Rauf Denktaş ebedi yolculuğuna dualarla uğurlandı

Rauf Denktaş ebedi yolculuğuna dualarla uğurlandı

Tedavi gördüğü Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Hastanesi’nde 13 Ocak 2012 cuma günü vefat eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın naaşı son yolculuğuna 17 Ocak 2012 salı günü Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Anıtı’nın da bulunduğu Lefkoşa’daki Cumhuriyet Parkı’nda on binlerce kişinin katıldığı cenaze töreniyle dualarla uğurlandı.

Türk dünyası büyük bir mücadele adamını daha ebediyete uğurladı.

Denktaş’ın mezarı için üç ayrı noktadan toprak getirildi. Rum kesimindeki Hala Sultan Tekkesi’nden, oğlunun mezarından ve anavatan Türkiye’den toprak getirildi. Denktaş vasiyetinde oğlunun mezarının yanına defnedilmek istemişti.

17 Ocak 2012 pazartesi günü üniversitede yapılan törende “Sen rahat uyu, çocuklarına kavuştun. Diğer çocukların bana emanet. Bana bıraktın onları. Evelallah bakacağım senin istediğin gibi canım… Canım, bir tanem. Tam 67 senelik kocam…” sözleriyle herkesi gözyaşlarına boğan Aydın Denktaş, cenaze namazı öncesi Rauf Denktaş’ın tabutundan ayrılamadı. Gözyaşları içinde dakikalarca tabuta sarılan Aydın Denktaş, oğlu Serdar Denktaş tarafından zorlukla uzaklaştırılabildi.

SABAHA KADAR NÖBET TUTULDU

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda 17 Ocak 2012 pazartesi günü katafalka konan Rauf Denktaş’ın naaşı önünde halkın sabaha kadar saygı geçişi sürdü. Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın çocukları ve torunları da taziyeleri kabul etti. Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın tabutu başında hem askerler hem de üst düzey devlet görevlileri tarafından saat 09.30′a kadar ihtiram nöbeti tutuldu.

Askerlerin omuzlarında top arabasına konulan Denktaş’ın cenazesi Lefkoşa’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan Selimiye Camii’ne taşındı. Cenaze arabasına eşlik eden binlerce kişi Denktaş’ı alkışlarla uğurladı. Denktaş için Türkiye’deki tüm camilerde sala verildi.

GÖKKUŞAĞIYLA UĞURLAMA

Denktaş’ın cenazesinin Selimiye Camisi’ne götürülüşü sırasında gökyüzünde beliren gökkuşağı ise tüyleri diken diken etti.

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı’nın naaşı, Selimiye Camii’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından defnedilmek üzere Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) anıtının bulunduğu Cumhuriyet Parkı’na taşındı.

TARİHİ KALABALIK

Denktaş’ın tarihi cenaze törenine katılmak için binlerce vatandaş, cenaze namazının kılındığı Selimiye Meydanı ile Sarayönü, İnönü Caddesi ve Girne Kapısı önünde meydanları doldurdu.

Yol boyunca ve özellikle Sarayönü Meydanı’nda toplanan binlerce vatandaş, Denktaş’a son görevlerini yerine getirebilmek için cenaze arabasının geçişini bekledi. Zaman zaman alkış tutan kalabalık, ellerindeki kameralarla da anı görüntülemeye çalıştı.

Selimiye Cami ve etrafında geniş güvenlik önlemleri alınırken, cami avlusuna sınırlı sayıda kişinin girmesine izin verildi. Binlerce vatandaş cami etrafında toplandı.

Töreni Türk basının yanı sıra, Kıbrıs Rum kesiminden gelen Rum gazeteciler de takip etti. Tören nedeniyle Lefkoşa Surlariçi bölgesi trafiğe kapatıldı. Lefkoşa’da, yas nedeniyle kapatılan işyerlerine ve caddelere, üzerinde ”unutmayacağız” yazılı Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın posterleri ile Türk ve KKTC bayrakları asıldı.

