Karı-Kocanın Muhabbet Saati

Karı-Kocanın Muhabbet Saati

Önceki yıl Almanya’ya seminere giderken yanımda oturan Türk hanımla tanışıp sohbet ettik. Bir Almanla evliymiş.

“Nedir Almanların en çok beğendiniz yönü?” diye sordum.

“Ben onların disiplinini seviyorum” dedi. Sonra aile hayatlarına bunun yansımasını anlattı.  “Kocam akşam saat altı gibi eve gelir. İki oğlumuz var. On iki ve on yaşında. İki saat bizimle zaman geçirirler. Saat sekiz olduğunda çocuklar odalarına giderler. Uyusalar da uyumasalar da bir daha odalarından çıkmazlar. Bilirler ki akşam bizim muhabbet zamanımızdır. Yanımıza gelmezler.”

Ben bu “karı kocanın muhabbet saati” uygulamasını çok beğendim. O günden sonra örnek olarak seminerlerimde anlatıyorum. Bizim Türk toplumunun “muhabbet saati” uygulamasına çok ihtiyacı var. Çünkü bizim toplumumuzda çocuklar erken yatmazlar, anne-baba yatana kadar onların tepesindedirler. Yaşları kaç olursa olsun.

Bu uygulama yapılırsa kadınların “Kocalarımızla muhabbet edemiyoruz.” şikayeti biter. Kadınlar  kalabalık ortamlarda iletişim kurmakta zorlanmazken, erkekler ancak sessiz ortamlarda daha rahat iletişime geçebiliyorlar.

Mesela; kadın bir yandan televizyon izler, bir yandan telefonla konuşur, bir yandan bilgisayardan maillerini takip eder, arada çocuğun ödevine yardım eder, bu arada eşine çay, meyve falan getirir ve eşiyle de konuşmaya çalışır. Erkek konuşsa kadın hepsini bir arada idare edecektir; fakat erkek bu karmaşanın içinde konuşmakta fıtraten zorlanır. Bu yüzden iyi bir iletişim için erkeklerin daha az ses olan ortamlara ihtiyaçları vardır.

“Karı-koca muhabbet saati” aile üyelerinin hepsi için faydalıdır. Öncelikle çocuklar için faydalıdır. Akşam anne babaları ile çoğunluğu gereksiz olan televizyon programlarını ve dizilerini izlemezler. Erken yatıp uykularını alırlar. Büyüme hormonlarının çalışması saat on gibi başlıyor, bir kaç saat en yüksek seviyede kalıyor. Erken uyurlarsa vücut gelişimleri daha iyi olur. Tabii bu arada çocukların, gençlerin odasında televizyon ve bilgisayar olmaması lâzım. İkisi de çok büyük tehlike. Odalarına gidip bunlarla meşgul olurlarsa onlar için iyi olmaz. Bu ikisi olmayınca ya kitap okur ya uyurlar.

Karı-koca muhabbet saati” uygulamasının “karı-koca” ya faydasına gelelim. Öncelikle kafalarını dinlerler. Kendi çocuğunuzda olsa, ne kadar severseniz sevin, insanın sessizliğe ihtiyacı oluyor. Çocuklar yatınca ortamda ses azalmış olacak. Bir süre televizyon ve bilgisayar da kapanırsa daha da güzel bir dinlenme olur.

Muhabbet” deyince kadınların aklına ilk gelen “konuşmak” oluyor. Tabii ki konuşmak muhabbetin bir parçasıdır; fakat abartmamak lâzım. Sessizliği paylaşmak da muhabbettir. Birlikte çay içmek, sarılıp televizyon izlemek, başını omzuna yaslayıp kitap okumak, tatlı bakışmalar…

Sonra zorlamadan kendiliğinden başlayan sohbetler…

Karı-koca muhabbet saati” uygulamak bizim toplumda biraz zordur. Neden? Ayıp. Çocuklara nasıl denir? “Siz odalarınıza gidin, biz baş başa kalmak istiyoruz” diye. Ya akıllarına bir şey gelirse? Rezalet! Sonra çocukların yüzüne nasıl bakılır? Ya derlerse “Baş başa kalıp ne yapacaksınız ?”

Tabii cinsellik bizim toplumda ayıp, günah, pis. Çocuk yapacak kadar yapılması yeterli bir eylem. Daha fazlası süfli ve gereksiz gibi görülür.

Cinsellik: “Karı-koca birbirlerini sevsinler, birbirlerinde rahatlasınlar.” diye Rabbimizin çiftlere verdiği güzel bir ikramdır, hediyedir. Ne pistir ne de kötüdür. Tam aksi karı-kocanın birlikte olması sevaptır. Pis olan zinadır.

Bu yüzden “Muhabbet saati uygularsak çocukların aklına bir şey gelir mi?” gibi kaygılara gerek yok. Bu kaygılar zaten çoğu zaman karı kocanın yatak hayatını bitiriyor. Çocuklarda anne- baba ile aynı saatte yatınca, bu kez de çocukların uyuması bekleniyor, derken çoğu zaman karı-koca çocuklardan önce uyuyor. Birbirlerine dokunmayı azaltan karı-koca arasında soğukluk başlıyor.

