Batı Trakyalı Dr. Mehmet Müezzinoğlu Türkiye Sağlık Bakanı oldu

Batı Trakyalı Dr. Mehmet Müezzinoğlu Türkiye Sağlık Bakanı oldu

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Edirne milletvekili hemşehrimiz Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun Sağlık Bakanı olması, Batı Trakya’da büyük sevinçle karşılandı.

Müezzinoğlu’nun, Batı Trakya’daki çok sayıda akraba ve dostu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kararından duyduğu mutluluğu dile getirirken, Batı Trakyalı bir Türkün kabinede yer almasının tüm azınlık için gurur verici olduğunu belirttiler.

Gümülcine seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, hemşehrisi ve yakın dostu olduğunu belirttiği Müezzinoğlu’nun Sağlık Bakanı olmasından büyük gurur duyduğunu söyledi.

Bir buçuk yıl önce, Batı Trakya’yı ziyaret eden Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Hanım’dan, kendisiyle birlikte gelen Müezzinoğlu’nun ileride Sağlık Bakanı olması için ricada bulunduğunu anlatan Müftü Şerif, “Şimdi bu arzumun, tüm Batı Trakyalıların isteği olarak yerine getirilmiş olmasından büyük mutluluk duyuyorum. Ne mutlu bana, ne mutlu Batı Trakya Türklerine” dedi.

İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete ise aslen bir Batı Trakyalı olan Müezzinoğlu’nun bakan olmasının tüm azınlık toplumunu sevindirdiğini belirterek, “Ben, Sayın Başbakan Erdoğan’a, AK Parti’ye ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bunun için teşekkür etmek istiyorum. Sayın bakanıma da başarılar diliyorum” diye konuştu.

Rodop PASOK milletvekili Ahmet Hacıosman da Müezzinoğlu’nun Sağlık Bakanı olmasının tüm azınlıkta büyük sevinç ve gururla karşılandığını belirterek, “Sayın Başbakan, hemşehrimiz Müezzinoğlu’ya bu görevi vermekle bizleri çok mutlu etmiştir. Müezzinoğlu’nun çok iyi adımlar atacağına inanıyoruz” dedi.

İskeçe Radikal Sol Koalisyon SYRİZA milletvekili Hüseyin Zeybek, karardan duyduğu mutluluğu dile getirerek, bir Batı Trakyalı Türkün kabineye girmesinin Türk Azınlık için büyük bir gurur kaynağı olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan’ın bu kararının başkalarına da olumlu örnek olması dileğinde bulunan Zeybek, “Abim olarak gördüğüm Müezzinoğlu’na bu görevinde başarılar diliyorum. Ayrıca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bizlere göstermiş olduğu yakınlıktan dolayı teşekkür ederim. İnşallah bu, diğer politikacılar ve bizim için de olumlu bir örnek teşkil eder ve Yunanistan’da da bir Batı Trakyalı milletvekilini kabinede görürüz” dedi

Rodop eski milletvekili Avukat İlhan Ahmet de “samimi bir dost ve ağabey” olarak tanımladığı Müezzinoğlu’nun Sağlık Bakanı olmasından duyduğu sevinci dile getirerek, bunun için tüm Batı Trakya Türk Toplumu adına Başbakan Erdoğan’a teşekkür ettiğini söyledi.

Kozlukepir’de büyük sevinç

Edirne milletvekili Mehmet Müezzinoğlu’nun Sağlık Bakanı olması, Gümülcine’ye bağlı Kozlukepir köyünde büyük sevinçle karşılandı.

Müezzinoğlu’nun halen Kozlukepir’de yaşayan 76 yaşındaki kayınpederi Mümin Hasanağalar, damadının Sağlık Bakanı olmasından kendileri olduğu kadar yakınlarının da büyük mutluluk duyduğunu belirterek, tebrik etmek için Mersin’den telefonla arayanlar olduğunu söyledi.