TABUTTAKİ AYRINTI

Denktaş’ın cenazesinin üzerine serilen bayraktaki ayrıntı ise dikkatlerden kaçmadı. Tabutun üzerine serilen bayrağın bir tarafı Türk bayrağı diğer tarafı ise KKTC bayrağından oluşuyor. Serdar Denktaş, babası Rauf Denktaş’ın cenazesiyle bir kez daha KKTC ve Türkiye’yi birleştirdiğini söyledi.

‘SEVEMEZ KİMSE SENİ…’

Denktaş için ”Tüm Türk Ulusunun ve Halkımızın Başı Sağolsun. Sizi Asla Unutmayacağız” ve ”Seni ve Cumhuriyeti Sonsuza Dek Yaşatacağız” yazılı pankartlar açan, ellerinde Türk ve KKTC bayrakları ve Denktaş posterleriyle çoluk çocuk, genç yaşlı meydanda toplanan vatandaşlara, Lefkoşa Türk Belediyesi de Girne Kapısı’nda kurduğu çorba çeşmesiyle soğuk havada ikramda bulunuyor. Denktaş’ın naaşının Selimiye Camii’ne götürüldüğü yol üzerinde duvara, üzerinde ‘‘Şehit abime, babama, dedeme selam söyle başkanım” ve ”Sevemez hiç kimse seni benim sevdiğim kadar” yazılı dövizler dikkati çekti.

Yol boyunca Denktaş’ın naaşı üzerine zaman zaman karanfil de atıldı.

ANKARA CENAZEDE

Cenaze törenine, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki genel başkanlar Deniz Baykal, Hikmet Çetin, Altan Öymen, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, DSP Genel Başkanı Masum Türker, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, merhum Başbakan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Alparslan Türkeş’in oğulları MHP milletvekili Tuğrul Türkeş, AK Parti Milletvekili Ahmet Kutalmış Türkeş ve törene iştirak eden partilerin diğer yöneticeleri katılıyor.

Törende ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Mustafa Kırımlıoğlu, Kosova’dan KDTP milletvekilleri Enis Kervan, Müferra Sinik ve KDTP Genel Başkan Yardımcısı Rifat Krasnic, Bulgaristan’dan HÖH milletvekili Remzi Osman , Ruşen Rıza, Necmi Ali, Afganistan Eğitim Bakan Yardımcısı Muhammed Patman, Katar Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Büyükelçi Abdullah El Cabir, Makedonya Devlet Bakanı Hadi Nezir, Makedonya Milli Birlik Hareketi Başkanı ve Milletvekili Erdoğan Saraç, İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, Gümülcine seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Pakistan Ankara Büyükelçisi Haroon Shakuat ve Büyükelçilik Müsteşarı Muin Ülhak, Azerbaycan Devlet Bakanı Nazım İbrahimov ile milletvekilleri de hazır bulundular.

Protokolün taziyelerini kabul eden Aydın Denktaş, oldukça duygusal anlar yaşadı. Cumhurbaşkanı Gül ile kucaklaşarak başını Gül’ün göğsüne yaslayan Aydın Hanım, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Denktaş’ın Türk ve KKTC bayraklarına sarılı naaşı, Cumhurbaşkanlığı’ndaki devlet töreninin ardından Selimiye Camii’nde kılınan cenaze namazı sonrasında Cumhuriyet Parkı’na dualar eşliğinde defnedildi. Denktaş’ın mezarına, 1985 yılında trafik kazasında kaybettiği oğlu Raif Denktaş ile Türkiye’nin değişik yerlerinden, Türk cumhuriyetlerinden ve Kıbrıs Rum kesiminin Larnaka kentinde bulunan Hala Sultan Tekkesi’nden getirilen toprak kondu.

Cenaze namazının kılındığı caminin Rum kesimine çok yakın mesafede olması nedeniyle çevrede güvenlik önlemleri alındı ve bazı sokaklara girilmesine izin verilmedi. Denktaş’ın vefatının ardından ilan edilen yas nedeniyle, resmî kurum ve kuruluşlarla tüm resmî ve özel okullar da kapalıydı. Töreni Türk basınının yanı sıra, Kıbrıs Rum kesiminden gelen Rum gazeteciler de takip etti.

