Batı Trakya Türkleri Keşan`da iftar yemeği`nde buluştular

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği tarafından bu yıl Edirne’nin Keşan ilçesinde Ağadayı Tesisleri’nde ikincisi düzenlenen iftar yemeği Batı ve Doğu Trakyalı Müslümanları bir araya getirdi.

Batı Trakya Türkleri Keşan`da iftar yemeği`nde buluştular

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği tarafından bu yıl Edirne’nin Keşan ilçesinde Ağadayı Tesisleri’nde ikincisi düzenlenen iftar yemeği Batı ve Doğu Trakyalı Müslümanları bir araya getirdi.

İftara Türkiye’den Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Burhanettin Hakgüder, AK Parti Edirne Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, CHP Edirne Milletvekili  Kemal Değirmendereli, İpsala Kaymakamı ve Keşan Kaymakam Vekili Mehmet Ali Gürbüz, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmir Şubesi Başkanı Aydın Özcan, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Bursa Şubesi Başkanı Şükrü Köse, AK Parti’nin Bursa milletvekili adayı Ali Ömeroğlu, Keşan Jandarma komutanı, Yunanistan’dan ise Rodop İli SYRIZA Milletvekili Ayhan Karayusuf, Rodop İli PASOK Milletvekili Ahmet Hacıosman, İskeçe İli SYRIZA milletvekili Hüseyin Zeybek, DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Aliçavuş, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Yassıköy Belediye Başkanı İsmet Kadı, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkan Yardımcısı ve Kozlukebir Belediye Başkanı İbrahim Şerif, Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkan Yardımcısı İrfan Uzun, Gümülcine Belediyesi Eşitliğe İlk Adım Listesi Başkanı Sibel Mustafaoğlu, eski milletvekilleri İlhan Ahmet ve Ahmet Faikoğlu, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Koray Hasan, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ahmet Kara, BTTÖB Başkanı Sami Toraman, Trakya Tütüncüler Derneği Başkanı Hüseyin Esat, BTAYTD Başkanı Erkan Ruşen, Seçek Derneği Başkanı Ali Pencal, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, İmam Hatip Mezunu ve Mensupları Derneği Başkanı  Mehmet Emin Ahmet, BAKEŞ Başkanı Cemil Kabza, diğer dernek başkanları, siyasetçiler ve spor kulüpleri başkanları katıldılar.

İftarın ardından katılımcılara hitap eden BTTDD Genel Başkanı Hakgüder, iftar yemeğine katılanlara teşekkür etti. Derneğin 15 gün sonra kuruluşunun 66’ıncı yıl dönümünü kutlayacağını ve tertemiz bir geçmişi ile bugünlere geldiğini söyleyen Hakgüder, “Bizim yürüttüğümüz dava 1923 yılında Lozan’da atılan imzanın takipçisi, sessizlerin sesi, kimsesizlerin kimsesi olma adına yürüttüğümüz bir davadır. Bu dava kutsal bir davadır. Çünkü Türk milleti Ege diye bahsederken mesele diye bahseder, Kerkük’ten bahsederken mesele diye bahseder ama Batı Trakya ve Kıbrıs deyince dava diye bahseder. İşte Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği, Türk milletinin kendisine emanet ettiği bir davayı yürütmenin onurunu ve şerefini yaşattığını bilmektedir. Azınlığın kuruluşları dışında Batı Trakya’da başka bir kuruluş tanımıyoruz. Ne mutlu sizlere ki kardeşlerin buluşmasına vesile olduğunuz. Batı Trakya Türkleri o yerde göçmen değil, o yerlerin bin yıllık sahibidir.” dedi.

Hakgüder konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Batı Trakya Türkleri birlik ve beraberlik içinde olmalıdır. Biz orada göçmen değil, oranın 100 yıllık sahipleriyiz. Batı Trakya Türklerini korumak Yunanistan’ın görevidir. AB bugün Batı Trakya Müslüman Türk toplumunu koruyamıyor. Eğer Yunanistan koruduğunu iddia ediyorsa, benim müftülerimi neden halk seçemiyor? Neden Türk birliklerin tabelalarının asılmasına izin verilmiyor? Herkes iyi bilmelidir ki, bizim tek koruyucumuz Türkiye’dir.

