her zaman vurguladığı tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet vurgusunu hem Türkiye için hem de Yunanistan için yaptı. Cumhurbaşkanı şunları dile getirdi;

“Bizim  Rabia’da ne var? Tek millet, Tek bayrak, Tek vatan, Tek devlet. Tek millette ne var? Türkiye’de hangi etnik unsurlar varsa, bunların hepsi o tek millet kavramının içerisindedir. Aynı şey Yunanistan için de geçerlidir. Hangi etnik unsurlar olursa olsun bunun içindedir. İkincisi, tek bayrak. Aynı şey burada da geçerli. Yunanistan’ın da tek bayrağı var. Eğer birileri Yunanistan’da, Yunanistan bayrağının dışında bir bayrak çıkarma gayreti içerisine giriyorsa, 17 Kasımcılar olabilir ki orada sıkıntı olur. Ama bizim bir defa soydaşlar olarak, Türkler olarak, ayrı Türk bayramız var, o ayrı bir konu. Ama burada, bizim bir defa asimilasyon değil, entegrasyon noktasında bizim Yunanistan bayrağını bir kenara koymamız mümkün değil. Tek vatan 780 bin kilometre kare ülkemizde tek vatanız. Aynı şey Yunanistan da kaç kilometre kare ise buna sahip çıkılmalı. Dördüncüsü tek devlet. Bu devlette benim buradaki 150 bine yakın soydaşım Yunanistan Cumhuriyeti’nin devleti, bayrağı altında yaşıyor. Bizim isteğimiz şudur: Yunanistan Devleti benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli. Entegrasyon ayrı bir konu, ama asimile olmasını istememeli. Çünkü biz, hiçbir farklı etnik unsurdan bunu bugüne kadar istemedik, istemeyiz. En büyük haksızlık, adaletsizlik o olur. Yunanistan’ın geçirdiği ekonomik krizin etkilerinin bölgeye olumsuz yansımalarının olduğunu biliyoruz. Batı Trakya’nın ekonomisinin genel olarak toprağa bağlı olması, zorlukları da beraberinde getiriyor. Şimdi, buraya gelirken biraz derste çalıştık. Gümülcineli şair burayla ilgili ne diyor dedik:

Sağanak yağmurdu saçlarımı tarayan
Umutlarımdı takılan kar beyaz Ağustos bulutuna
Kutusunda bir söğüt ağacının
Dökülürken akşamlar geceler
Günler buğday kokuyordu.

Demek ki Gümülcine’de her şey buğday. Ama bu ara buğday çok önemli bir yer almaya başladı. Semih Kaplanoğlu’nun Buğday filmini herhalde sizler de seyredersiniz. Evet, günleri buğday kokan Batı Trakya topraklarını güçlendirmek gerekiyor. Bunun için hayata geçirilecek pek çok proje mutlaka vardır. Sizler Yunanistan vatandaşı olmakla, aynı zamanda AB üyesi bireylersiniz. AB‘nin sağladığı imkanlardan en ileri düzeyde yararlanmaya çalışmalısınız. Yunanistan ekonomisinin güçlenmesi, sizlerin de  güçlenmesi demektir. Burada üretim, ticaret ve istihdam konularında elde edeceğiniz başarılar bizleri gururlandıracaktır. Türkiye, geçmişte yaşadığı sıkıntıları, 15 yıldır sürdürdüğümüz üretim ve istihdam odaklı politikalarla aşmıştır. Sizlerin de Batı Trakya’da aynı anlayışla hareket etmeniz Yunanistan ekonomisinin düze çıkmasına katkı sağlayacaktır. Batı Trakya Türk Toplumu’nun çalışkanlığı ve basiretiyle geleceğini bu topraklarda güvence altına alacağına inanıyorum.”

“SİZLERDEN BİRLİK BERABERLİK, KARDEŞLİK VE DAYANIŞMA İÇİNDE OLMANIZI İSTİYORUZ”

“Sevgili kardeşlerim, siyasi krizler, ekonomik krizler, sosyal çalkantılar bölgemizin bir gerçeği. Bunlar en eski çağlardan beri, insanlığın adeta gözbebeği bir coğrafyada yaşamanın bedelleridir. Her şey gelip geçtiğinde, geride sadece gönül bağlarımız kalır, inancımız kalır, dilimiz, kültürümüz kalır. Bunlara sahip çıkarsak, daha nice sarsıntıyı, fırtınayı atlatır ve geleceğimize güvenle bakabiliriz. Bunun için sizlerden, şartlar ne olursa olsun benim isteğim şudur: Birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma içinde olmanızı istiyoruz. Birbirinize kenetlenmelisiniz. Lozan Antlaşması, her iki ülkede yaşayan azınlıkları ülkemize ve Yunanistan’a emanet etmiştir. Bu emanetleri gözümüz gibi korumalıyız. Biz, sorumluluklarımızın farkındayız, Yunanistan’ın da farkında olduğunu düşünüyoruz. Bizlerin burada bir araya gelmesine vesile olan herkese, özellikle otel sahibi değerli dostumuza huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.”

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