DENKTAŞ’IN EŞİ TAZİYELERİ KABUL ETTİ

Hayat arkadaşını son yolculuğuna uğurlayan KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın eşi Aydın Denktaş, ”Hep destekledim, hep arkasında durdum 67 senedir. Beni bırakıp gitti ama” diye gözyaşı döktü.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın naaşı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan ayrılmadan önce protokolün taziyelerini kabul eden Aydın Denktaş, oldukça duygusal anlar yaşadı, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile kucaklaşarak kafasını Gül’ün göğsüne yaslayan Aydın Hanım, daha sonra aile fertlerini tek tek Cumhurbaşkanı Gül’e takdim etti.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile el sıkışan Aydın Hanım, Onur Öymen’le konuşurken gözyaşlarına boğuldu.

67 yıldır eşini hep desteklediğini ve her zaman arkasında durduğunu kaydeden Aydın Hanım, ”Beni bıraktı gitti ama, beni bıraktı…” diye gözyaşı döktü.

Onun için şimdi bir dinlenme oldu” diyen Aydın Denktaş, şu ifadeleri kullandı:

Hayatı boyunca zaten yoruldu, yoruldu, yoruldu. Nihayet yataklara düştü, gene mücadele etti, aklı fikri Kıbrıs, Kıbrıs… ‘Hristofyas’ diye bağırdığında yer gök inledi hastanede…

Aydın Denktaş, Denktaş’ın naaşı, Cumhurbaşkanlığı’ndan Selmiye Camisi’ne götürülürken ve Selimiye Camisi’nden Girne Kapısı’na nakledilirken, tekerlekli sandalye ile taşındı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın cenaze töreni için KKTC’ye gelen hükümet yetkilileri ile yabancı konuklar, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Denktaş’ın naaşı önünde saygı duruşunda bulundu. Denktaş’ın eşi Aydın Denktaş ve ailesine başsağlığı dileyen misafirler, taziye defterini imzaladı. Kıbrıs Barış Harekatı’ndaki önemli isim olan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit de Denktaş’ın cenaze merasimi için gelen konuklar arasında yer aldı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Kıbrıs Türklerinin yarım asırdır devam eden özgürlük ve eşitlik mücadelesinin timsali, milletimizin yetiştirdiği gerçek kahramanlardan, KKTC’nin kurucusu, Kıbrıs davasının yılmaz savunucusu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın ebediyete intikali tüm Türk dünyası için büyük bir kayıptır” dedi.

Gül’ün yanı sıra TBMM Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1974 Barış Harekatı sırasında Türkiye Başkanı olan Merhum Bülent Ecevit’in Eşi Rahşan Ecevit ve Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva da taziye defterine Denktaş’ın ölümünden duydukları üzüntüyü aktardılar.

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, taziye defterine duygularını şu ifadelerle aktardı: “Kıbrıs Türklerinin yarım asırdır devam eden özgürlük ve eşitlik mücadelesinin timsali, milletimizin yetiştirdiği gerçek kahramanlardan, KKTC’nin kurucusu, Kıbrıs davasının yılmaz savunucusu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın ebediyete intikali tüm Türk dünyası için büyük bir kayıptır. Anavatan Türkiye Kıbrıslı Türk kardeşlerinin acısını içtenlikle paylaşmakta, yüreğinde hissetmektedir. Kıbrıs adasından Türklüğün sökülüp atılmasına yönelik hain planları akamete uğratan mücahit Denktaş, başta Merhum Dr. Fazıl Küçük olmak üzere bu yola baş koymuş, bu uğurda canlarını vermiş dava arkadaşlarıyla birlikte yüce milletimizin gönlündeki müstesna yerini almıştır. Örnek bir kişiliğe sahip olan merhum Denktaş, Kıbrıs Türkü’nün davasına hamilik ederken, yitirdiği üç evladının acısını bağrına gömen kederli bir baba, yaman bir avukat, gözüpek bir direnişçi, çetin bir müzakereci, dirayetli bir toplum lideri ve nihayet Kurucu Cumhurbaşkanı kimliğiyle Kıbrıs Türkü’nün var olma mücadelesinin her aşamasında tarihi misyonunu üstün bir fedakarlık ve başarıyla yerine getirmiş seçkin bir devlet adamıdır.”

