Türkiye ile Yunanistan arasında büyük bir fark var
Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret eden Türk Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, burada yaklaşık bir saat Fener Rum Patriği Bartholomeos ile görüştü. Arınç, ”Yüzlerce yıldır bu ülkede yaşayan vatandaşlarımızın haklı taleplerini yerine getirmeyi hükümet olarak bir görev sayıyoruz” dedi, İstanbul’daki Rum Azınlığı sevinerek umutlandı. Ancak Eğitim Bakanı Anna Diamantopulu atanmış müftü Meço Cemali’nin süresini uzattı ve Batı Trakya Türk Azınlığı’nı şaşkınlığa sevk ederek hayretler içerisinde bıraktı.
Ziyaretin ardından Bartholomeos ile basın mensuplarına açıklama yapan Arınç, Patrikhane’yi ilk kez ziyaret ettiğini ve bunun iki nedeni olduğunu belirterek, ”Yeni bir yıla girdik. 2011 yılını tebrik etmek için yeni yılda başarılar sağlık, afiyet mutluluk dilemek için geldim. İkincisi de Sayın Patrik ile geçtiğimiz yıl ağustos ayında Büyükada’da yapılan toplantıda görüşmüş ve kendilerini ziyaret edeceğimi ifade etmiştim. Bugün kendilerini ziyaret etmek istedim. Bu ziyaretimizin hayırlı bir başlangıç olmasını diliyorum” diye konuştu.
Vakıflar konusu itibarıyla ve farklı inanç gruplarının Türkiye’de daha huzur ve mutlu yaşaması için bir bakan olarak sorumluluk yüklendiğini belirten Bülent Arınç, ”Cemaat vakıflarının, Patrikhane’nin, hastanenin, okulların pek çok ihtiyaç ve talepleri olabilir. Bunu hukuk çerçevesinde karşılamak için sayın Patrik ve çalışma arkadaşlarıyla hem de vakıflar meclisimizde üye bulunan arkadaşımızla zaman zaman görüşmeler yapıyoruz” dedi.
”Yurttaş olarak ülkemizde birinci sınıf vatandaş olarak tüm haklara sahip olan bu kurumların, bu kurumların mensuplarının mutluluk ve refah içinde yaşaması hepimizin dileğidir” diye konuşan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Yeni Vakıflar Kanunu ile yeni düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler çerçevesinde hakları vermek konumundayız, bu konuda siyasi irademiz güçlüdür. Vakıflar Kanunu’ndaki yeni düzenlemeler de Anayasa Mahkemesi’nin denetiminden olumlu olarak geçmiştir. Dolayısıyla yüzlerce yıldır bu ülkede yaşayan vatandaşlarımızın haklı taleplerini yerine getirmeyi hükümet olarak bir görev sayıyoruz.”
Patrik ve çalışma arkadaşlarıyla yaptığı görüşmede bazı konuların gündeme geldiğini, bu konuların bir kısmının bilinen hususlar olduğunu anlatan Arınç, ”Bunları da yeni kanunumuz ve gerekiyorsa yeni yapılacak düzenlemelerle hukuk noktasında karşılamaya çalışacağız. Bunu bir görev olarak addediyoruz” dedi.
”HUKUKUN GEREĞİ, HAKLARIN HAK SAHİPLERİNE VERİLMESİ GEREKİYOR”
Bakan Arınç, Patrikhane, Patrik, çalışma arkadaşları ve diğer cemaatlerle de görüştüklerini belirterek, ”Onlarla da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı içinde, ülkenin hukuku ve kanunları çerçevesinde hak ne ise onları tanımaya, vermeye ve bu konudaki ihtilafları çözmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Patrikhane ve cemaat vakıflarıyla ilgili birçok konunun bulunduğunu ifade eden Arınç, şunları kaydetti:
”Vakıfların, cemaatin, Patrikhane’nin veya kişilerin sorunlarına, kanun ve hukuk açısından yaklaşıyoruz. Yetimhane konusunda kendiliğimizden bir şey vermiş veya tanımış değiliz. Hukukun gereği yapılmıştır. Hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı hem onun öncesinde bizim yerel mahkemelerimizin kararı bu yetimhanenin Patrikhane’ye tapu olarak aidiyetini göstermiştir.