Gerçekten de dünden daha fazla birbirimize sahip çıkmak zorundayız. Bölgemiz ateş çemberinde olduğu, gerek siyasi ateş çemberi, gerek ekonomik olarak da ateşlerin alev alev olduğu bir ortamda, bizim ayrışmamızın, bizim ‘ben’ odaklı politikalar üretmemizin toplumumuza, ülkemize hiçbir faydası olmadığını Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği olarak bir defa daha dile getirmek ve dikkatinizi çekmek istiyorum. Yarın çok geç olabilir. Eğer birbirimiz sahip çıkmazsak. Biz farklı düşüncelerin, farklı siyasi partilerin,  farklı inançların sahibi olabiliriz ama Batı Trakya Türkleri, Batı Trakya’nın birliği, dirliği ve bütünlüğü konusunda dünden daha fazla birlik ve beraberlik içerisinde olmak durumundadırlar.

Üç gün önce Gümülcine Türk Gençler Birliği’nin önünde o hareketi yapanları ağzıma bile almak istemiyorum, ama ne kadar büyük bir cehaletle uğraştığımızı da söylemeden geçemeyeceğim. Batı Trakya Türkleri, Batı Trakya’da göçmen değil, 1000 yıldan beri o yörenin gerçek sahipleri ki bunu dahi bilmeyenler var. Batı Trakya Türkleri, Lozan’da imzalanan Lozan Antlaşması ile Yunanistan’a emanet olarak bırakılmıştır. Yunanistan bu emanetine en ufak bir leke getiremez, çünkü uluslararası bir antlaşmayla hukukun üstünlüğüyle bırakılan Batı Trakya Türklerini korumanın ilk görevi Yunanistan’ındır. Tabii ki T.C. devleti o imzacı devletlerden birisi olarak da bu işin hamisidir, bizim dünyada tek güvendiğimiz kuruluştur. Zaman zaman Türkiye’de insan hakları havarileri kesilen aydınlarımız vardır. Batı Trakya Türklerini Avrupa vatandaşı olarak da Avrupa müktesebatı korur der. Ben de onlara hep şunu söylemişimdir. Avrupa müktesebatı Batı Trakya Türklerini koruyorsa, İskeçe Türk Birliği niye açılmaz? Avrupa müktesebatı koruyorsa, benim insanımın seçtiği müftüler niye görevlerine gelmezler? Avrupa müktesebatı koruyorsa, benim anaokulundaki çocuklarım neden iki dilde eğitim yapmazlar ve neden Ortodoks dininin etkisi altında eğitim yapmaya mahkum edilirler? Madem Avrupa müktesebatı koruyor, neden benim basınım bağımsız, özgür değildir? Netice itibariyle şunu söylemek istiyorum arkadaşlar: Bizim dünyada  tek bir koruyucumuz var Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun  dışında da hiçbir kurum ve kuruluş yok!Ben  sözlerimi uzatmak istemiyorum.

Sıkıntılarımız var mı, var. Zaman zaman yanlışlar yapılıyor mu, yapılıyor. Veliler üniversite konusunda bir hassasiyet yaşıyorlar ki bunu biliyoruz. İkamet tezkeresi konusunda sıkıntılar yaşıyorlar, bunları biliyoruz. Çalışma müsaadeleri konusunda zaman zaman sıkıntılar yaşanıyor, bunları da biliyoruz. Bunların halli için el birliğiyle, TBMM’de  bulunan gerek kendi milletvekillerimiz, yani bunu derken bizim teşkilatımızın içinden çıkmış olan milletvekillerimiz ve gerekse 70 tane milletvekilinden oluşan TBMM Batı Trakya Destek Grubu milletvekillerimizle birlikte, inşallah hep birlikte, elbirliğiyle bu sorunlarımızı aşacağız. Allah kısmet ederse Ekim ayında tekrar TBMM Destek Grubumuzu toplayacağız. İnşallah bu defa Yunanistan Parlamentosu’ndaki milletvekillerimizle, müftülerimizle ve diğer sivil toplum üyelerinin başkanlarıyla birlikte TBMM’de sorunlarımızı tartışacağız.”