Hasanağalar, “Böyle bir şeyi umut ediyorduk, ancak olup olmayacağından emin değildik. Müezzinoğlu’nun kayınpederi olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a gerek şahsım ve gerekse tüm Azınlık toplumu adına teşekkür ederim. Allah yardımcıları olsun” dedi.

Hasanağalar, daha sonra duvarda asılı duran çini işlemeli bir tabağı eline alarak, “Bu hediye Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Erdoğan’ın bana verdiği hediye. Bunu başköşede saklıyorum hiç kaybetmem” diye konuştu.

Müezzinoğlu’nun kayınvalidesi Halide Hanım ise Başbakan Erdoğan’ın Batı Trakya ziyareti sırasında Kozlukepir’e gelerek kendilerini evlerinde ziyaret etmesinin kendisinde ve tüm köyde unutulmaz bir anı olarak kaldığını söyledi. Halide Hanım, “Başbakanımıza ve eşi Emine Hanım’a çok teşekkür ederiz. Onları çok seviyoruz. Tekrar bekleriz. Biraz yaşlandık, ama onlar gelince iyi oluyoruz. Bütün buraları dolup taşıyor” dedi.

Müezzinoğlu’nun Kozlukepir’de yaşayan amcaoğlu Halil Abdullah, Müezzinoğlu’nun son derece dürüst, yapıcı bir kimliğe sahip olduğunu ifade ederek, “O çok iyi bir insan. Sağlık Bakanı olması büyük mesele. Bunun için Başbakan’a teşekkür ederiz” dedi.

Müezzinoğlu’nun Sağlık Bakanı olduğunun öğrenilmesinin ardından köy meydanında toplanarak konuyu tartışan Kozlukepir sakinlerinden ilahiyat öğretmeni Hasan Mehmet, köylüsü Müezzinoğlu’nun bakan olmasının sevindirici ve takdire şayan bir olay olduğunu ifade ederek, bu kararın Türk hükümetinin Batı Trakya’ya önem verdiğini ve göz ardı edilmediğinin bir işareti olduğunu söyledi.

Kozlukepir’de yaşayan Rodop ili Tütüncüler Kooperatifi Başkanı Hüseyin Esat da Müezzinoğlu’nun, Türkiye’de bugüne kadar sayısız Batı Trakyalıya yardımcı olarak tüm problemlerini çözdüğünü ifade etti ve bundan sonraki görevinde başarılar diledi.

Köy esnaflarından Ercan Halil, öğretmen İsmail Ahmet ile Selim Hüseyin ve İsmail Osmanoğlu isimli soydaşlar da kendilerinin bir parçası olarak gördükleri Müezzinoğlu’nun bakan olmasından duydukları sevinci dile getirerek, Kozlukepir köyü tarihinde bundan büyük bir olay yaşanmadığı söylediler.

Yunanistan’daki salgın onu sağlık bakanı yaptı

 Çiçeği burnunda Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun aksiyon dolu yaşam öyküsü var. Gümülcine’den okumak için Türkiye’ye kaçak gelen, Tayyip Erdoğan ile aynı lisede okuyan, Yunanistan’daki kolera sebebiyle ülkesine dönemediği için İstanbul’da kalan, ziraat, hukuk, edebiyat, sonra da tıp okuyan, az konuşan çok dinleyen bir siyasetçi o.