Aydın Denktaş’a taziyelerini ileten Başbakan Erdoğan da taziye defterine şunları yazdı: “Merhum Denktaş’ın vefatı, KKTC halkı için olduğu kadar hiç kuşkusuz Türkiye için de acı bir kayıptır. Ancak merhum Denktaş’ın Kıbrıs’ta başlattığı ve cesaretle yürüttüğü mücadele KKTC ve Türkiye vatandaşları tarafından aynı samimiyetle sahiplenilecek, aynı kararlılıkla yürütülecektir. Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk’ünün haklı mücadelesini tüm imkânlarıyla desteklemeye, KKTC’nin hukukunu bütün gücüyle savunmaya devam edecek, Ada’da barışın, hürriyetin refahın teminatı olmayı sürdürecektir.”

TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise, duygularını taziye defterine şöyle yazdı: “Türk milletinin yetiştirdiği en değerli devlet adamlarından olan Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesinin önderi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın ebediyete intikaliyle büyük üzüntü duymaktayım. Bütün hayatını adadığı bir hak, hukuk ve eşitlik mücadelesi olan Kıbrıs davamızı benzeri görülmemiş bir dirayet ve özveriyle savunan büyük lider Denktaş, Kıbrıs Türk halkına bölgenin örnek demokrasilerinden birini teşhir eden çağdaş değerlere ve hukukun üstünlüğüne dayalı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni armağan etmiş, Kıbrıs Türkünü, kendi milli iradesini yansıtan bir yönetme kavuşturmuştur. Milli dava için verilen kararlı mücadeleyi dün olduğu gibi bugün de Kıbrıslı Türk kardeşlerimizle fikir ve elbirliği içinde yürüteceğiz. Merhum Cumhurbaşkanına Allah’tan rahmet diler Kıbrıs Türk halkının ve büyük Türk milletinin üzüntüsünü yürekten paylaşıyor, milli bir kahraman olan Rauf Denktaş’ın aziz hatırası önünde minnet ve tazimle eğiliyorum.”

Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel de, taziye defterine şunları yazdı: “Ömrünü Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesine adamış, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Mücahit Rauf Raif Denktaş, Kıbrıslı Türklerin, baskı politikalarına karşı yürütülen, tarihte benzerine zor rastlanan onurlu mücadelesine önderlik ettiniz. Kıbrıs Türkü’nün bugün barış, huzur ve güven ortamında yaşamasına çok önemli katkılarda bulundunuz. Kaybınız sadece Kıbrıs Türklerinin değil tüm Türk milletinin kaybıdır. Yaşamınız boyunca inançla ve yorulmadan Kıbrıslı soydaşlarımızı ve KKTC için verdiğiniz hizmetler her zaman şükran ve minnetle anılacaktır. TSK sizin aziz hatıranızı sonsuza dek yaşatacaktır. Ruhunuz şad, mekanınız cennet olsun.”

Türkiye Anamuhalefet Partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da duygularını şöyle ifade etti: “Rauf Denktaş, ulusal davaya hizmeti, devlet adamlığı, önderliği ve insanlığıyla Türk tarihine mal olmuş mümtaz bir şahsiyettir. Önünde saygıyla eğiliyoruz.”

1974 Barış Harekatı sırasında Türkiye Başkanı olan Merhum Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit de, Denktaş için taziye defterine şunları yazdı: “O, Mücahit mücadelelerinden gelen bir liderdi. Mükemmel bir diplomat, başarılı bir müzakereciydi. Gönlümüze hep yaşayacaktır.”