Birlik ve beraberliğin önemine değinen BTTA Danışma Kurulu Başkanı ve Yassıköy Belediye Başkanı İsmet Kadı ise konuşmasında, “Öyle zannediyorum ki, bizler buradan, Batı Trakya Türkleri olarak çok güçlü bir birlik ve beraberlik mesajı sunmaktayız. Ben bu mesajın her yöne yansımasını diliyorum. Yalnız birkaç gün önce Danışma Kurulumuzun, Batı Trakya’mızın gözbebeği kuruluşlarımızdan biri olan Gümülcine Türk Gençler Birliğimize saldırıda bulunanların da bu mesajdan payına düşeni almasını temenni ediyorum. Batı Trakya’mızın birlik ve beraberliğinin daimi olmasını diliyorum.” dedi.

Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif konuşmasında Meriç’in her iki yakasından bine yakın soydaşla birlikte iftar etmenin mutluluğunu yaşadığını belirterek bu güzel etkinliği gerçekleştirenleri tebrik etti.Şerif “Batı Trakya’dan 1000 kişinin katılması Ramazan ayının zenginliği ve bereketidir. Eğer bu normal bir yemek daveti olsaydı, belki 50 kişi gelmezdi’’ dedi.

İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete ise, “Ramazanlar birlik günleridir. Düne nazaran daha iyiyiz. Fakat bir bilmecedir Batı Trakya. Neden çözülemiyor, bilmiyorum. Ben 20 senedir Batı Trakya’da yaşıyorum ve 6 senedir müftüyüm. Bu bilmeceyi çözemedim. Yunanlı ya bizi çok güzel halletmiş veyahut da biz kendimize gerçekten kardeş, arkadaş, kandaş, dindaş olarak hiçbir şekilde saygı göstermiyoruz. Bunu açık söylüyorum, çözmüş bizi. Bir örnek vereyim ben size. İskeçe’de Hemetli köyü var. 60 sene camisine çivi çakamadık. İmar İskan müdürü bunun bu halini görünce bizim bir avukat arkadaşa 20 günlük bir izin verdi. Tuttuk aceleyle, aman uyanmasınlar diyerek o camiyi tamirata başladı. Kalasları temizledik. Yeni kalaslar koyduk. Caminin arkasını tuğla ile ördük. Etraf duvarlarını hemen örmeye başladık. 5’inci günü ne oldu? Devletin tayin ettiği müftü, ki elimde belgesi de var, imar iskana gitti ve orada Müslüman yok, vakıf heyeti yoktur, nasıl izin verirsiniz, diye camiyi durdurdu. Bu olayı gördükten sonra bana sorulan soru, Müslüman değil mi? Bilemem ki ben bunu. Caminin karşısındaki papaz gidip de su ve kahve ikram ederken, adı Hasan Hüseyin olan birinin bunu yapmasını anlayamıyorum. Onun için muhterem kardeşlerim, bakın yemekler ne kadar güzeldi. Mutfaktaki arkadaşların ellerine sağlık. Mutfakta pişti ama biz burada yedik. Batı Trakya’da mutfaktır, bunu kimse unutmasın! O mutfakta, o aşa elini koyacak, ateşte yakacak olan insanlara, aman lütfen dikkat edin!” diye konuştu.

DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş konuşmasında gecede emeği geçen herkese teşekkür etti. Aliçavuş konuşmasına şöyle devam etti: “Ben ve arkadaşlarım Batı Trakya Türklerinin haklarını aramak için yola çıktık. Bizler 12 devletin imza koyduğu Lozan Antlaşası ile Yunanistan’a emanet edildik. Osmanlı’dan sonra asırlardır bu topraklarda yaşayan Batı Trakya Türkleri Yunanistan’a emanet edildi. Hakları Lozan Antlaşması ile çerçeve altına alınmıştır. Ama görüyoruz ki ben, arkadaşlarım ve halkım, 21. Yüzyıl’da yaşamamıza rağmen, ülkemiz Yunanistan 30 yıldan bu yana AB üyesi olmasına rağmen, Batı Trakya Türklerinin sorunlarını çözmemekte. Sizler bu ülkeye köle olarak bırakıldınız misali, insanlarımızı üçüncü sınıf vatandaş olarak yaşatmaya devam ediyor.Değerli soydaşlar!Kim burada Batı Trakya Türklerinin davasında ilerleme var diyorsa, Yunan Devleti adım atmış diyorsa, bizler onun karşısındayız. Ne eğitimde, ne müftülüklerde, ne vakıflarda ilerleme olmadı, olmuyor. Batı Trakya Türklerinin anımsanmaya çok ihtiyacı var. Bizler Batı Trakya Türklerinin hakkını ve hukukunu aramak için, parti olarak yeniden yapılanma sürecine girmiş bulunuyoruz. Bu gün Yunanistan Batı Trakya Türklerinin sorunlarını çözmemekte ve bizleri 3. sınıf vatandaş olarak yaşatmaya devam ediyor. Hiç bir alanda ciddi bir ilerleme yapılmıyor. Suçumuz Türk olmaksa, biz bundan vazgeçmiyoruz, biz sonsuza kadar Türk olarak yaşamaya devam ediyoruz, gelin el birliğiyle birlik olalım, davamızı kazanma noktasında birlikte adımlar atalım."