Yıl 1970… Sirkeci tren garında memleketi Gümülcine’ye dönüş bileti için gişe memuruna son parasını uzatan 15 yaşındaki genç, alacağı cevabın hayatının en önemli kırılma noktası olacağını henüz bilmiyordu. Cebinde 40 günlük harçlığıyla okumak için İstanbul’a gelmiş ama imam hatip lisesine kaydı yapılmamıştı. Oysa sırf bu hayalle Gümülcine’deki liseden tasdiknamesini alıp gelmiş, ama ilkokul diploması şart koşulmuştu. Tasdikname kabul edilmiyordu. Kapıları açabilmek için Ankara’ya gitti ama başkentten de eli boş döndü. Parası da bitmişti. Bir cuma akşamı çaresiz, Sirkeci’nin yolunu tuttu. Gişe memurunun verdiği cevapsa, “Kolera salgınından dolayı Yunanistan sınırı kapalı, trenler iptal.” şeklindeydi. Mecburen oteline geri döndü. İki gün sonra iki müjdeli haber birden aldı. Hem babası para göndermiş hem de Gümülcine’de aynı medresede okudukları arkadaşı Hakkı da İstanbul’a gelmişti. Hakkı’nın İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nde tanıdığı vardı. Ertesi gün ikisinin de imam hatip lisesine kaydı yapıldı. Sınıf arkadaşlarından biri de Recep Tayyip Erdoğan’dı. Çiçeği burnunda Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’ndan bahsediyoruz. Yunanistan’daki kolera salgını yaşanması kim bilir şimdi nerede olacaktı ama artık Türkiye’nin sağlığı ona emanet. Bakanlar Kurulu’nun yeni dört üyesi içinde hayat hikâyesi en renkli isim hiç şüphesiz o.

Kardeşleriyle soyadı farklı

Kardeşlerinin soyadı ondan farklı. Kardeşleri, Türkiye vatandaşlığına geçerken soyadı olarak Gümülcine’deki kasabalarının adını, yani Şapçı’yı tercih etti. Onun Müezzinoğlu’nu seçmesinin sebebi ise çocukluk günlerine duyduğu özlem ve vefa duygusu. Babası cami müezzini olduğu için köyünde hiç kimse ona ismiyle seslenmiyordu. Hep ‘müezzinin oğlu’ diye hitap ediyorlardı. O da bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olunca Müezzinoğlu soyadını aldı.

İki kızı da hasnesinde çalışıyor

Mehmet Müezzinoğlu’nun iki kızı var. İkisi de Amerika’da okudu ve doktor oldu. Büyük kızı Nesrin (1978) başı açık, küçük olan kızı Feride (1982) türbanlı. Her ikisi de evli. İkisi de babalarının sahibi olduğu ‘Avcılar Hospital’da çalışıyor.

“Oku da istersen Amerika’ya git”

1955’de Batı Trakya’nın Türk nüfusa sahip en büyük yerleşim yerlerinden olan Gümülcine’nin, Kozlukebir köyünde doğdu. Bir gün babası Ali Efendi ile tarlada çalışırlarken, “Baba ben okumak için Türkiye’ye gitmek istiyorum.” dedi. Babasının cevabı, “Oku da istersen Amerika’ya git.” olunca hazırlıkları tamamlayıp trenle anavatanın yolunu tuttu.

Ziraat, Edebiyat, Hukuk ve son karar Tıp

İmam hatipte sınıf arkadaşlarından biri de geleceğin içişleri bakanı İdris Naim Şahin’di. Kaderin cilvesine bakın ki, bugün Müezzinoğlu kabine revizyonu ile Bakanlar Kurulu’na girerken Şahin koltuğunu kaybeden isimlerden oldu. 1974 yazında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü’nü kazandığını öğrendi. Ama gidemeyecekti. Çünkü önce yabancı uyruklular sınavını kazanması gerekiyordu. Aslında hayalindeki meslek doktorluktu.