AZERBAYCAN MİLLETVEKİLİ PAŞAYEVA

Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva ise taziye deftere duygularını şöyle aktardı: “Türk milletinin kahraman oğlu. Bütün Türk milleti sizi hiçbir zaman unutmayacak hep sevecek ve saygıyla anacak. Azerbaycan Türkleri sizi hep çok sevdi ve bugün derin bir üzüntü içerisinde. Azerbaycan Türkleri sizin Kıbrıs Türklerinin haklı davası için yaptığınız mücadeleyi ve KKTC’yi kurmanızı hep büyük minnettarlıkla anacak. Sizin arzularınız ve davanız bu topraklarda hep var olacak. Rahat uyu Türk dünyasının kahraman oğlu. Sevgimiz ve dualarımız hep seninle.”

Rauf Denktaş’ın naaşı dualarla defnedildi

KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın naaşı, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Anıtı’nın da bulunduğu Lefkoşa’daki Cumhuriyet Parkı’na dualarla defnedildi.

Denktaş’ın naaşı, kırmızı büyük bir örtü altında mezarına indirildi, ardından dualar eşliğinde defin gerçekleştirilerek ebedi yolculuğuna uğurlandı.

Mezara, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, CHP Genel BaşkanI Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça ve diğer yetkililerce kürekle toprak atıldı.

Denktaş’ın mezarına, 1985 yılında trafik kazasında kaybettiği oğlu Raif Denktaş ile Türkiye’nin değişik yerlerinden, Türk Cumhuriyetlerinden ve Kıbrıs Rum kesiminin Larnaka kentinde bulunan Hala Sultan Tekkesi’nden getirilen toprak kondu. Oğlu Raif Denktaş’ın mezarından getirilen toprağı, Raif’in oğlu, Denktaş’ın ilk torunu olan diplomat Rauf Denktaş mezara koydu.

Denktaş’ın naaşı Girne Kapısı’ndan Cumhuriyet Parkı’na top aracı ile götürüldü. Aile ve vatandaşlar da naaşa yürüyerek eşlik etti.

Cenazenin defin işleminin tamamlanmasının ardından din görevlileri tarafında Kuran’ı Kerim okundu.

GAZETELER 100 SAYFA ÇIKTI

Vefat ilanları nedeniyle Kıbrıs gazeteleri 100 sayfanın üzerinde yayımlandı. Ayrıca yas nedeniyle, resmi kurum ve kuruluşlarla, tüm resmi ve özel okullar da bugün kapalı.

ÖMRÜNÜ KIBRIS TÜRKLERİNİN DEVLET SAHİBİ OLMASINA ADADI
Ömrünü Kıbrıs davasına ve Kıbrıs Türklerinin devlet sahibi olmasına adayan Denktaş, 27 Ocak 1924 tarihinde, bugün Kıbrıs Rum kesimi sınırları içinde bulunan Baf bölgesinde doğdu.

1,5 yaşındayken annesini kaybeden Denktaş, Hakim Mehmet Raif Bey’in en küçük oğlu. Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütülen Denktaş, 1930 yılında eğitim için İstanbul’a gönderildi. Arnavutköy’de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi’nde yatılı okumaya başlayan Denktaş, ortaokuldan sonra Kıbrıs’a döndü ve liseyi Kıbrıs’ta bitirdi.

Denktaş, 1941’de Lefkoşa İngiliz Okulundan mezun olduktan sonra Mağusa’da tercümanlık, mahkemede memuriyet, sonra bir yıl da İngiliz Okulunda öğretmenlik yaptı.

1944’te British Council’dan burslu olarak İngiltere’de hukuk tahsili yapan ve 1947 yılında Lincoln’s Inn’den mezun olan Denktaş, aynı yıl Kıbrıs’a dönüp avukatlığa başladı.