İftarda katılımcılara hitap eden Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Osman İlhan Şener şunları söyledi:

“Ben öncelikle Batı Trakya’nın iki yakasını bir araya getiren Dernek Başkanı’na çok teşekkür ediyorum. Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Atina Büyükelçisi Sayın Kerim Uras’ın ve Büyükelçi Yardımcısı Sayın Özlem Ulueren’in buradaki herkese selam, saygı ve en iyi dileklerini iletmek istiyorum. Yunanistan’da 8 yıldan beri görev yapmaktayım. Muavin Konsolos olarak 3 yıl Selanik’te ve 4 yıl da Atina’da Müsteşar olarak görev yaptım. Şimdi de nasip oldu, Gümülcine’de Başkonsolos olarak görev yapmaktayım. Bu üç görev arasında en zoru, en yıpratıcısı ama en şereflisi Gümülcine’dir.

Sorunlarımız aynen devam ediyor, Yunanistan devleti müftülerimizi tanımıyor, İskeçe Türk Birliği’nin tabelası hala asılı değil. Bir AB ülkesinde bunu anlamak gerçekten zor. Azınlık anaokulları yok. Daha da vahimi Rodos ve İstanköy’de soydaşlarımız var ama azınlık statüleri yok. Ama soydaşalarımızın birlik ve beraberlik içinde, bütün bu zorlukların üstesinden geleceğine inanıyorum. Çünkü çok onurlu bir mücadele yürütüyorlar. Batı Trakya’yı bırakıp buraya yerleşen soydaşlarımıza da bir kaç çağrım var. Birincisi Batı Trakya’yı sadece seçimlerde hatırlamayın, her zaman aklınızda, kalbinizde ve gönlünüzde olsun. Bir ekonomik kriz yaşanıyor. Ben sizleri Batı Trakya’ya yatırım yapmaya davet ediyorum. Kendi gücünüz yoksa gücü olan vatandaşlarımızı ikna edin. Çünkü Batı Trakya Türklerinin buna ihtiyacı var. İkincisi Batı Trakya Türklerinin liderliğinde üç saç ayağı tanıyoruz. Müftüler, soydaş milletvekilleri ve soydaş belediye başkanları. Ben azınlığın her zaman bu soydaş önderlerin arkasında olmalarını istiyorum ve onları destekleyelim. Çünkü onların, sizin desteklerinize ve hayır duanıza ihtiyaçları var. Dolayısıyla ben de göreve başlayalı bir ay oldu, sizlerin de hayır duanızı istiyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

İpsala Kaymakamı ve Keşan Kaymakam Vekili Ali Gürbüz de birlik ve beraberliğin eksik olmaması temennisiyle başladığı konuşmasında, Gürbüz, “Son dönemde başta Büyükelçiliğimiz ve Konsolosluğumuz olmak üzere ciddi hareketler var. Azınlığımız tekrar kendine geldi ve şöyle bir titredi. Bunda Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin de çok büyük katkıları var. Bugün burada bizleri bir araya getiriyorlar ve birlik beraberliğimiz için bir fırsat aramamızı sağlıyorlar. Biz bu ramazan günü dualarımızı eksik etmeyelim. Birlik ve beraberliğimiz eksik olmasın. Eminim bu haklı dava karşısında ne Yunanistan ne de Avrupa durabilir. AB’nin  mevzuatı çerçevesinde değerlendirecek olursak, bugün Gümülcine Türk Gençler Birliği’ne yapılan o me’lul saldırının  herhalde Yunanistan devletince çok ağır bir şekilde cezalandırılması gerekirdi. Şunu da söyleyeyim, Gümülcine Türk Gençler Birliği’nin arkasında koskoca Türkiye Cumhuriyeti de var. Bizler her zaman onların arkasındayız. Onlara uzanan el bize de uzanmış sayılır.” diye konuştu.