Önce Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zooloji Bölümü’nü tercih etti. Ardından fark derslerini verip Edebiyat Fakültesi’ne kaydını yaptırdı. Ertesi yıl da Hukuk Fakültesi’ne yazıldı. Bu esnada yabancı uyruklular sınavı bir kez daha yapıldı. Sonuçlar açıklandığında ona müjdeyi veren arkadaşı, “İlk dokuza girdin, istediğin bölümü tercih edebiliyorsun.” dediğinde havalara uçtu ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne girdi. 1982’de mezun olup tekrar Batı Trakya’ya döndü. Ama Yunanistan’ın asimilasyon politikaları nedeniyle çalışamadı. Bir kez daha kaçak yollarla Türkiye’ye geldi. İki sınır arasında 20-25 dakika süren bu kaçış, hayatı boyunca unutamayacağı anılarındandı. Korku dolu dakikalardan sonra ayak bastığı Edirne’den yıllar sonra milletvekili adayı olacak ve gazetecilere şu açıklamayı yapacaktı: “Bir tarafta Yunan askerinin, diğer tarafta Türk askerinin karşıma çıkacağı korkusuyla yürüdüm. O güne dair aklımda kalan; yerde kurumuş yapraklar vardı ve onlara her basışımda çıkardığı ses, arkamdan biri geliyormuş korkusuna sebep oluyordu. Ömrümün en buruk ve onurlu 25 dakikasıydı. Çünkü Anavatan’a gitmek için hayati riskleri göze almıştım.”

Erbakan ve Erdoğan’ın ısrarıyla siyasete girdi

1983’ten 1986’ya kadar İstanbul’da haymatlos (dünya vatandaşı) olarak ikamet etti. 1986’da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Aynı zamanda Haseki Hastanesi’nde dahiliye uzmanlığını tamamladı. 1992’de Avcılar’da özel bir poliklinikte doktorluk yaparken Necmettin Erbakan ile Recep Tayyip Erdoğan, belediye başkan adaylığı teklif etti. Saatler boyu süren ikna konuşmaları işe yaramamıştı. Ancak Erbakan ve Erdoğan’ın evden çıkarken, “Burada bir oy eksik alırsak vebali senin.” sözü onu etkiledi. Eşiyle yaptığı istişarenin ardından sabah partiye giderek teklifi kabul ettiğini bildirdi.

Refah Partisi Avcılar belediye Başkan adayı olmuş, partisinin yüzde 7’lerde olan oyunu yüzde 21’e yükseltmiş ama seçimi kaybetmişti. Daha sonra Küçükçekmece ilçe başkanlığı görevine getirildi. Hep Erdoğan’la birlikte hareket etti. 1999’daki Fazilet Partisi kongresinde, ‘gelenekçi kanadın’ adayı Numan Kurtulmuş’un karşısına ‘yenilikçi kanadın’ İstanbul il başkan adayı olarak çıktı fakat kaybetti.

AK Parti’nin kuruluşunda görev aldı. 2002 Ağustos’tan 2007 Mayıs ayına kadar 5 yıl süreyle İstanbul il başkanlığı yaptı. 2007’de İstanbul milletvekili seçildi. 2011 seçimlerinde Edirne’den aday gösterildi. Halen bu ilin vekili.

“Odasına böcek koysanız işe yaramaz”

Müezzinoğlu, etrafında ‘soğukkanlı, disiplinli ve çok çalışkan’ biri olarak tanınıyor. Güçlü bir hafızaya sahip. Siyasi karakter olarak uzlaşmacı. Makam aracı kullanımı, korumayla gezilmesi ve yeme-içme konularında dikkatli olduğu söyleniyor. İstanbul il başkanlığında yıllarca birlikte çalıştığı özel kalem müdürü Yavuz Kaynarca, onu şöyle anlatıyor: “Çok dinler, az konuşur. Kişiler ve olaylar hakkında yorum yapmaz. Öyle ki odasına dinleme cihazı koysanız bile bir şey öğrenemezsiniz.”

Özel yaşamında iş yaşamının aksine mütevazı, hoş sohbet ve güleç bir insan olarak anlatılıyor. Ne kadar yoğun olursa olsun akşam 21.00-22.00 civarında mutlaka evine gidiyor. Koyu bir Beşiktaş taraftarı. Onu simgeleyen üç kelime ise ‘saygınlık, samimiyet ve duyarlılık’. 5 yıllık il başkanlığı döneminde her yaptığı konuşmada bu üç kelimenin altını çizdi.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