1949 yılı yaz aylarında savcılık yapmaya başlayan Denktaş, aynı yıl Aydın Hanım’la evlendi.
Denktaş, 27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Dr. Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. 1942 yılında Dr. Fazıl Küçük’ün yayımlamaya başladığı Halkın Sesi gazetesinde, babasından ve onun milliyetçi, Atatürkçü arkadaşlarından işiterek öğrendiği “Türk Haklarının İngilizler tarafından gasbedildiği” konularının ele alındığını gören Denktaş, Dr. Küçük’le tanışarak, Halkın Sesi’nde imzalı veya imzasız, bazen Akın Yılmaz adı altında yazılar yazmaya başladı. Bu ilişki Denktaş’ın Londra’da tahsil yıllarında da devam etti. Denktaş, Ada’ya döndükten sonra lider Dr. Küçük’ün yanında yakın bir dost ve gerektiğinde danışman olarak çalıştı.

Denktaş, 1948 yılında zamanın Kıbrıs Valisi tarafından kurulan Anayasa Konseyi’nde üye olarak çalıştı. Rum kilisesinin baskısı altında Konsey’e katılan Komünist Akel Partisi Konsey’den çekilince Meclis kapatıldı. Türk temsilcilerin ısrarlı talepleri sonucu Hakim Mehmet Zeka Bey’in başkanlığında “Türk İşleri Komisyonu” kuruldu, Rauf Denktaş bu komisyonda da çalışarak, İngiliz Müstemleke İdaresi’nin gasbettiği hakların iadesi için bir raporun hazırlanmasında nazım rol oynadı. Hükümetin kabul ettiği bu raporda öngörülen yasaların yapılabilmesi için Başsavcılığa görev verildi, ancak Başsavcılıkta bir Türk savcı yoktu. Liderliğin talebi üzerine 1949’da Denktaş Hukuk Bürosundan ayrıldı ve az maaşla savcı yardımcısı oldu.

Birkaç yıl içinde tamamlanması gereken yasalarla ilgili çalışmalar 1954 yılına kadar uzadı. Bu arada Denktaş Savcılığa terfi etti. 1954’te Kıbrıs’ta yeraltı örgütünü kuracak olan bazı kişiler, Yunanistan’dan Ada’ya gizlice girerken yakalandı. Bunların takibi ve yargıya havalesiyle Denktaş’ın görevi daha da önem kazandı. 1957 sonunda İngilizlerin Ada’yı 5-10 yıl içinde Yunanistan’a devredeceğini gören Denktaş, Savcılıktan istifa ederek, Dr. Küçük’ün yanında fiili rolünü aldı.

Hükümetteki görevinden istifa ettikten sonra toplum problemlerinde daha aktif rol oynamaya başlayan Denktaş, 1957 sonlarında Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanlığına seçildi. Aynı yıl Rumların Atina’dan sevk ve idare edilen EOKA yeraltı teşkilatının saldırıları karşısında etkin bir kuruluşa olan ihtiyacı gören Denktaş, iki arkadaşı ile Kasım 1957’de Türk Mukavemet Teşkilatını (TMT) kurdu. Bu teşkilat o güne kadar var olan Volkan Teşkilatı’nın yerini aldı ve kısa bir zaman içinde, Denktaş’ın ısrarlı talepleri sonucu olarak Türkiye’nin uzman kişileri tarafından EOKA’ya cevap verebilecek etkin bir Mukavemet Teşkilatı haline getirildi.