Rodop milletvekili Ahmet Hacıosman konuşmasında azınlığın bütün kurumlarıyla sorunların çözümü için mücadele edeceklerini belirterek, “İnşallah önümüzdeki dönem azınlığımızı temsil etmekte olan kardeşlerimle birlik ve beraberlik içerisinde, azınlık kurum ve kuruluşlarıyla hep beraber bu toplumun sorunlarının çözümü için mücadele edeceğiz. Elbette ki bu sorunlar konusunda mücadele etmek bizim boynumuzun borcu. İşte bu borcu, hem ülkemize bir rahatlık kazandırmak için, bunun yanında azınlığımıza ve insanlarımıza rahatlık kazandırmak için  bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.

İskeçe SYRIZA milletvekili Hüseyin Zeybek de konuşmasında burada gördüğü tablonun çok sevindirici olduğunu söyledi.Zeybek, “Bu kadar seçilmiş insanı bir araya getirmek büyük bir başarıdır. 66’ncı yılını kutluyor derneğimiz. Nice yüzyıllara diyelim. BTTDD bizim yapı taşlarımızdan bir tanesidir. Zor günlerde Batı Trakya’daki soydaşlarımızı temsil etti. Onların varlığı bizim için bir teminattır. Hedefimiz, bu birlik ve beraberliğimizi siyasi alanda da kullanmak olmalı. Biliyorsunuz ki benden önce konuşan arkadaşlar sorunlarımızdan bahsettiler. Bu sorunlarımızı tek başımıza çözmek mümkün değil; ne bir milletvekili, ne de bir kurum çözebilir” dedi.

Rodop SYRIZA milletvekili Ayhan Kara Yusuf ise iftar yemeğinde emeği geçen herkese teşekkür ederek, “Bizim bir arada olmamızın ne kadar büyük önemi olduğunu belirtmek istiyorum. Sözümü fazla uzatmak istemiyorum. Temennim şu ki, Batı Trakya Türk Azınlığı, her zaman birlik beraberlik içerisinde, hem vatandaşı olduğu Yunanistan’da, hem de anavatanımız Türkiye’de, her şeyin, barışın ve sevginin hakim olduğu bir dünya dileğiyle sizlere iyi akşamlar diliyorum. Kadir geceniz ve Ramazan Bayramı’nın mübarek olsun.” diye konuştu.

CHP Edirne milletvekili Kemal Değirmendereli de Batı Trakya Türklerinin bu kadar baskıya rağmen kültürünü ve dinini kaybetmediğini vurguladığı konuşmasında şunları söyledi: “24 Temmuz gününde Gümülcine’deydik. Orada gururla şunu gördüm. Bu kadar baskıya rağmen kültürünü, dilini kaybetmemiş, dimdik ayakta olan, Mustafa Kemal’in ruhunu ısrarla yaşatan sevgili soydaşlarımızı gördüm ve çok gururlandım. Bu akşam da yine burada memleketin dört bir ucundan bir arada olmanızdan, bundan sonraki mücadelenin de başarılı geçeceğine olan inancım tamdır.Ben de sizin içinizden bir kardeşiniz olarak TBMM’de her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumu ifade ediyorum. Biliniz ki TBMM’de bir masa ve kürsünüz var. Bundan sonraki süreçte de gerekli desteği daha yüksek seviyede vereceğimize olan inancım tamdır. Sizlerin de buna inanmanızı dilerim.”

