Eşinizin örtüsü olun

Eşimizin gıybetini yaparak, aile mahremiyetimizi de farkında olmadan hiçe sayıyoruz.

Sizler de fark etmişsinizdir, erkek yahut kadın olalım, arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde laf dönüp dolaşıp eşimize veya çocuklarımıza gelir. Özellikle de eşlerin kulakları çınlamadan oradan kalkılmaz. Yaptığı bir davranış, hareket veya söylediği bir söz, bilinçaltından tek tek çıkar. Genellikle de iyi olmayan yönleridir bunlar. Niyetimiz sadece dertleşmek veya örnek vermek olsa da eşimizi mevzuya dahil ederek aslında onun gıybetini yapmış oluyoruz. Haliyle aile mahremiyetini de farkında olmadan hiçe sayıyoruz.

Gıybetin çirkinliğini ve büyük bir günah olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Sadece küçük bir hatırlatma yapacak olursak dinimiz gıybeti zinadan bile daha tehlikeli görüyor. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) de bu hususta “Gıybetten sakının! Çünkü gıybet zinadan daha şiddetlidir. Kişi, zina eder, sonra tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul buyurur. Ancak gıybet eden, gıybet edilen affetmedikçe, mağfiret olunmaz.” buyuruyor. Bu sözler bizlere gıybetin ne kadar büyük bir vebal olduğunu gösterdiği gibi başka bir noktaya daha temas ediyor. Kim olursa olsun kimsenin gıybetinin yapılamayacağını anlatıyor. Sadece bu ve diğer hadis-i şerif değil ayeti kerimelerde de ‘Gıybet bu kişiler arasında cereyan etmez’ şeklinde bir istisna bulunmuyor. Haliyle karı koca da gıybetle ilgili hükümlerden müstesna tutulmuyor. Onların da birbirlerinin gıyabında, hoşlanmayacakları şeyleri konuşmaları gıybet kapsamına giriyor.

Kişi, kendince samimi bulduğu birine eşiyle ilgili paylaşımlarda bulunduğunda hem günaha giriyor hem de kul hakkına. Böyle bir durumda kadın veya erkek eşine durumu anlatıp, helallik istemeli. Aynı zamanda bir haram işlendiği için ortada bir de Allah hakkı var. Bunun için de tevbe ve istiğfar gerekiyor.

Eşinizin dedikodusunu yapmayın

Eşin olmadığı ortamlarda onun hakkında konuşma alışkanlığının daha çok kadınlarda olduğu sanılsa da bu durum erkekler için de bir problem. Zira birçok aile danışmanının gözlemlediği kadarıyla erkekler de bir araya geldiğinde aile özelini ihmal edebiliyor. Yakın bulduğu birine eşiyle ilgili aktarımlar yapabiliyor. Mesela karısının kahvaltı hazırlamadığını, maaşını nasıl harcadığını söyleyebiliyor. Anlatan, orada kalacağını sanıyor ama bu böyle olmuyor. Bir sohbet esnasında kadının özellikleri, o kişi tarafından ifşa edilebiliyor.  Evlilikle ilgili bir sorunun sağda solda konuşulmasındansa eşlerin problemi iletişim kurarak çözmeleri gerekiyor. Eğer karşılıklı konuşmayla durum düzelmiyorsa durum ehil bir kişiye açılmalı. Ondan yardım istenilmeli. Bu şekilde hem günaha girilmemiş hem de aile sırları herkes tarafından bilinmemiş olur. Öte yandan kişi, karşısındakinin eşiyle ilgili şeylerden bahsettiğini anlar anlamaz konuyu uygun bir dille kapatmalı. Mesela ‘Bu durumu eşinle konuşsan daha iyi olur. İkiniz daha iyi çözersiniz.’ diyerek mevzu kapatılmalı. Malum gıybeti dinlemekle de günaha giriliyor.

Cenab-ı Hakk, “Eşleriniz sizin örtünüz, siz de eşlerinizin örtüsüsünüz.” buyuruyor. Alimler, bu ayeti farklı açılardan tefsir ediyor. Bunlardan biri de karı-kocadan her birinin diğeri için başkalarının görmesini ve duymasını istemediği yönlerine örtü olması. İşte, eşler ne zaman birbirlerinin kusur ve açıklarını başkalarının yanında anlatırlarsa onun için ‘örtü/libas’ olma özelliğini yerine getirmemiş oluyor.