Evlilikte cinsellik konusu çok önemlidir. Ben yazmaya başladığım günden beri bu konuda yazıyorum. Evlilik kitaplarımda da bu konu ile ilgili bir kaç hikaye ya da yazı vardır. Bu konuyu dışarıda tutarak evlilik eğitim yapmak ya da evlilik kitabı yazmak çok büyük bir eksikliktir bence.

Cinsellik, hayatın ve dinin bir parçasıdır. Peygamberimiz zamanında hiç çekinilmeden konuşulmuş, hanımlar sorularını gelip Peygamber efendimize bizzat sormuşlar. Kınanmayı bırakın övülmüşler. Türk kültüründe ise ayıp bir konudur. Üstü örtülen, altından çok pislik akan bir yaradır cinsellik. Kişinin bir sorunu yokken özelini başkalarına eğlence olsun diye anlatması haramdır.

Bunun dışında bilgilenmek amaçlı konuşmak, sormak, sorunun çözümü için uğraşmak gereklidir. Fakat konu erkeklere bırakılmıştır. Cinsellik konusunun konuşulmasının sadece erkeklere bırakılması hiçbir sorunu çözmez. Çünkü cinselliği erkek hocalar ya da doktorlar konuştuğunda kadınlar tarafından bu bir erkek meselesi gibi algılanmakta.

Oysa ülkemizde kadınlar “namus koruma gayreti” yüzünden cinsellikten korkutularak büyütüldüğü için evlendikleri zaman cinsellik konusunda çok büyük sorun yaşıyorlar. Pek çok kadında cinsel isteksizlik sorunu var. Bu yüzden faydalı olabilecek kadınların bu konuda çalışma yapması çok gerekli. Yazarlar, danışmanlar, psikologlar, vâizeler, kadın hocalar…Konu önemli.

Bu sorunların çözümü üzerine çalışılmadıkça aile sorunlarında azalma mümkün olmaz. Anne babaların çocuklarına bu konuda eğitim vermesi ya da eğitim aldırması da gerekli. Bu üzerlerine büyük bir sorumluluktur. Yapılması gerekli farz bir eğitimdir. Çocuklar o konularda hata yaparsa vebali anne-babanın da üzerine olur. Fakat maalesef ki anne babalar bu konuda konuşmaya utandığı için çocuklar cinselliği yalan yanlış bilgilerle pornodan öğreniyorlar.

Gereksiz utanmaları bırakıp cinsellik eğitimi konusunda neler yapılabilir ona bakmak lâzım.

Gerçi çocuklarına “Biz akşamları biraz baş başa kalmak istiyoruz, lütfen odanıza erken gidin.” diyemeyen anne-babalar olduğu sürece bu konuda ne kadar adım atılabilir o da ayrı sorun.

“Muhabbet Saati” cinsellik saati değil; fakat içinde cinsellik de olabilir, o da çocuklarınız dahil, hiç kimseyi ilgilendirmez. Anne-babalar böyle bir uygulama yapmayı isteseler de çocukların tepkilerinden korkuyorlar. Aslında çocuklarına açık ve dürüst bir şekilde “karı- kocanın muhabbet etmek için birbirlerine zaman ayırmalarının önemini” anlatsalar, çocuklar önce garipseseler bile düşününce anlayışla karşılayacaklardır. Çünkü hiçbir çocuk anne-babasının arasının açılmasını istemez. Her çocuk anne-babasının mutlu olmasını ister.

Bir seminerimde sekiz yaşında erkek çocuğu da varmış. Hanımlara “muhabbet saati” uygulamalarını tavsiye etmiştim. Çocuk da dinlemiş. Daha sonra başka bir seminerde o çocuğun babaannesi ile karşılaştık. Torununun saat sekiz olunca odasına gidip bir daha çıkmadığını anlattı. “Sema Teyzem, çocuklar akşam erken yatsınlar ki anne babaları muhabbet etsinler, dedi.” diyor istikrarlı bir şekilde söylediğimi uyguluyormuş.

Bu arada “çocuklar babayı az görecekler.” diye itiraz edenler olacaktır. Elbette çocuklarla babanın da ilgilenmesi gerekiyor. Babaların görevi sadece çocuklarının karnını doyurmak, zaruri ihtiyaçlarını karşılamak değildir. Çocukların hem baba otoritesine hem de baba sevgisine ihtiyaçları var. Peygamberimiz çocuklarını, torunlarını öper, sever, şakalaşırdı. Onlara zaman ayırırdı.

Baba sevgisi çocuğun ruh sağlığı ve hayata güvenle bakabilmesi için çok önemli. Fakat aynı odada beş saat oturup düzgün bir iletişime geçmemek çocuk için faydalı değildir. Sohbet edilecek, dertleşip paylaşımda bulunacak bir saat, beş saatten daha değerlidir çocuk için. Erkek eve gelince önce çocukları ile ilgilenir, onlar odalarına geçince karı-koca daha sakin bir ortamda birlikte zaman geçirirler.

“Muhabbet saati” uygulamasını tavsiye ederim. Yuvanızda sorunlarınızı azaltacaktır. Muhabbet etmek sevaptır. El ele tutuşun, göz göze bakışın, Allah(c.c) ın rahmeti üzerinize olsun.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