Halkın Sesi gazetesinin haftalık İngilizce nüshasının hazırlanmasında da önemli rol oynayan Rauf Denktaş, 1958’de büyük ölçüde artan EOKA saldırıları karşısında Türk Mukavemetinin etkili şekilde görev yapmasını sağladı. TMT’nin yayın organı olan Nacak gazetesi Denktaş’ın gazetesiymiş görüntüsü içinde Kıbrıs Türklerine yön gösterdi, mukavemet telkin etti. Nacak’ın son yazı işleri sorumlusu da Alper Faik Genç idi. Türk Hükümetinin, bir ayda yüze yaklaşan Türk kayıpları karşısında kararlı çıkışı ve aynı yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda rahmetli Fatin Rüştü Zorlu’nun Yunanlı karşıtı Averof’u mağlup etmesi sonucu Yunanlılar Kıbrıs’ta eşit şartlarda bir ortaklık Cumhuriyeti kurulmasına razı olmuş göründüler. Dr. Küçük ve Rauf Denktaş bu genel kurul toplantısında kulis faaliyeti yaptılar. 1959’da Zürih Anlaşması’nın hazırlanmasında Rauf Denktaş’ın perde arkasında etkin rolü oldu. Türkiye’nin garantisinin 650 kişilik bir alayla “etkin ve fiili” bir duruma getirilmesi Denktaş’ın ısrarı ve Dr. Küçük’ün de onu desteklemesiyle mümkün olmuştur.

Aynı yıl Londra Konferansı’na katılan Türk heyetinde de yerini alan Denktaş’ın Fatin Rüştü Zorlu’ya “Makarios bu anlaşmaları er geç yıkacak ve Enosis yoluna çıkacaktır. Burada bir rol oynamaktadır. İleride bu anlaşmaların kendisine zorla kabul ettirildiğini savunarak ortaklığı bozacaktır” mealindeki değerlendirmesi, ne yazık ki ortaklık Devletinin kuruluşu ile gerçekleşmiş ve 1963’de Kıbrıs’ta Enosis uğruna tedhiş yeniden başladı.

GİZLİCE SANDALLA ADA’YA GİRERKEN TUTUKLANDI
16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı’na ayak bastı. 1963 olaylarından sonra Denktaş temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gitti. Temaslarını tamamlayan Denktaş, bir sandalla Kıbrıs’a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı.

1964 Londra Konferansı’ndan sonra Makarios tarafından ”istenmeyen adam” ilan edilen Denktaş’ın Kıbrıs’a girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy’e çıkarak savaşa katılan Denktaş, 1967’de Ada’ya gizlice girerken tutuklandı, yoğun girişimler sonucu Türkiye’ye geri verildi.

1968’de Ada’ya giriş yasağı kaldırıldığından Kıbrıs’a dönen Denktaş, 1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığına seçildi, 28 Şubat 1973’e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi.

13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976’da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi.

Denktaş, 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi.

22 Nisan 1990’da yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçilen Denktaş, 1995’teki seçimlerde de cumhurbaşkanı oldu.

4 RUM LİDERLE GÖRÜŞTÜ
Kıbrıs sorununun çözümü için 1968’de Glafkos Klerides ile ilk kez Beyrut’ta müzakerelere başlayan Denktaş, eski Rum liderler Spiros Kiprianu, Yorgos Vasiliu, Glafkos Klerides ve Tasos Papadopulos ile yıllardır müzakere etti.

2002’de sunulan ve Annan Planı olarak bilinen BM çözüm planına, ”Türk askerini Ada’dan çıkaracağı ve Türkleri azınlık durumuna düşüreceği, devleti ortadan kaldıracağı” savıyla karşı çıkarak ”hayır” kampanyası yürüten Denktaş, 17 Nisan 2005’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmadı.

Denktaş, Annan Planı sürecinde Avrupa Birliği (AB) üyeliğiyle yaşanan tartışmalarda, ”Türkiye olmadan cennete bile girmem” demişti.

Rauf Denktaş, 24 Nisan 2005’te, Annan Planı referandumun 1. yıl dönümünde, görevi 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a devretti.

Denktaş, cumhurbaşkanlığından ayrılmasının ardından, çalışmalarını, Lefkoşa’daki çalışma ofisinde sürdürdü.

Fotoğraf çekme merakıyla da bilinen Denktaş’ın onlarca yayımlanmış kitabı bulunuyor. Denktaş’a çok sayıda üniversiteden fahri doktora unvanı da verildi.

Merhuma Allah’tan rahmet, Türk dünyasına ve kederli ailesine başsağlığı diliyoruz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