İftarı düzenleyenleri tebrik eden AKP Bursa milletvekili Hakan Çavuşoğlu da, “Batı Trakya’daki insanımızın anlaşmalarla, uluslararası metinlerle tanınan haklarının kendilerine iadesi konusunda belirli bir çaba sarf ediyoruz. Batı Trakya’da bir üzüntü hasıl olduğunda hepimiz birlikte üzülüyoruz. Olumlu bir hava estiğinde ise hepimiz neşeyle bu havadan teneffüs ediyoruz. Ancak takdir edersiniz ki her insanın bulunduğu noktada farklı düşünceler ve eylemler tezahür edebilir. Ancak bizim ortak bir paydamız var. Biz Batı Trakya’nın geleceğini, istikbalini ve Batı Trakya insanının eşit ve hür bir vatandaş olarak yaşamasını ve haklarının iadesi konusunda mücadele sarf ediyoruz. Düşüncesini sergileyenler çeşitli şekillerde olabilir. Şöyle ki, kişinin çok farklı bir dünya görüşü vardır, kişinin yaslandığı ideoloji farklıdır, geleceğe farklı bir perspektiften bakabilir. Önemli olan bu fikirlerin tartışılmasını sağlamak, bu fikirleri birbiriyle çatıştırarak olumlu bir durumu ortaya koymaktır. Bizim için önemli olan budur.” diyerek sözlerini tamamladı.

İftarda yaptığı konuşmada Batı Trakya davasının sıkıntıları olan bir dava olduğunu ancak geleceğe dair ümitli bir sürece girildiğini dile getiren AK Parti Edirne milletvekili Mehmet Müezzinoğlu ise, “Gelecek sene iftarı bu salonda yapmayacağız. Çünkü en az 3000 kişilik bir organizasyon yapmamız gerekir. Biz ne kadar  bir arada olursak, birbirimize olan iletişimimiz ne kadar güçlü kılarsak, inanıyorum ki Batı Trakya davasına da bir o kadar katkımız olur. Ben Batı Trakya duyarlılığı olan her kardeşimizden, yaşam tarzı, meşrebi farklı olabilir ama şu iki kelime çok önemli, biz istisnasız hepimiz Türküz ve Müslümanız. Türk olmaktan onur, Müslüman olmaktan gurur duyuyoruz. Bu iki ayağımızı güçlü kılarak karşımıza kim çıkarsa çıksın, Yunanlı ne yapmak isterse istesin, bütün oyunları bozabileceğimiz iki temel ayağımız, Türklüğümüz ve Müslümanlığımızdır, milli kimliğimizdir, manevi duruşumuzdur. Bu anlamda inanıyorum ki önümüzdeki süreç Batı Trakya için çok daha anlamlı ve değerli olacaktır. Anavatan Batı Trakya’nın yanındadır. Batı Trakya’dan istediğimiz üç kelime: Milli ve manevi değerlere sahip çıkmak, birlik ve beraberliğini her geçen gün güçlendirmek. Ne kadar birlik ve beraberlik içinde olursak inanıyorum ki Anavatan’ın desteği de, muhataplığı da, güçlü ve daha sonuç verici olacaktır. Bu duygularla Pazartesi akşamı Kozlukebir’e, Salı akşamı Edirne Saraçlar’da 5000 kişilik iftar soframız var,  tüm Batı Trakyalıları davet ediyoruz. Cuma akşamı Sirkeli’ye davet ediyoruz. Bayram sabahı Şahin’e davet ediyoruz. İnşallah Seçek’e de seneye daha büyük bir organizasyonla, hem milli duruşlarımıza, hem manevi duruşlarımıza, her zaman her türlü desteği, hangi siyasi görüşte olursak olalım anavatan olarak Batı Trakya’nın yanındayız, Balkanlar’ın yanındayız, bu millete ait tüm değerlerin yanındayız. AK Parti hükümeti Batı Trakya’ya büyük önem veriyor. Geçtiğimiz hafta Başbakanın Başdanışmanı Efkan Ala’nın da aralarında bulunduğu bir heyetle Batı Trakya’daydık. Bayram’da da sizleri yalnız bırakmayacağız. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın başkanlığında bir heyetle Bayram namazını sizinle birlikte kılacağız.Batı Trakya Türkleri de o kadar başarılı olur. Türk olmaktan ve müslüman olmaktan gurur duyuyoruz. Önümüzdeki süreç Batı Trakya Türkleri için çok daha anlamlı ve onurlu olacaktır. Anavatan Batı Trakya Türklerinin yanındadır. Herkese selam ve saygılarımı sunuyorum" dedi.

BTTDD’nin düzenlediği iftar yemeğin yapılan protokol konuşmalarının ardından organizasyonda emeği geçen yetkililere plaket takdim edilerek son buldu.

 

Kaynak: Azınlıkça Dergisi Fotoğraflar: Rodop Rüzgârı Dergisi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