Diğer konularda da çalışmalarımız devam ediyor. Hukukun gereği, bu hakların hak sahiplerine verilmesini gerektiriyor. Verilemeyecek bir noktadaysa, ‘bu mümkün değil’ diyeceğiz ama verilebilecek bir noktada ise bütün imkanlarımızı zorlayacağız. Verdiğimiz şey cebimizden verdiğimiz bir şey değildir. Yasalar, hukuk, kanun ne emrediyorsa onu yapacağız. Daha sonra uluslararası sözleşmelerde tanınmış haklarında, AB sürecinde bir demokrasi ve hukuk standardı olarak kabul ettiğimiz konuların içinde de ne varsa bunların hepsini bütün gönlümüzün ferahlığıyla tanıyacağız. Bundan kimsenin endişesi olmasın.”
Arınç’ın, eski Başbakanlardan Adnan Menderes’in 1952 yılında gerçekleştirdiği ziyaretten sonra Fener Rum Patrikhanesi’ni hükümet Nezdinde en üst düzeyde ziyaret eden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olduğu öğrenildi.
Fener Rum Patriği Bartholomeos, yeni Vakıflar Kanunu’nun, yüzde yüz tatminkar olmamasına rağmen cemaatlere bazı yeni imkanlar sağladığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Bu açılımlar, aslında Rumlara, Ermenilere veya Musevilere değil, demokrasiye yönelik açılımlardır. Biz özellikle azınlık, cemaat ve patrikhane olarak, hükümetimize, Başbakanımıza ve vakıflardan sorumlu olan Sayın Bülent Arınç’a özellikle müteşekkiriz. Yeni Vakıflar Kanunu’ndan bahsedildi. Biz bu hususta daha yeni ve daha ileri adımlar atılmasını bekliyoruz. Tabii ki ruhban okulumuzun açılmasını bekliyoruz. 2011 yılı, okulumuzun kapatılmasının 40. yıl dönümüdür. Bu vesileyle hükümetimiz bu konuda da iyi niyetini gerçekleştirmiş olacaktır.”
Patrikhaneye bağlı bazı yüksek rütbeli din adamlarına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi inisiyatifiyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının verildiğini belirten Bartholomeos, ”Bu, patrikhanemizin istikbali açısından çok önemli bir adımdır. Hükümetimizin kararını ve yardımlarını çok takdir ediyoruz. ” dedi.
ARINÇ’IN ZİYARET YUNANİSTAN’DA OLUMLU KARŞILANDI
T.C. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyareti Yunanistan’da olumlu karşılandı. Yunan basın-yayın organları haberi “tarihi ziyaret” başlığıyla verirken, partiler ise “olumlu bir gelişme” değerlendirmesinde bulundu.
Patrikhane’ye 1952’den sonra hükümet nezdinde yapılan en üst düzeydeki ilk ziyaret,Yunanistan’da “tarihi ziyaret” şeklinde yorumlandı. Yunan televizyonları, ziyareti İstanbul muhabirleri ile canlı bağlantı kurarak aktarırken,internet haber siteleri ve ajanslar da “tarihi ziyaret” başlığını kullandı. Haberlerde Arınç ve Patrik Bartholomeos’un açıklamaları yer aldı.
YUNANİSTAN’IN TAVRI SORU İŞARETLERİNE NEDEN OLUYOR
Türkiye’de durum böyleyken Yunanistan, atanmış Gümülcine Müftüsü Cemali Meço’nun 24 Aralık 2010 tarihinde sona eren görev süresini uzattığını duyurdu. Atina, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın 25 yıldır anlaşmalardan kaynaklanan “müftüler seçimle işbaşına gelsin” hakkını yine görmezden geldi.
Yunanistan, Batı Trakya Türkleri’nin din özgürlüğü ile dini liderini seçme hakkını ihlal etmeyi sürdürüyor. Eğitim, Ömür Boyu Öğrenim ve Din İşleri Bakanlığı’nın talebini dikkate alan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas, atanmış Gümülcine Müftüsü Cemali Meço’nun görev süresini uzatan ilgili kararnameyi 17 Aralık 2010 tarihinde imzalayarak bakanlığa gönderdi. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde yer alan tek maddelik kararda; “Gümülcine Müftüsü Hafız İdris oğlu Cemali Meço’nun görevinin sona eriş tarihi olan 24.12.2010 tarihinden itibaren yenilenmesine karar verilmiştir.” ifadeleri kullanıldı.
Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı tarafından ilk defa 30 Mart 1990 tarihinde göreve atanan Gümülcine Müftüsü Cemali Meço, görev süresinin dolmasının ardından 28 Aralık 2000 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ikinci defa 10 yıl süreyle görevine devam etmişti. Son Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde Meço’nun görev süresinin hangi tarihe kadar uzatıldığı belirtilmiyor. Bu karardan sonra atanmış İskeçe ve Dimetoka müftülerinin görev sürelerinin de aynı şekilde uzatılması bekleniyor.
Türkiye ile Yunanistan arasında devam eden azınlık sorunlarına çözüm bulma çabalarında Atina’nın bu tavrı, önümüzdeki dönemde muhtemel bir müftü seçimine açık kapı bıraktığı şeklinde yorumlandı. Batı Trakyalı Türklerin taleplerine bigane kalan Atina’nın aksine Türkiye, yabancı 17 metropolite Türk vatandaşlığı vererek Patrikhane’nin önemli bir mağduriyetini gidermişti. Bu şekilde metropolitler, hem Patrikhane’nin karar organı Sen-Sinod meclisinde (Ruhani Meclis) yer alabilecekler, hem de gelecekte Patrik olabilecekler.
Batı Trakya Türkleri, atanmış İskeçe ve Dimetoka müftülerinin görev sürelerinin 2011’de dolacak olması nedeniyle müftü seçimlerinin bu yıl içinde yapılacağı beklentisi içine girmişti. Atina’nın azınlığın talepleri doğrultusunda ya seçilmiş müftüleri göreve getireceği ya da müftü seçimlerine gidilmesine yeşil ışık yakacağı ifade ediliyordu. 20 Aralık 2010 tarihinde Yunan parlamentosunda bir konuşma yapan iktidar partisi PASOK’un Gümülcine milletvekili Ahmet Hacıosman, 2011 yılında müftü seçimi yapılmasını istemişti.
Öte yandan Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu da, 27 Aralık 2010’da yaptığı toplantıda, yeni bir müftü seçimi istemediklerini, seçilmiş müftüler İbrahim Şerif (Gümülcine) ve Ahmet Mete’nin (İskeçe) devlet tarafından tanınmasını talep etmişti.
BATI TRAKYA TÜRKLERİ ŞAŞKIN
Arınç’ın ziyareti, Batı Trakya için de umut verici olduğu ve Batı Trakya Türk Azınlığı’nın benzer sorunlarının çözümüne yönelik beklentilerini artırdığı gözlemlenmişti. Ancak Yunan hükümetinin tayinli müftünin görev süresini uzatması şaşkınlık ve hayretlele karşılandı.
Batı Trakya Türkleri, Türkiye’de Azınlıklara yönelik açılımlar doğrultusunda verilen haklar ve tanınan ileri düzeydeki ayrıcalıkların kendi ülkeleri tarafından kendilerine de sağlanıp sağlanmayacağını tartışıyor.
Öte yandan, Türkiye’de Azınlıkların durumu AB standartlarının da üzerinde iyileştirilirken, Yunanistan’ın vaatlerin ötesinde gözle görülür en ufak bir adım atmaması aynı zamanda Azınlık halkının bir bölümünün de ümitsizliğe kapılmasına ve farklı değerlendirmelerde bulunmasına neden olduğu görülmektedir.
