Çözülemeyen Azınlık Sorunları

Batı Trakya

Lukas Papadimos hükümetinin yemin edip güvenoyu almasıyla üçüncü Papandreu dönemi de kapanmış oldu. Dede Yorgo Papandreu, baba Andreas Papandreu ve torun Yorgo Papandreu bu ülkeyi üç nesil yönetmiş olan aile olarak da siyasi tarihe geçmiş oldu.

Eski Başbakan Yorgo Papandreu, PASOK partisinin başkanlığına başarılı bir Dışişleri Bakanlığı görevinden geldi. Papandreu’nun, Dışişleri Bakanlığı dönemi azınlık açısından da önemliydi. Türk meslektaşı İsmail Cem ve Türkiye ile kurduğu yakın ilişki Papandreu’yu Batı Trakya Türklerinin gönlünde taht kurmasına neden oldu. Tabii ki Yorgo Papandreu’nun kişilik yapısı, insanlara ve olaylara yaklaşımı da azınlık insanının takdirini ve sevgisini kazanmaya müsaitti. Papandreu’nun özellikle Marmara ve Atina depremleri sonrasında Türkiye ile kurduğu yakın ilişki azınlık nezdinde kendisine puan kazandırmıştır.

Bunun sonucunda Batı Trakya Türk Azınlığı Yorgo Papandreu liderliğindeki PASOK partisine ve milletvekili adaylarına rekor düzeyde oy verdi. 2007 ve 2009 seçimlerinde azınlık oylarının ezici çoğunluğu PASOK partisini tercih etti. Tercih etmekle kalmadı azınlık insanı önemli ölçüde bu partiye gidip üye olduk. PASOK ve Papandreu’nun 2009 yılında tek başına iktidara gelmesi Azınlığın beklentilerini gündeme getirdi. Doğal olarak azınlık büyük bir beklentiye girdi. Zira yıllanmış sorunlar çözüm bekliyordu. Milli kimlik, azınlık eğitimi, müftülük, vakıflar, 19. Madde, kapatılan dernekler gibi meselelerin yanısıra birikmiş birçok vatandaşlık sorunu çözüm bekliyordu.

Geriye dönüp iki yıllık PASOK iktidarına baktığımız zaman arzu edilen tabloyu göremediğimizi söylemek zorundayız. Ne yazık ki azınlık seçmeninin rekor oyla desteklediği PASOK iktidarı azınlık sorunlarına çözüm getiremedi. Batı Trakya Türklerinin uluslararası ve ikili anlaşmalarla garanti altına alınan “azınlık hakları” alanında ne yazık ki bir arpa boyu yol gidelemedi. Son yıllarda Türkiye’de gayri Müslim azınlıklara verilen haklar da Batı Trakya’da bir itici güç oluşturamadı. Bırakın azınlık eğitimi, müftülük (her ne kadar çözüme kavuşturulacağına dair beklenti yaratılmış olsa da), vakıflar, örgütlenme özgürlüğü gibi “ağır” meselelerin çözüme kavuşmasını, “minarelerin uzunluğu” ve “cami izinleri” konuları gibi bürokratik konular bile hala SORUN olmaya devam ediyor. Örnek isterseniz İskeçe’nin Sakarkaya köyündeki minareye bakabilirsiniz. Diğer örnekleri dile getirme gereği görmüyorum.

Bu dönem içinde ele alınan tek sorun SÖPA meselesidir. Selanik Özel Pedagoji Akademisi (SÖPA) 42 yıllık bir faaliyetten sonra kapatıldı. Buraya kadar azınlığın talebi yerine getirildi. Ancak bundan sonra soru işaretleriyle dolu. Çünkü azınlık, kendi kurum ve temsilcileri aracılığıyla SÖPA sonrası dönemi tarif etmiş ve taleplerini beyan etmişti. Azınlık milletvekilleri ve azınlık eğitim kurumlarının imzasıyla Eğitim Bakanlığı yetkililerine verilen raporla SÖPA’nın yerini alacak eğitim kurumu hakkında talepler sıralanmıştı. Ne yazık ki hükümet o talepleri gözardı etti. Şu anda SÖPA’nın yerine açılan “Azınlık Eğitimi Bölümü”nde azınlık söz sahibi değil. En azından gerektiği gibi ve gerektiği kadar söz sahibi değil. Aksini düşünen varsa ispat etsin sevinirim.

Papandreu’nun Şubat ayında İskeçe’nin Demircik köyünü ziyaret etmesinden sonra bu beklentiler tazelenmiş ve azınlık sorunlarının çözümü yeniden gündemin üst sıralarına tırmanmıştı. Ne yazık ki sonuç, beklentinin çok ama çok gerisinde kaldı.

Sorunlarımızın çözüme kavuşturulması için en uygun şartların olduğu bir dönemden ne yazık ki elimiz boş çıktık. Yeni dönemde azınlığı nasıl bir siyasi ortam bekliyor bilemiyoruz.

Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu’na yakın olduğuna inandığımız, toplumumuzun da özel bir yakınlık hissettiği Yorgo Papandreu hükümetiyle bu sorunlar çözüme kavuşmadıysa kiminle çözüme kavuşacak, nasıl çözülecek gerçekten merak konusu. Bu durumda iyimser olmak inanın ki çok ama çok zor. Papandreu başkanlığındaki tek başına iktidar olan PASOK iktidarı döneminde azınlık meselelerine dokunulamadıysa, aşırı milliyetçi LAOS partinin iktidar ortağı olduğu Papadimos hükümetinin bu sorunlarımıza eğilmesini beklemek ne kadar gerçekçi olur sizce?

 

Ozan Ahmetoğlu, Gündem Gazetesi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